Akıl Hastalarını Diri Diri Yakan Avrupa ve Bimarhane'de Tedavi Eden Osmanlı

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Silinen Üye 2392690

Silinen Üye 2392690

Kapalı Hesap
    Konu Sahibi
Akıl Hastalarını Diri Diri Yakan Avrupa ve Bimarhane'de Tedavi Eden Osmanlı
Avrupa akil hastalarini diri diri yakarken Osmanli bol yildizli otelleri kiskandiracak “Bimarhane”lerde müzikle tedavi ediyordu

Osmanlı Medeniyeti'nin saffetini mayalayan iksirler arasında¸ sevgi ve insanlığın mühim bir yer işgal ettiğini
ispatlayan mücessem âbidelerden¸ çağını aşan hayal ötesi müesseselerden biri de "Bîmarhâneler"dir.


Bîmar kelimesinin Türkçe karşılığı¸ "ruh hastalığı veya kalp huzursuzluğu"dur. Osmanlı Devleti'nde "Bîmârhâne" veya "Bîmâristân" olarak bilinen müesseseler¸ hastanelere verilen genel isimlerden birisi olmakla beraber¸ özelde "akıl hastaları"nın tedavisi¸ yani "ruh tababeti" için de kullanılmıştır. Bundan dolayı¸ bîmarhanelerde sadece akıl hastaları değil¸ diğer hastalar için de hizmet verilmiştir. Ayrıca çoğu (mesela Amasya'daki) bîmarhane¸ tıbbiye talebeleri için uygulamalı eğitim mahalli olarak da kullanılmıştır.

Avrupa'da 18. yüzyıla kadar akıl hastaları şeytanla işbirliği yapan "melûn mahlûk" muamelesi görüp¸ ruhuna şeytan girmiş denilerek çok defa diri diri yakılarak vücutlarından şeytan çıkarılmaya çalışılırken¸ Osmanlı'da daha Sultan I. Bayezid devrinden akıl ya da ruh hastaları "insan olarak" kabul edilerek tedavi altına alınmaya başlanmıştır. Fatih Sultan Mehmed devrinden itibaren de bu tür hastaların bakım ve tedavisinde¸ "müzikle tedavi usulüne" başlandığı tarihî kayıtlarda geçmektedir.

Bu noktada¸ ruh tababeti sahasında hizmet etmesi için özel vakıflar tesis eden Osmanlı Devleti'nde akıl hastanelerinin temeli¸ Yıldırım Bayezid zamanında 1399/1400 yılında Bursa'da inşa edilen Dârüşşifa bünyesinde açılan "Bîmarhane" ile atılmıştır. Bu dârüşşifa daha sonra tamamen akıl hastalarının tedavisi için kullanılmış ve 19. yüzyıl sonuna kadar hizmet vermeye devam etmiştir.

İstanbul'un fethinden sonra ise Fatih Sultan Mehmed¸ kendi ismiyle anılan mahallede¸ 1456'da başlanıp 1470/1471'de tamamlanan Fatih Bîmarhânesini (Bîmarhâne-i Ebul Feth) kurdurmuştur. 1824'e kadar faaliyette kalan Bîmarhâne¸ 80 kubbeli ve 70 hücreli olarak inşa edilmiş; içinde bir başhekim ile 200 hastabakıcının bulunduğu bir müesseseydi. Buradaki hastalar¸ şefkat ve ihtimamla tedavi ediliyor¸ akıl¸ ruh ve sinir bozucu durumlardan uzak tutuluyordu. Hastalar ceviz karyolalarda yatırılıyor¸ her gün mûsıkî dinletiliyor¸ sülün¸ keklik ve bülbül gibi av etleri ikram ediliyor ve hastalıklarına uygun larla tedavi ediliyorlardı. Modern psikiyatrinin kurucusu kabul edilen Fransız Jean-Etienne Dominique Esquirol¸ burayı gezdikten sonra "akıl hastaneleri için ancak bir mefkûre ya da ideal olabileceğini" söylemiştir. Bu Bîmarhane¸ 19. yüzyıl başlarına kadar hizmet vermiştir.

