spy ghost
Üye
41 Kişinin Öldüğü Kaza Zaman Aşımında!
Bu trenin hızına adalet bile yetişemedi! Sadece iki makinistin küçük cezalar aldığı davada, bilirkişinin yarı yarıya kusurlu bulduğu raylarla ilgili sorumluların soruşturulmasına izin verilmedi.
Pamukovada 22 Temmuz 2004te meydana gelen hızlandırılmış tren katasında 41 kişi yaşamını yitirirken 100e yakın kişi de yaralanmıştı. Bilirkişi raporlarıyla facianın ardında eski raylarla yapılan hızlı tren denemesinin olduğu ortaya çıktı. Kazayla ilgili Sakarya 2inci Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldı.
Vatan'ın haberine göre; bilirkişi raporunda, birinci makinist 8de 3, ikinci makinist 8de 1 ve demiryolu 8de 4 kusurlu bulundu. Tüm fatura makinistlere kesilirken, baş makinist Fikret Karabalut 5 ay, ikinci makinist Recep Sönmez ise 3 ay tutuklu kaldı. Ancak asıl kusurlunun kim olduğu bir türlü tespit edilemedi. Kazada yaşamını yitirenlerin avukatları kusurlu bulunan rayların yapımında ve kullanımında katkısı olan asıl suçluların bulunması için suç duyurusunda bulundu. Verilen soruşturma emri Danıştay tarafından iptal edildi. İkinci girişimde de mahkeme, Danıştayı örnek göstererek yeniden bir soruşturma yapılmasına izin vermedi.
YARGITAY 2 KEZ BOZDU
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada ilk olarak 1 Şubat 2008de 1. makinist Fikret Karabalut 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. İkinci makinist Recep Sönmeze ise 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Tren şefi Köksal Coşkun ise beraat etti. Dosya Yargıtaya taşındı. Yargıtay 2. Ceza Dairesi dosyadaki tebligat eksiklikleri nedeniyle kararı bozdu. Yerel mahkeme eksikleri giderdi ve yine aynı cezalar verildi. Yargıtay kararı tekrar bozdu.
KAÇARAK KURTULDULAR
Yavaş işleyen adaletin sonuca götüremediği hızlandırılmış tren kazası davasında 7.5 yıl geçti. Son duruşma 2 Aralık 2011deydi. Duruşmaya TCDD avukatı katılmadı. 5 kişinin talimatla alınması gereken ifadelerinin de alınmaması nedeniyle dava 7 Şubat 2012ye ertelendi. Bu tarih davanın zaman aşımı süresinin dolmasından tam iki hafta sonraydı. Kanunlara göre taksirle ölüme sebebiyet verme suçunun zaman aşımı karşılığı 7.5 yıl. Davadaki zaman aşımı Ocak ayının son haftasında bittiği için, davanın bu duruşmasında sanık avukatları davanın zaman aşımından düşürülmesini talep edecek. Mahkeme de bu talebe uymak zorunda kalacak.
SUÇUN YARISININ SAHİBİ YOK
Kazada yaşamını yitirenlerin avukatları ise duruma tepkili. Avukat Engin Baltacı şöyle konuştu: Kusurlu kimdi? Demiryolu deniliyor ama raylar mı bunları denetlemeyenler mi bakımını yapmayanlar mı, ya da kim? Bu belli değil. Bunun ortaya çıkmasını istedik. Sadece makinistler ceza aldı, kalan suçlular ise belirlenemedi . Ceza hukukunda mukadderat olmaz. Kusurun yarısı ortada kaldı. Bugün, Ulaştırma Bakanlığı ben yazılı emir veriyorum soruşturma açıyorum dese bile dava zaman aşımına uğrayacak. En önemli nokta bu kazanın suçunun yarısı kimde bulunamadı. Demiryolları diye bir kusurlu ceza hukukunda olmaz. Bu şekilde bitecek. Adı konulamadı. Bence bu dosyanın en vahim tarafı da budur. Suçun yarısının sahibi yoktur.
