Allah Sevgisi İnsana Büyük Bir Manevi güç verir!

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
fotonn

fotonn

Üye
    Konu Sahibi
Allah Sevgisi İnsana Büyük Bir Manevi güç verir!
Allah Sevgisi İnsana Büyük Bir Manevi Güç Verir -

İman edenler Allah’ın rızasını kazanmak için Allah’a derin bir sevgi ve yakınlık duyar, O’nu kendilerine yakın bir dost ve veli edinirler. Yüce Allah’a büyük bir vefa ve sadakat ile bağlanırlar. Amaçları, çabaları ve duaları yalnızca Allah’ın rızasını kazanmaya yöneliktir. İşte Yüce Allah’ın rızasını ve sevgisini kazanmaya yönelik bu çaba, Allah’ın izniyle müminlere, inkarcıların asla sahip olamayacağı, manevi bir güç verir.

Peygamberler Allah’a bağlılıklarıyla, derin Allah korkuları ve Yüce Allah’a olan güçlü sevgileriyle bütün Müslümanlara örnek olmuşlardır. Rabbimiz Allah’ın kendilerine verdiği tebliğ görevini hakkıyla yerine getirmiş, insanları kötülükten men etmiş, iyiliği emrederek onları güzel ahlaka davet etmişlerdir. Peygamberleri üstün kılan çok sayıdaki özellikten biri de, inkarcılar tarafından kendilerine yöneltilen baskı ve şiddet karşısında gösterdikleri güçlü, mütevekkil ve kararlı yapıdır. Peygamberleri kendilerine örnek alan Müslümanlar da yaşadıkları toplum içinde akılcı düşünce ve davranışları, güçlü kişilikleri ve samimi üslupları, asil görünümleriyle dikkat çekerler. Peygamberler gibi, onlar da hiçbir olay karşısında korku ve üzüntüye kapılmaz, her olayı hayırla değerlendirir ve etraflarındaki insanları durmaksızın iyiliğe davet ederler. Allah’ı çok anar, karşılaştıkları her olayı tek dostları olan Allah’ın yarattığını bilir, şeytanın boş vaatlerini Allah’ın izniyle tereddüt dahi etmeden aşar, dünyanın geçici heveslerine tamah etmezler.

İman edenlerin bu üstün özellikleri de onlara manevi bir güç kazandırır.
İman edenlerin sahip oldukları manevi gücün bir sonucu olarak; müminlerin dünyanın aldatıcı süsüne meyletmemeleri, hiçbir olayda paniğe, üzüntüye kapılmamaları, korkmamaları ve her zaman itidallerini korumaları, Kuran ahlakını bilmeyen ve yaşamayan insanlar tarafından hayretle karşılanabilir. Özellikle de, din ahlakını yaşamamaları ve Allah’ın bildirdiği din ahlakını tebliğ etmemeleri için iman etmeyenlerin baskı ve şiddetine maruz kalmalarına, dahası onlar tarafından sürgün, hapis ve hatta ölümle tehdit edilmelerine rağmen, salih müminlerin yine de son derece rahat, mutlu ve huzurlu bir hayat yaşamaları iman etmeyenlerin asla kavrayamadıkları bir durumdur.

Yüce Allah’a Olan Teslimiyet Müminlerin Gücünü Arttırır

Kuran’da hayatları örnek gösterilerek övülen Resuller ve onlarla birlikte iman eden müminler son derece zorlu olaylarla, zahiren son derece “kötü” durumlarla karşılaşmışlardır. Ancak bu üstün ahlaklı müminler, yaşadıkları tüm olaylara karşı son derece güven ve teslimiyet içinde davranmışlar, her olayı yaratanın Yüce Allah olduğunu, dolayısıyla her olayın arkasında bir hayır olduğunu bilerek hareket etmişlerdir. Yüce Allah’ın kendilerini yardımsız bırakmayacağından, kendilerine kaldıramayacakları bir zorluk yüklemeyeceğinden emin olan ve çektikleri sıkıntıların karşılığını da ahirette almayı umut eden müminler, “… De ki: “Allah, bana yeter. Tevekkül edecek olanlar, O’na tevekkül etsinler.”” (Zümer Suresi, 38) ayetinde haber verildiği üzere her ortam ve şartta, Yüce Allah’a teslim olmuşlardır. Bu da onları Allah’ın izniyle tüm olaylar karşısında güçlü kılmıştır.

