Kingmortall
Üye
Tek kelime ile Magnifique: 0-1
Fransa’da beraberlik bile yetiyordu ama Fenerbahçe, fazlasını istedi, istediğini de söke söke aldı. Hele Bekir’in golü... Öyle bir vurdu ki, dünya starlarını özendirecek röveşatasıyla Marsilya’nın Avrupa rüyasını bitirdi. Grup liderliğini garantileyen Sarı-Lacivertliler, Kadıköy’deki M’Gladbach maçında kutlama yapacak.
Fenerbahçe seri başı
Avrupa Ligi’nde son maçlar sonrası eleminasyon sistemine geçilecek. Şampiyonlar Ligi’nde gruplarında 3. olan 8 takımla Avrupa Ligi’nde ilk 2’ye giren 24 takım kurayla eşleşecek. Avrupa Ligi’nde grubunu lider bitiren 12 takımdan biri olan Fenerbahçe seri başı olacak. Devler Ligi’ndeki 8 takım ise puanlarına göre ikiye ayrılacak. 4 takım seri başı olacak. Böylece 16’şar takımlı iki torba olacak ve kura usulü eşleşmeler gerçekleşecek.
Fenerbahçe klasikleri
Fenerbahçe’ye gruptan çıkabilmesi için bir puan yetecekti. Bu gerçeklik tüm oyun stratejisinin temel kurgu noktasıydı.
Sarı-Lacivertliler, maça başlarken defansif tedbirlerin yoğun uygulandığı ve rakibin üzerine gelmesini fırsat bilerek hızlı kontrataklara çıkmaya çalışan bir takım hüviyetine bürünmüştü. Buna karşılık Marsilya ise adam adama markaj uygulayarak rakibine top yapma şansı tanımamaya odaklanmıştı.
Fransız ekibi Fenerbahçe’nin üstüne geldikçe, arkasında oluşan boşluktan yararlanmaya çalışan Kanarya, özellikle Caner ve Kuyt ikilisi ile kanatlarda üstün bir oyun ortaya koyuyordu. Sabırla bekleyen Sarı-Lacivertliler, rakibini pusuya düşürmeye çalışırken akıllarından ‘su uyur Marsilya uyumaz’ gerçeğini bir an bile çıkarmadı. Gol ise hem son vuruş hem de hazırlanış biçimiyle tam bir Fenerbahçe klasiğiydi. Kornerde ön direğe koşan Gökhan’ın topu içeriye doldurması, bu sezon defalarca çalışılmış bir pozisyon iken, son vuruştaki güzellik ise Sow’dan görmeye alıştığımız, ancak bu kez Bekir’in ayağından gelen bir gol sahnesi oldu. Bu gol aynı zamanda bir üst tura çıkışın da müjdeleyicisi oldu.
22’de Caner’in uzun pasında topla buluşan Sow, Kuyt’ı gördü. Onun vuruşu az farkla auta çıktı. 23’te Ayew’in penaltı noktasındaki vuruşuna son anda Yobo ayak koydu. 28’de maçın o ana kadar ki en etkili pozisyonu ev sahibinden geldi. Amalfitano ile verkaça giren Ayew, bir anda defansın arkasına sarktı ve Volkan ile karşı karşıya kaldı. Vuruşu üstten auta çıktı. 40’ta Cristian’ın korner vuruşunda, Gökhan ön direkte topu kafayla arkaya indirdi. Bekir önce göğüsüyle düzeltti, sonra röveşatayla topu köşeye gönderdi: 0-1. 49’da Ayew defansın arkasına sarkıp mükemmel vurdu ama Volkan da süperdi. Kalan dakikalarda karşılıklı pozisyonlar ve ev sahibinin baskılı oyunu skoru değiştirmeye yetmedi.
Fransa’da beraberlik bile yetiyordu ama Fenerbahçe, fazlasını istedi, istediğini de söke söke aldı. Hele Bekir’in golü... Öyle bir vurdu ki, dünya starlarını özendirecek röveşatasıyla Marsilya’nın Avrupa rüyasını bitirdi. Grup liderliğini garantileyen Sarı-Lacivertliler, Kadıköy’deki M’Gladbach maçında kutlama yapacak.
Fenerbahçe seri başı
Avrupa Ligi’nde son maçlar sonrası eleminasyon sistemine geçilecek. Şampiyonlar Ligi’nde gruplarında 3. olan 8 takımla Avrupa Ligi’nde ilk 2’ye giren 24 takım kurayla eşleşecek. Avrupa Ligi’nde grubunu lider bitiren 12 takımdan biri olan Fenerbahçe seri başı olacak. Devler Ligi’ndeki 8 takım ise puanlarına göre ikiye ayrılacak. 4 takım seri başı olacak. Böylece 16’şar takımlı iki torba olacak ve kura usulü eşleşmeler gerçekleşecek.
Fenerbahçe klasikleri
Fenerbahçe’ye gruptan çıkabilmesi için bir puan yetecekti. Bu gerçeklik tüm oyun stratejisinin temel kurgu noktasıydı.
Sarı-Lacivertliler, maça başlarken defansif tedbirlerin yoğun uygulandığı ve rakibin üzerine gelmesini fırsat bilerek hızlı kontrataklara çıkmaya çalışan bir takım hüviyetine bürünmüştü. Buna karşılık Marsilya ise adam adama markaj uygulayarak rakibine top yapma şansı tanımamaya odaklanmıştı.
Fransız ekibi Fenerbahçe’nin üstüne geldikçe, arkasında oluşan boşluktan yararlanmaya çalışan Kanarya, özellikle Caner ve Kuyt ikilisi ile kanatlarda üstün bir oyun ortaya koyuyordu. Sabırla bekleyen Sarı-Lacivertliler, rakibini pusuya düşürmeye çalışırken akıllarından ‘su uyur Marsilya uyumaz’ gerçeğini bir an bile çıkarmadı. Gol ise hem son vuruş hem de hazırlanış biçimiyle tam bir Fenerbahçe klasiğiydi. Kornerde ön direğe koşan Gökhan’ın topu içeriye doldurması, bu sezon defalarca çalışılmış bir pozisyon iken, son vuruştaki güzellik ise Sow’dan görmeye alıştığımız, ancak bu kez Bekir’in ayağından gelen bir gol sahnesi oldu. Bu gol aynı zamanda bir üst tura çıkışın da müjdeleyicisi oldu.
22’de Caner’in uzun pasında topla buluşan Sow, Kuyt’ı gördü. Onun vuruşu az farkla auta çıktı. 23’te Ayew’in penaltı noktasındaki vuruşuna son anda Yobo ayak koydu. 28’de maçın o ana kadar ki en etkili pozisyonu ev sahibinden geldi. Amalfitano ile verkaça giren Ayew, bir anda defansın arkasına sarktı ve Volkan ile karşı karşıya kaldı. Vuruşu üstten auta çıktı. 40’ta Cristian’ın korner vuruşunda, Gökhan ön direkte topu kafayla arkaya indirdi. Bekir önce göğüsüyle düzeltti, sonra röveşatayla topu köşeye gönderdi: 0-1. 49’da Ayew defansın arkasına sarkıp mükemmel vurdu ama Volkan da süperdi. Kalan dakikalarda karşılıklı pozisyonlar ve ev sahibinin baskılı oyunu skoru değiştirmeye yetmedi.
tebrikler bundan sonrası önemli olan.bu statüde gruplardan geçemeyen Türk takımı olmamıştı sanırım.şimdi önemli olan kısmı 