ZAMAN AŞIMI 15 YIL OLDU AMA 11 AYLA KURTULDULAR
2005 yılında yürürlüğe giren yeni TCKnın 66ıncı maddesinde zaman aşımı kavramına da yenilik getirdi. Ölümle sonuçlanan kazalarda zamanaşımı süresi 15 yıla kadar çıkartıldı. Ancak kaza yeni yasanın yürürlüğe girmesinden önce gerçekleştiği için, eski yasadaki 7.5 yıl maddesi uygulandı.
KİMSE BİNMESİN DEMİŞTİ
Hızlandırılmış trenin faaliyete geçmesiyle birlikte TCDD yetkilileri başta olmak üzere tüm yetkililer ağızbirliği etmişcesine ne kadar büyük bir işi başardıklarını anlatıyordu. Ancak tüm bu sözlerin arasında bir tek muhalif ses yükseliyordu. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Ulaştırma Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aydın Erel. Hızlı trenin güvenli olmadığını söylemekten dilinde tüy bitmişti her fırsatta Ben o trene binmem. Kimse de binmesin. Hızlı tren seferden kaldırılmalı diyordu.
ZAMAN AŞIMI OLACAĞI BELLİYDİ!
Faciada ölen 41 kişiden biri de İrem Candandı. Tıp Fakültesi öğrencisi olan İremin ölümü ailesini yıktı. 7 yıldır mahkemlerde kızlarını öldüren sorumluların hesap vermesi için mücadele eden aile umutsuz. Annesi Berrin Candan, Bu bizim için süpriz bir karar değil. Zaten zaman aşımına soktukları uzun zamandır belliydi. AHİMe gitme şansımız da yok artık. Hakikaten yazık diyecek bir şey bulamıyorum. Bu ülkede adalet mekanizması işlemiyor diye isyan ediyor.
KANSER OLDUM
İremin babası Alaattin Candan ise şunları söylüyor: Kızımı kaybettikten sonra sağlımığımı yitirdim. Zaten şeker hastasıydım, tansiyon da çıktı. Sonra mesane kanseri oldum, böbreklerim iflas etti. Haftada 3 gün diyalize giriyorum. 7 Şubatta duruşma var. Öyle anlaşılıyor ki davayı kapatacaklar. Yeni getirilen düzenlemeyle 5 hakim AİHMe gidip gitmeyeceğine karar verecekmiş. İnsan Hakları Mahkemesine de gitmemizi engelleyecekler.
İremin bir yakını onun ağzından şu satırları yazmıştı:
Ben İrem; hani şu 22 temmuz 2004de saat 19:43de kitle cinayetine kurban giden. Neden? Niçin? Ben güzel bir yaz akşamı ölmek için mi dünyaya geldim? Ben 21 yıl boyunca yüreğimde yalnızca kocaman sevgiler büyüttüm. Bu sevgiler ki bana kardeşimi, annemi, babamı ve ailemi, doğayı kısaca bütün evreni sevmemi sağladı.
Başbakan evimize geldi, toprağa ilk girdiğim gün. Nasıl sevinmiştim suçlular cezasını bulacak diye, çünkü anneme bir söz verdi Bilirkişi raporları açıklansın çaresine bakacağız. Yargısız infaz yapamam, eğer yaparsam, her kazada bakan istifa ederse, bakan kalmaz dedi. İnandım ve sevindim. Çünkü o Allaha yakın bir insandı. Allaha yakın insanlar verdikleri sözü tutarlar, en yakın dava arkadaşları bile olsa, suçu işleyen hakkında derhal gereğini yaparlar diye düşündüm. Aldandım. . . . Aynı Başbakan gazetecilere aynı olay için böyle boş gündem yaratmayın diye çıkıştı. Ben Genetik Masterı yapmak isteyen, Fakültede 3. yılım olmasına rağmen, Çapa Tıpta 4 yıl staj yapan, ülkemin neresi olursa olsun özellikle Doğuda görev almak isteyen, yüreği meslek aşkıyla çarpan pırıl pırıl bir genç kızdım. Benim yaşam hakkımı hızlandırılmış trenle bitirdiler.
