İslam da Kadının yeri neresidir ?

KayraBey

Üye
Boşa konuşuyorsunuz. Ne demiş adam: boşta kalan çavuslar döner ...ünü avuçlar

Arkadaşı zorlamayın. Allah herkese hidayet nasip etsin.

Benim dinim bana, senin dinin sana.
 
Tepkiler: Invoke
Hadiste buyuruldugu gibi kadinlar dini ve akli yonden eksiktirler. Cehennemin bircogunu kadinlarin olusturacagini da peygamber efendimizin hadisinden cikarabiliyoruz.
 

messevim

Üye
    Konu Sahibi
Hadiste buyuruldugu gibi kadinlar dini ve akli yonden eksiktirler. Cehennemin bircogunu kadinlarin olusturacagini da peygamber efendimizin hadisinden cikarabiliyoruz.
Dışarıda ki çıplaklıga baktığımız da, hadisler ne kadar da doğru söylüyormuş ...
 
Tepkiler: Dede

ByKatre

Üye
Dışarıda ki çıplaklıga baktığımız da, hadisler ne kadar da doğru söylüyormuş ...
HOcam Konu Ne Güzelmiş Çok GÜzel Açıklamışsınız Allah Razı Olsun

Bakın Şu Yazı Ne Güzelde AÇıklamış

"
Değerli kardeşimiz;
Bu soruya hemen "evet" veya "hayır" demek çok zor. Çünkü, soru bu haliyle yeterince açık değil. Onu bir başka soru ile açmak gerekiyor. "Nerede? Hangi konuda? Ne yönden?" gibi. Eğer, "hukukî açıdan" soruluyorsa, cevap olarak "evet" diyebiliriz.

Eğer, her hususta denilirse, o zaman, bu soruya cevap vermeye gerek kalmayacaktır. Zira, cevabı sorunun içindedir. Madem ki, iki ayrı cinsten söz ediliyor. Öyleyse mutlak eşitlik nasıl düşünülebilir?

Kadınla erkeğin eşit oldukları sahalar bulunduğu gibi, erkeğin kadını çok gerilerde bıraktığı, yahut onun çok gerisinde kaldığı sahalar da mevcut. Onun için, meseleyi sadece bir tek madde çözümlemek mümkün değil.

Şayet, "Kadınla erkek arasında iyi insan, üstün insan olma noktasında bir fark var mıdır?" diye sorulursa o zaman şunu hemen belirtmek isteriz: Hakimiyet başka, üstünlük ve fazilet daha başkadır. Bu ikincisinde hemen çalakalem şu yahut bu üstündür, demek çok zordur. Çünkü, kadın olsun erkek olsun, her insan Allah ın kuludur. O, hangi kulunu üstün tutuyor, daha çok seviyorsa ve hangi kulundan razı ise üstünlük ancak onundur. İlahi ferman olan Kur ana baktığımızda, üstünlük ölçüsü olarak, karşımıza cinsiyetin değil takvanın çıktığını görüyoruz. Evet, Allah indinde üstünlüğün ölçüsü takvadır.

Nedir takva? En kısa ifadesiyle Allah tan korkmak, günahlardan sakınmak, Onun razı olmadığı hareket, tavır, hal ve sözlerden uzak durmak. Onun rızasına ermeyi en büyük maksat bilip, bunu kaybetmekten son derece korkmak. İşte, kim böyle yaparsa üstün insan, faziletli insan odur. Bu noktada cinsiyete itibar edilmemiştir.

Takva dendi mi hemen salih ameli hatırlıyoruz. Salih amel, yani, hayırlı, güzel işler görmek. Onda da cinsiyete itibar edilmiyor. Mesela okunan her Kur an harfine karşılık on sevap verilmişse, bu bütün insanlar için böyledir. Kadına daha az, erkeğe daha çok sevap söz konusu değil.

Soruyu bir de psikolojik yönden ele alabilir ve şöyle sorabiliriz: Kadınla erkek arasında psikolojik yönden farklılık var mıdır?

Bu soruya hiç tereddüt etmeden elbette diye cevap veririz. Kadınla erkek arasındaki psikolojik farklılık kendini çocukluk çağından itibaren göstermeye başlar. Erkek ve kız çocukların oyuncakları farklıdır. Bir kız çocuğu en çok oyuncak bebekleri sever. Henüz evlilik nedir bilmediği o yaşlarda, bebeklerini bağrına basar, öper, elbiselerini değiştirir, beşikte sallar ve uyutur. Günün büyük bir kısmını onlarla geçirir. Erkek çocuk ise, taksi, uçak, tabanca gibi oyuncaklara daha fazla rağbet gösterir.

