Genus Pygocentrus Piranhalar

Sponsorlu Bağlantılar

eZeL634

eZeL634

Üye
    Konu Sahibi
Genus Pygocentrus Piranhalar
Pygocentrus Piraya


Pygocentrus piraya en büyük üç piranha türünden biri olup 45 cm boya ulaşabilirler. Fakat akvaryum hobisinde daha küçük pirayalar ithal edilmektedir. Piraya, en açık pigmentlere sahip olan Genus’tur. Çünkü, piraya geliştikce üzerindeki noktalar azalır ve yaşlılığa ulaştığında tamamiyle yok olur. Parlak sarı – turuncu renkler, gövedenin alt kısmından başlayarak, gövdenin büyük kısmını kaplar. Bu yüzden pirayanın pigmentleri diğer türlerden farklıdır.

Pygocentrus Piraya, Nattereri’ye benzer fiziksel yapıya sahiptir. Aralarındaki görsel farklılıklar, pirayanın boyutu ve yanlardaki alev desenli parlak renkleridir. Piraya besleyen hobiciler, piraya’nın kafa şeklinin ne kadar farklı olduğunu görürler fakat, pygolarda kafa yapısının farklı şekilleri vardır ve hiçbir balık bir diğerine benzemez. Pygo türleri farklı bölgelerde değişik şekillerde görülebilir. Bu pirayalar için de geçerlidir.
P. Piraya, insanlar açısından tehlike taşıyacak potansiyele sahip bir türdür. Bazı hobiciler bu türü grup halinde bakmayı denemişlerdir fakat, uzun süreli denemeler, sürü içerisindeki kavgalar yüzünden olumlu sonuç vermez. Bunun tek bir sebebi vardır; “yamyamlık”. Bu yüzden, küçüklükten yetişkinliğe geçiş dönemlerinde tek bakılmaları önerilir. Grup halindeki pirayalarda kavgaların daha az olduğu bilinmektedir ancak, buna tamamen güvenmek yanlış olur. Grup halinde bakılan bütün piranhalara, büyük su değişimleri gerekmektedir. Su değişimleri balıkların agresif tavırlarını biraz olsa da azaltır.

Piraya’nın diğer pygo türleri ile de bakıldıkları görülmüştür. Bu olasılık doğada yoktur. Üç pygo türü de farklı bölgelerde yaşamaktadır. Türlerin birleştirilmesi ile hoş bir görüntü sağlayıp, başarılı bir sürü kurma ihtimali vardır. Yinede bu türlerin birbirine karıştırılmasını tavsiye etmiyorum. Bunun sebebi, vahşi olmaları balıklarınızın hayatına mal olabilir. Bazı hobiciler, üç pygo türünü de başarılı bir şekilde birleştirmiş olsalar bile herzaman için bunu söyleyemeyiz. 20 cm boylarındaki bir piraya için en az 300 lt bir akvaryum gerekmektedir. Daha fazla sayıda piraya için daha büyük akvaryumlar önerilir.
Yetişkin bir piraya rahatlıkla insan parmağını kopartabilir. 20 cm boyundaki pirayalarda dişler 1 cm büyüklüğüne ulaşır.
Bu tür Rio Sao Francisco nehrinde ve kollarında bulunur fakat, drenajında yasaklanmıştır. Bunun sebebi gelişen insan nufusuna oluşturduğu tehlikedir. Piraya, Serrasalmus Brandtii ile Brezilya’nın aynı nehrini paylaşır ve tek bulundukları yer bu nehir ve çevresidir.

Pygocentrus Cariba

Bu türler beni daima büyülemiştir ve doğal güzellikleri, bugün bile, hala ilgimi çekmektedir. Bu türlerle ilk temasım Harald Schultzun, piranhalarla ilgili TFH Yayınlarından çıkan broşürü vasıtası ile oldu. (1964) Oradaki sayfalardan birinde hatalı bir şekilde Serrasalmus nattereri bilimsel adı altında bu türlerin bir resmi vardı.

1973 yılına dek, bu türün ilk canlı örneğini elde edebilmek benim için oldukça uzun bir zaman sürdü. Satın aldığım tür yaklaşık 6 inç (yaklaşık 15 cm) boyundaydı. Ama şimdi, bu türleri biraz daha tartışalım ve son birkaç yılda ne öğrendiğimize bakalım.