KAYNAK:
Bu trenin hızına adalet bile yetişemedi! Sadece iki makinistin küçük cezalar aldığı davada, bilirkişinin yarı yarıya kusurlu bulduğu raylarla ilgili sorumluların soruşturulmasına izin verilmedi.
Pamukovada 22 Temmuz 2004te meydana gelen hızlandırılmış tren katasında 41 kişi yaşamını yitirirken 100e yakın kişi de yaralanmıştı. Bilirkişi raporlarıyla facianın ardında eski raylarla yapılan hızlı tren denemesinin olduğu ortaya çıktı. Kazayla ilgili Sakarya 2inci Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldı.
Vatan'ın haberine göre; bilirkişi raporunda, birinci makinist 8de 3, ikinci makinist 8de 1 ve demiryolu 8de 4 kusurlu bulundu. Tüm fatura makinistlere kesilirken, baş makinist Fikret Karabalut 5 ay, ikinci makinist Recep Sönmez ise 3 ay tutuklu kaldı. Ancak asıl kusurlunun kim olduğu bir türlü tespit edilemedi. Kazada yaşamını yitirenlerin avukatları kusurlu bulunan rayların yapımında ve kullanımında katkısı olan asıl suçluların bulunması için suç duyurusunda bulundu. Verilen soruşturma emri Danıştay tarafından iptal edildi. İkinci girişimde de mahkeme, Danıştayı örnek göstererek yeniden bir soruşturma yapılmasına izin vermedi.
YARGITAY 2 KEZ BOZDU
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada ilk olarak 1 Şubat 2008de 1. makinist Fikret Karabalut 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. İkinci makinist Recep Sönmeze ise 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Tren şefi Köksal Coşkun ise beraat etti. Dosya Yargıtaya taşındı. Yargıtay 2. Ceza Dairesi dosyadaki tebligat eksiklikleri nedeniyle kararı bozdu. Yerel mahkeme eksikleri giderdi ve yine aynı cezalar verildi. Yargıtay kararı tekrar bozdu.
KAÇARAK KURTULDULAR
Yavaş işleyen adaletin sonuca götüremediği hızlandırılmış tren kazası davasında 7.5 yıl geçti. Son duruşma 2 Aralık 2011deydi. Duruşmaya TCDD avukatı katılmadı. 5 kişinin talimatla alınması gereken ifadelerinin de alınmaması nedeniyle dava 7 Şubat 2012ye ertelendi. Bu tarih davanın zaman aşımı süresinin dolmasından tam iki hafta sonraydı. Kanunlara göre taksirle ölüme sebebiyet verme suçunun zaman aşımı karşılığı 7.5 yıl. Davadaki zaman aşımı Ocak ayının son haftasında bittiği için, davanın bu duruşmasında sanık avukatları davanın zaman aşımından düşürülmesini talep edecek. Mahkeme de bu talebe uymak zorunda kalacak.
SUÇUN YARISININ SAHİBİ YOK
Kazada yaşamını yitirenlerin avukatları ise duruma tepkili. Avukat Engin Baltacı şöyle konuştu: Kusurlu kimdi? Demiryolu deniliyor ama raylar mı bunları denetlemeyenler mi bakımını yapmayanlar mı, ya da kim? Bu belli değil. Bunun ortaya çıkmasını istedik. Sadece makinistler ceza aldı, kalan suçlular ise belirlenemedi . Ceza hukukunda mukadderat olmaz. Kusurun yarısı ortada kaldı. Bugün, Ulaştırma Bakanlığı ben yazılı emir veriyorum soruşturma açıyorum dese bile dava zaman aşımına uğrayacak. En önemli nokta bu kazanın suçunun yarısı kimde bulunamadı. Demiryolları diye bir kusurlu ceza hukukunda olmaz. Bu şekilde bitecek. Adı konulamadı. Bence bu dosyanın en vahim tarafı da budur. Suçun yarısının sahibi yoktur.