Bu çocuklar büyüdüklerinde bu defa, sohbetleri değişir. Erkeklerin toplantılarında daha çok, iş hayatı yahut politika konuşulurken, kadınlarda ön sırayı ev eşyaları ve örgüler alır.

Kabiliyet yönünden de iki cins arasında bariz bir fark var. Erkek, terkip ve tahlilde, kadın ise taklit ve ezberde daha ileri. Bir misal ile anlatmak gerekirse; erkek bir mimari eseri ortaya koymakta, onun bütün bölümlerini güzelce yerleştirmekte, kadından daha ileri. Kadın ise, o eserin herhangi bir bölmesini ince nakışlarla süslemekte erkekten çok daha hassas.

Erkek dış aleme daha açık. Şefkatte kadından geri, ama teşebbüs kabiliyetinde ileri. Kadın ise erkeğe nispeten daha içe dönük. Bunun en büyük faydası, yavrusuna ve yuvasına göstereceği ihtimam.

Bu iki cinsin zafiyetleri de farklılık gösteriyor: Erkekte, tahakküm ve baskı hastalığı mevcut. Kadında ise, gösteriş ve desinler belâsı.

Kadının en bariz bir özelliği de hassasiyetidir. Buna "teessürilik" deniliyor. Kadın, çevreden etkilenmekte erkekten daha hassas. Dolayısıyla, telkine kapılmaya, aldatılmaya ondan daha müsait.

Kadında sezgi gücü, erkekten çok kuvvetli. Değişikliğe ondan daha çok ihtiyaç duymakta, yenilik ve heyecana daha açık. Vücut büyüklüğü itibariyle ve güç ile kuvvet yönünden, kadın erkekten genellikle daha geri. Bunun neticesi olarak, sığınma ihtiyacı kadında kendini daha fazla hissettiriyor. Ama bazılarında bu ihtiyaç, aşağılık kompleksine dönüşüyor; bu da erkeklik kompleksi olarak kendini gösteriyor.

Kadın, hayat arkadaşına (ona nispetle) daha çok bağlı. Ondan daha vefalı. Dünya sevgisinde erkekten çok ileri.

Kadını bu psikolojisi içinde değerlendirmek ve onun erkekleşmesine değil, ideal bir kadın olmasına çalışmak gerekir.

Etrafımıza şöyle bir göz atalım. Bütün canlılarda bedenler ve ruhlar arasında mükemmel bir uygunluk var. Ceylan ruhunu, aslan bedenine sokmak ve onu aslanca davranmaya zorlamak, en başta o sevimli ruha zarar verir. Her kükreyişte ruhundaki letafetten birazını kaybeder; her hamlede kendi öz güzelliğinden bir parçayı harap eder. Kadın ve erkek eşitliği diyerek kadını erkekçe davranışlara itmek de en başta kadına zarar verir.

Aslında, bu vadide gösterilen kasıtlı ve yoğun faaliyetler, bir bakıma hiçbir şeyi değiştirememiştir. "Hüküm çoğunluğa göre verilir." kaidesinden hareketle şöyle diyebiliriz: Kadınlar yine fabrikatör olmaktan çok işçi, hâkim olmaktan çok kâtip, amir olmaktan çok sekreter, pilot olmaktan çok hostes, patron olmaktan çok tezgâhtardırlar. Zira, yaratılışı değiştirmek mümkün değildir.

Maalesef, kadına lâyık olduğu yeri bir türlü veremedik. Ya onun rızkı bize bağlıymışçasına, kendisine aşırı derecede hükmetmeye kalktık, ona haksız muamelelerde bulunduk, yahut, kendisine çok fazla fırsat verdik, onu erkekliğe heveslendirdik ve mahvettik.

Selam ve dua ile..." (Sorularla İslamiyet)Şöyle Bir Ekte Kötü Olmaz çok GÜzel
"
Değerli kardeşimiz;
Başlangıçta "İslâm ve Kadın" başlığını işlerken, aslında kadının erkeğe eşit olduğu noktaları da göstermiş sayılırız. Burada da öncelikle şunu söyleyelim ki, Islâm'da erkeğin kadından mutlak anlamda üstün olduğunu bildiren hiçbir nas yoktur.

"... Erkek kadın gibi değildir..." (ÂI-i imrân, 3/36),

demek, erkek üstündür demek değildir.