Bayezid Bîmarhanesi ve Mûsıkîyle Tedavi

Bîmarhanelerin önem kazanması ve gelişim sürecine girmesi ise II. Bayezid döneminde olmuştur. Bu devirde¸ Edirne'de Tunca Nehri kenarına 1484'de başlanıp 1488'de tamamlanan caminin yanına bir de "Bîmarhane" açılmış ve "II. Bayezid Bîmarhanesi" olarak adlandırılmıştır. Milletini¸ Allah'ın emaneti olarak gören Osmanlı¸ burayı¸ akıl hastalarının¸ tecrit dâhil olmak üzere her türlü sıkıntılarını rahatça atlatmalarına ortam hazırlayacak şekilde planlanmıştır. Burada¸ 167 görevli çalışmakta¸ hastane 50 kişilik olduğu halde hekim ve hizmetkâr olarak 21 personeli bulunmaktadır ki¸ bu durum bugünkü modern hastaneleri bile kıskandıracak bir durumdur. Aklî ve ruhî sıkıntıları olan hastalar; Kur'an kıraatleri (okumaları)¸ klasik mûsıkî¸ ney¸ su ve kuş (bilhassa bülbül) sesleri¸ güzel kokulu çiçekler¸ çeşitli sanat faaliyetleri ve el işleriyle meşgul edilerek tedavi edilmişlerdir. Hastalar; son derece şefkat ve merhametle muamele edilerek ceviz karyolalarda¸ ipekli çamaşırlar ve çarşaflar içerisinde¸ aydınlık ve ferah bir ortamda yatırılmışlardır.

Burada hastalar¸ bilhassa müzik ve su sesiyle rahatlatılıyordu. Büyük kubbe altındaki şadırvandan fışkıran suların¸ kubbeye kadar yükseldikten sonra düşerken çıkardığı sesler¸ hastaların başlıca huzur kaynaklarındandı. Bina¸ müzikle tedavinin yapılabilmesini kolaylaştıracak bir akustik düzende inşa edilmişti; sesler ve çalınan müzikler yankılanmadan yapının her tarafından duyulabiliyordu. On kişiden oluşan bir mûsıkî topluluğu¸ hastalara haftanın üç günü düzenli olarak mûsıkî fasılları sunuyor¸ onları ruhen ve zihnen dinlendirip sakinleştirecek hoş şarkılar söylüyordu. Şuuri'nin "Tadili Emzice" adlı eserinde geçen bilgilere göre burada icra edilen mûsıkî¸ hastaların mizacına¸ ruhî-asabî durumuna ve hastalığına uygun gelen makamlarda dinletilmiştir. Müziğin hastalar üzerindeki tesirleri takip edilerek¸ rahatsızlıklarına en uygun makam¸ melodi ve çalgı belirlenmeye çalışılmıştır. Bu mûsıkî ziyafetlerinde genellikle ney¸ keman¸ ud gibi çalgılar kullanılıyordu.

Burada yetiştirilen lale¸ sümbül¸ reyhan¸ karanfil¸ nesrin¸ yasemin¸ deveboynu gibi çiçeklerin güzelliği ve kokusunun ferahlatıcı etkisi de hastaların tedavi edilmesinde kullanılıyordu. Bu müzikleri dinleyen¸ çiçekleri koklayan¸ bakımcılar ve hekimlerinden her türlü insanlığı gören¸ şefkat ve merhametle kucaklanan hastalar¸ kısa sürede iyileşerek veya ciddi iyileşme belirtisi göstererek¸ normal hayata tekrar dönmüş ve topluma kazandırılmışlardır.

Merhum ve Mağfur Bayezid Velî Hazretleri Vakfiyesinde¸ hastalara deva¸ dertlilere şifa¸ divanelerin ruhuna gıda ve defi sevda olmak üzere on adet delikanlı tahsis edilmiştir ki; üçü hanende¸ biri neyzen¸ biri kemani¸ biri musıkari¸ biri santuri¸ biri udi olup haftada üç kere gelerek hastalara ve delilere mûsıkî faslı verirlermiş. Yüce Allah emriyle nicesi şarkıdan ve sazdan yararlanır¸ hoş hal olurlar. İlmî mûsıkî biliminde neva¸ rast¸ dügâh¸ segâh¸ çargâh¸ suzinak makamları onlara mahsustur. Amma makam-ı zengule ile makam-ı buselikte rast karar kılsa insana hayat verir. Cümle sac ve makamlarda ruha gıda vardır."




İsmail Çolak/ Somoncubaba Dergisi

Ranuna İklime Gün/”Merhamet Medeniyetimiz Gümüş Hamayıllarda Saklı idi
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer Konular

Doğuş Pertez
Cevap
1
Görüntüleme
1K
OttomaN TigeR
Doğuş Pertez
  • Kilitli
Cevap
0
Görüntüleme
364
Doğuş Pertez
Doğuş Pertez
Cevap
0
Görüntüleme
2K
Doğuş Pertez
Doğuş Pertez
Cevap
0
Görüntüleme
479
Doğuş Pertez
Doğuş Pertez
Cevap
0
Görüntüleme
451
Doğuş Pertez


Üst Alt