ZAMAN AŞIMI 15 YIL OLDU AMA 11 AYLA KURTULDULAR
2005 yılında yürürlüğe giren yeni TCKnın 66ıncı maddesinde zaman aşımı kavramına da yenilik getirdi. Ölümle sonuçlanan kazalarda zamanaşımı süresi 15 yıla kadar çıkartıldı. Ancak kaza yeni yasanın yürürlüğe girmesinden önce gerçekleştiği için, eski yasadaki 7.5 yıl maddesi uygulandı.
KİMSE BİNMESİN DEMİŞTİ
Hızlandırılmış trenin faaliyete geçmesiyle birlikte TCDD yetkilileri başta olmak üzere tüm yetkililer ağızbirliği etmişcesine ne kadar büyük bir işi başardıklarını anlatıyordu. Ancak tüm bu sözlerin arasında bir tek muhalif ses yükseliyordu. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Ulaştırma Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aydın Erel. Hızlı trenin güvenli olmadığını söylemekten dilinde tüy bitmişti her fırsatta Ben o trene binmem. Kimse de binmesin. Hızlı tren seferden kaldırılmalı diyordu.
ZAMAN AŞIMI OLACAĞI BELLİYDİ!
Faciada ölen 41 kişiden biri de İrem Candandı. Tıp Fakültesi öğrencisi olan İremin ölümü ailesini yıktı. 7 yıldır mahkemlerde kızlarını öldüren sorumluların hesap vermesi için mücadele eden aile umutsuz. Annesi Berrin Candan, Bu bizim için süpriz bir karar değil. Zaten zaman aşımına soktukları uzun zamandır belliydi. AHİMe gitme şansımız da yok artık. Hakikaten yazık diyecek bir şey bulamıyorum. Bu ülkede adalet mekanizması işlemiyor diye isyan ediyor.
KANSER OLDUM
İremin babası Alaattin Candan ise şunları söylüyor: Kızımı kaybettikten sonra sağlımığımı yitirdim. Zaten şeker hastasıydım, tansiyon da çıktı. Sonra mesane kanseri oldum, böbreklerim iflas etti. Haftada 3 gün diyalize giriyorum. 7 Şubatta duruşma var. Öyle anlaşılıyor ki davayı kapatacaklar. Yeni getirilen düzenlemeyle 5 hakim AİHMe gidip gitmeyeceğine karar verecekmiş. İnsan Hakları Mahkemesine de gitmemizi engelleyecekler.
İremin bir yakını onun ağzından şu satırları yazmıştı:
Ben İrem; hani şu 22 temmuz 2004de saat 19:43de kitle cinayetine kurban giden. Neden? Niçin? Ben güzel bir yaz akşamı ölmek için mi dünyaya geldim? Ben 21 yıl boyunca yüreğimde yalnızca kocaman sevgiler büyüttüm. Bu sevgiler ki bana kardeşimi, annemi, babamı ve ailemi, doğayı kısaca bütün evreni sevmemi sağladı.
Başbakan evimize geldi, toprağa ilk girdiğim gün. Nasıl sevinmiştim suçlular cezasını bulacak diye, çünkü anneme bir söz verdi Bilirkişi raporları açıklansın çaresine bakacağız. Yargısız infaz yapamam, eğer yaparsam, her kazada bakan istifa ederse, bakan kalmaz dedi. İnandım ve sevindim. Çünkü o Allaha yakın bir insandı. Allaha yakın insanlar verdikleri sözü tutarlar, en yakın dava arkadaşları bile olsa, suçu işleyen hakkında derhal gereğini yaparlar diye düşündüm. Aldandım. . . . Aynı Başbakan gazetecilere aynı olay için böyle boş gündem yaratmayın diye çıkıştı. Ben Genetik Masterı yapmak isteyen, Fakültede 3. yılım olmasına rağmen, Çapa Tıpta 4 yıl staj yapan, ülkemin neresi olursa olsun özellikle Doğuda görev almak isteyen, yüreği meslek aşkıyla çarpan pırıl pırıl bir genç kızdım. Benim yaşam hakkımı hızlandırılmış trenle bitirdiler.
KAYNAK:
Linkleri görüntülemek için kayıt olmalısınız