Ancak Allah’a teslim olmak, bazı kişilerce zannedildiği gibi kişinin kendisini olayların dışında tutması demek değildir. Aksine, mümin Kuran ahlakına göre her türlü sorumluluğu üzerine alır. Kendi yaptığı fiilleri de gerçekte Allah’ın yaptırdığını, kendi varlığının kontrolünün de Yüce Allah’ın elinde olduğunu bilir ve Rabbimiz’i vekil edinerek her işi başarıyla sonlandırır. Teslimiyetli bir mümin, Allah’ın kendisini yardımsız bırakmayacağından, ona kaldıramayacağı bir zorluk yüklemeyeceğinden ve yaşadıklarının karşılığını da ahirette ona vereceğinden emindir. Bu durumda ortaya Yüce Rabbimiz Allah’tan başka hiçbir kimseden korkmayan dünyanın en güçlü insanı çıkar. Allah sevgisinin ve tevekkülün getirdiği imani olgunluğu yaşayan müminlerin, Allah’ın izniyle sahip oldukları güç, Kuran’da şöyle haber verilmiştir:

“Derler ki, “Andolsun, Medine’ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp-çıkaracaktır.” Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah’ın, O’nun Resûlü’nün ve mü’minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.” (Münafikun Suresi, 8)

Müslümanlar İman Etmeyenlerin Baskı ve Tehditlerine Rağmen Çok Huzurlu Bir Yaşam Sürerler

Güzel ahlakı savunuyor ve insanlara tavsiye ediyor olmalarından dolayı toplumun bazı kesimleri tarafından şiddetli baskıya maruz kalan Müslümanların, karşılaştıkları her türlü zorluğa rağmen ibadetlerini ve güzel ahlakı eksiksiz uygulamaya devam etmeleri Allah’a olan bağlılıklarının açık bir göstergesidir. Hiç kuşku yoktur ki bunlar taklidi mümkün olan davranışlar değildir. Bu, yalnızca samimi olarak Allah’tan korkan müminlere has bir tutumdur.

Rabbimiz’in yarattığı her olayı güzel gören Müslümanların neşelerinin sebebini merak eden, ama hiçbir şekilde anlayamayan inkarcılar, hayatları boyunca bu neşe ve huzurun küçük bir benzerini dahi yaşayamazlar. Ne kadar çok mutluluğun peşinden koşsalar da, Kuran ahlakına göre yaşamamaları sebebiyle gerçek mutluluğu bir türlü bulamazlar. İman edenler ise doğal bir sevinç ve mutluluk duyar, Allah’ın kendilerine olan cennet vaadiyle ümitlenip sevinir, Allah’ın kendilerine verdiği iman ile neşelenirler. Yüce Allah’ın ayetlerini görebiliyor olmaktan, peygamberlerle ve bütün takva sahibi müminlerle ahirette kardeş olma ümidini taşımaktan, Allah’ın koruması altında olmaktan ve daha pek çok sebepten dolayı her an büyük bir neşe içindedirler. İman, Allah’ın bahşettiği benzersiz bir nimettir. Kendisine iman verilen kişi ise, Allah’tan çok büyük bir lütfa erişmiştir.

Müslümanların Üzerindeki Manevi Güç, İnkar Edenleri Korkuya Sevk Eder

Yüce Allah Müslümanların karşılaştıkları zorluklar ve inkarcılar tarafından kendilerine yöneltilen tehditler karşısında ümitsizliğe ve yılgınlığa kapılmamalarını ayetlerinde şöyle bildirmektedir:

“Onlar, kendilerine insanlar: “Size karşı insanlar topla(n)dılar, artık onlardan korkun” dedikleri halde imanları artanlar ve: “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir” diyenlerdir.” (Al-i İmran Suresi, 173)

Müslümanların başlarına ne gelirse gelsin Allah’a bağlı kalmaları, güçlü, kendinden emin, kararlı ve aynı zamanda huzurlu hallerini devam ettirmeleri inkar edenleri şaşırttığı gibi, aynı zamanda onları korkuya da sevk eder. Nitekim bu, onların hiç alışık olmadıkları bir davranış biçimidir. Onlar en ufak bir zorlukta ümitsizliğe kapılabilen, küçük bir olumsuzlukta hemen moralleri bozulabilen insanlardır.

Müminlerin üzerindeki bu manevi gücün kaynağının iman olduğunu anlayamaz, gördükleri bu kararlılık karşısında korkuya kapılırlar. Allah ayetlerinde, inkarcıların, müminlerin güçlü imanları ve kişilikleri karşısında duydukları korkuyu şöyle bildirmektedir:

“Sanki onlar, ürkmüş yaban eşekleri gibidirler. Arslandan korkup-kaçmışlar.” (Müddessir Suresi, 50-51)
 
Nadir

Nadir

Emekli Yönetici
süpersin kardeşim Allah razı olsun..
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...


Üst Alt