Pygocentrus cariba dört adet supranöral* ve yan tarafındaki belirgin bir siyah humeral benek ile karakterizedir (FINK, 1993). Bununla beraber bazı örnekler, zayıf diyet, ve su değerlerinin de aralarında bulunduğu bazı nedenlerle bu beneği kaybederler. Yaş, bu kayıptaki en büyük faktör olarak gözükmektedir. Bu türler muhtemelen Pygocentrus takımında bulunan türler içinde en kötü şöhrete sahip olan türfür. Bu gözlemin ispatı tartışılmıştır. Üreme zamanında yüzgeç ve vücut tamamen siyaha döner. Caribe capa burro (eşek hadım eden) olarak da anılan p. cariba (NICO ve TAPHORN, 1986), sıklıkla kuş yuvalarının yakınında bulunur. Büyük kuşlar genç balıklarla beslenir. Bu balıklardan geriye kalanlar bazen suya düşerek aşağıda bekleşen capa burro’lara öğün oluşturur. Yuvaların ve dalların etrafında hareket eden kuşlar bazen suya da düşerler. Yiyeceğin ulaşılabilirliği piranhaları, ağaçtan suya düşen herşeye saldırmaya şartlandırmıştır. Bu suyu, içine giren canlılar için, özellikle de yiyeceğin kıt olduğu kurak sezonda, oldukça tehlikeli hale getirir.

Piranhalar kurak mevsimde küçük su birikintilerine hapsolurlar ve çok sinirli hale gelirler. Bununla birlikte, bazı araştırmacılar bu kurak sezonda tarlalarında suya girenlerin aktif bir şekilde agresif davranışlarla karşılaşmadıklarını bildirmişlerdir. Hala suya giren bütün hayvanların hazır gıda kaynağı olmaları ve mevcut balıkçılık sahalarında insanların bu balıklar tarafından ısırıldıklarına dair kesin veriler olduğundan dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu, suda sallanan iç organlarla beslenmeye şartlanmanın bir sonucudur.

Pygocentrus’un sistematikteki yeri çoğu tipik Neotropikaller gibidir. Bu yüzyılda nominal türlerin sadece üçü tanımlanmıştır ve bazı numuneler de kaybedilmiştir.

Pygocentrus Nattereri

Bu türler, evcil hayvan satıcılarında yavru halde satılırken, 1964 yılında aldığım ilk piranhalardır. Bu türlere baktığım 40 yıllık süre boyunca kazara ısırıldığım ilk ve tek türlerdir. Ayrıca bu piranhalar soğuk tolerans testinde kullandığım türlerdir. Sonraları, çok daha fazlası, yıllar boyunca büyüyen koleksiyonuma eklendiler. 1980′lerde bu türlerden, iki kez, başarılı bir şekilde yumurta aldım.

Pygocentrus nattereriler çok sayıdaki beneklenme, vücut şekli ve renk varyasyonları ile kompleks türlerdir. Morfolojilerinin önemli kısmı su kimyası ve beslenme ile alakalıdır. Karışıklığa neden olan bir başka neden ise p. nattererilerin akvaryumlarda üretilebilmeleridir. Dolayısı ile renk veya vücut şekilleri doğadan yakalanan p. nattereriler ile farklılıklar gösterir. Doğadan yakalanan ve tank üretimi olan p. nattereriler arasında ortaya çıkan bu farklılıklar, bazen hobicilerin akıllarını karıştırır. Oysa bu anlaşılabilirdir. Doğadan yakalananların renkleri kendi doğal sularında daha parlaktır. Stres ve doğal gıda eksikliği, balıkların görünümlerinde değişikliğe neden olur. Ve bu, bir hobicinin değişik kafa şekli ve daha donuk renkleri olan bir kırmızı karınlı piranha gördüğünde şaşkınlık yaşamasına neden olur.

Çene boyutu hakkındaki çoğu argüman eski zaman bilimlerinin aktardığı argümanlarla benzerdir. Ama günümüzde biliyoruz ki, bu gibi hususlar kişilere özeldir. Ve sadece türlerin nasıl tanımlanacağına dair küçük bir görüş olarak düşünülmelidir.