"Erkekler, kadınların kayyûmudurlar. Bu, Allah'ın onların bazısını, bazısına üstün kıldığından ve erkeklerin mallarını harcadıklarındandır..." (Nisâ, 4/34)

âyeti de erkeğin mutlak üstünlüğünü göstermez. Önce burada "erkekleri kadınlara üstün kıldığı için..." denmemiştir. Demek ki üstünlük nisbîdir. Idare kabiliyeti erkeklere verilmiştir. Bir başka konuda da kadınlar üstün olabilir. Kadının şefkat dolu bağrı olmasa erkek, evlâtlarını bir robot gibi yetiştirir. Demek ki bu konuda da kadın üstündür. Hem Allah, kadın erkek ayırmadan,

"... En üstün olanınız, Allah'tan en çok sakınanızdır..." (Hucurât, 49/13)

buyurur. Demek ki kadın, insan olarak erkeğe eşittir. Ikisinin yaratılışı da bir "nefis"tendir. (Nisâ, 4/1) Kökenleri birdir. Biri kaliteli, öbürü adı bir maddeden yaratılmış değildir.

Kadın da kötülük yaparsa günah, hayır yaparsa sevap alır. Dua ederse Allah ona da "icabet" eder. Demek ki, kadın, cennete ya da cehenneme gitmekte de erkekten farklı değildir. Dünyada iken iş başarırsa kazanç, suç işlerse ceza bulur. Ticarethanesi varsa kadın olduğu için kazanç oranı düşük olmadığı gibi, meşru bir iş görüyorsa, kadın olduğu için ücreti de düşük olmaz. Tersine bazı suçlarda kadın erkeğe göre daha az ceza görür.

Kadın, insanlar arasındaki saygınlık ve hürmette, erkeklerden geri değil, tersine bazı hallerde ileridir.

"Insanlar içerisinde iyilik ve hürmet yapmama en lâyık olan kimdir?" diye soran sahabîye Efendimiz (asm); "Annendir." cevabını vermiş ve arkasından, "Sonra kimdir?" diye iki defa daha tekrarlanan bu soruya, "Annendir." dedikten sonra, dördüncüde "Babandır." buyurmuştur. (Buhârî, Edep 2; Müslim, bir 1)

"Namazda iken, babanın çağırması halinde namaz bozulmaz, ama annenin çağırması halinde namaz bozulur ve ona cevap verilir." sözünün aslı nedir, şu anda bilmiyorum ama, dînî bir düşünceden kaynaklandığı açıktır.

"Ana gibi yâr olmaz" atasözümüz herhalde kadını küçültüyor değildir.

Demek ki, yaratılışta, Allah'a kul olmakta, ibadette, duada, suç ve cezada, yani kullukta, hürmet ve saygınlıkta, kısaca insan oluşta kadınla erkek arasında fark yoktur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet"


Selametle...
 

BİRKADIN

Kapalı Hesap
 
Son düzenleme:
Tepkiler: Oğuzhan ve The SLayeR
yobazlar anlamaz baci
 

EroL

Emekli Yönetici
Sizce proteinden yapışmış ve tırnaktan veya hayvanlardaki boynuzdan pek bir farkı olmayan saçı kapatmak mantıklı mı.
Pamuktan imal edilen kumaş kıyafetler kadınları nasıl alımlı gösteriyorsa proteinden yapılan saç da kadının güzelliğinin simgesi. Siz düşüncenizde şu hatayı yapıyorsunuz; kendi benliğinizle, kendi mantığınızla, kendi değer ve ahlak yapınızla hatta kendi çevrenize göre değerlendirme yapıyorsunuz. İnsanların hepsi iyi değil, sizin erkek arkadaşlarınız yada ailenizdeki erkekler el yada saç görüp tahrik olacak yapıda olmayabilir ama dünya üzerinde bu cinsin varolduğu siz de çok iyi biliyorsunuz.



Sizin okuduğunuz islamiyet bu tesettür olaylarına girmiyor olabilir ama siz bence farklı değerlendirmişsiniz okuduklarınızı. Benim okuduğum kuranda tesettürden bahsediliyor. Kadınlara örtünün deniliyor ama saçları örtmek manasında söylenmiyor bu tabi ki güzelliklerini ve cezbedici yerlerini örtmek manasında söyleniyor. Kuran erkeklere de bakmayın, yapmayın, konuşmayın, dokunmayın diyor bunlardan pek bahseden yok nedense genelde kadınlara suç yükleniyor.
 
Tepkiler: OttomaN TigeR ve The SLayeR
guzel konusmussun hocam sacini kapatan biyerini acan cok grduk sacini kapatan namuslu acik olan nmussuz oluyo guya bu ulkede örtnmeyi sac tan ibaret sanan bos kesim cok bnce
 

messevim

Üye
    Konu Sahibi
Örtünün den kasıt başörtüsü degil mi ? Lütfen tekrar oku tesettür ayetlerini. Hem mealini hemde tefsirini.
 
Cübbeli Ahmet Hoca Anlatıyordu Geçenlerde