Toplam uzunluk olarak 30-35 cm lik örnekler rapor edilmiştir. Akvaryum türleri çoğunlukla daha küçüktür. Birleşik Devletler’deki evcil hayvan endüstrisinde en çok bulunan piranha olmasının nedeni medya ve muhafazakarlar tarafından, piranha korkusunun tetikleniyor olmasıdır. Bu balıkların karın renkleri sarı – turuncu – kırmızı aralığında değişir. Vücut renkleri ise gümüş – altın – siyah aralığında değişebilir. Altın Tozu Piranha olarak da adlandırılan bazı türlerde çok belirgin altın renginde benekler vardır. Bu piranhaların kafa yapıları değişik şekiller gösterebilir. Bazıları keskin olmayan hatlara sahiptirler. Göz profillerinin üzerinde konkavlıkları yok denecek kadar azdır. Bu, balığın sınırlanmış (eksik) diyetine bağlı olarak ortaya çıkmış bir durumdur. Bu balıklar nispeten küçüktürler; Brezilya Mato Grosso daki Cuiaba nehrinde yakalanan 1450 gram ağırlığındaki örnek dünya rekorudur.

Bazı pygocentrus türü piranhalarda adipoz dokunun mevcut olmadığı veya büyümemiş olduğu bildirilmiştir. Araştırmacılar, doğal olmayan, adipoz yüzgecine sahip olan balıkların Serrasalminae alt familyasının üyesi olamayacağını hatırlatmaktadır. Piranhalar birbirlerini ısırırlar, adipoz yüzgeci kaybı buna bağlı olabilir. Yüzgecin boyutundaki artış ise çevresel faktörlere, diyete ve adipoz yüzgecinin tamamı ile bir yağ dokusundan ibaret olmasındandır. Kıtlıkla karşılaştıklarında zayıflayan balıkların yağ depolarını kullandıklarını varsaymak da mantıksız değildir. Gözlerin üzerindeki bölge (dorsum) doğadan yakalanan bazı türlerde ve arada sırada, ticareti yapılan balıklarda oldukça zayıftır (Sıska ve bitkin!!!). Dorsum bölgesi bir yağ ve kas deposu kısmı haline gelmiş bir piranha, balık ve başka doğal gıdalar yemeye teşvik edilmiş olmalıdır. Hobicilerin karakteri belirleyen değişik bir özellik olarak farzettikleri bu değişikliğin, Fink tarafından belli bir bölgede bulunan bütün p. nattererilerin spesifik bir özelliği olabileceğini destekleyen vücut uzunluğu teorisi ile hiçbir orantısı bulunmamaktadır.

Vücut uzunluğu gerçekten p. nattereri popülasyonlarının yayılım alanı boyunca görülen, daha ziyade bireysel bir özelliktir.
Doğada piranhalar, diğer hayvanlar ve elbette ki kendi akranları tarafından yenilirler. Büyük çoğunluğu fazla yaşayamaz. Akvaryumda böyle bir sorun yoktur. Akvaryumda bu süre birkaç gün ile, bazı durumlarda, yirmi yıldan fazla süreler arasında değişir. Fakat normal hobici bakımı ile bu süre ortalama 10 yıldır. Bütün bunlardan ötürü piranhalar beslenmek için tercih edilirler; kesinlikle uzun bir süre yaşayabilirler.

Akvaryumda beslenen bu türler, insanlar için potansiyel olarak tehlikedirler. Muhtemelen, büyük gruplar halinde bakılması en kolay pygocentrus türüdür. Ayrıca 25 balıklık küçük bir sürüden, yemek çılgınlığı esnasında birkaç yüz balığa ulaşabilen en yaygın türdür. Bazı hobiciler bu türlere, pygocentrus ailesinin diğer iki üyesi olan cariba ve piraya ile beraber bakarlar. Bir araya konulmaları doğal değildir, (doğada da bir arada bulunmazlar) ancak bazı başarılı denemeler mevcuttur. Bununla birlikte yeterli bilgi birikimi ve deneyime sahip hobicilerin bunu yapmalarını önerir ve desteklerim.

Pygocentrus’ların her üç türü de birbirlerine karşı avcı karakter taşır. Kapalı bir sistem olan tankımız birbirlerini yemelerine neden olacak koşulların oluşmasına neden olabilir. Benim tavsiyem; tek bir pygocentrus için 40 galonluk (151 litre) bir akvaryum ortamı oluşturmaktır. Diğer türler daha büyük tanklara ihtiyaç duyacaktır. Tankları büyük olan p. nattereriler, küçük gruplar halinde bile doğadaki akranları kadar iyi durumda olabileceklerdir.

Kaynak:

 


Üst Alt