şöyle sıradan, bildiklerim için yorum yapayim;
* japon yapıştırıcısının kapağı kapatıldığında içeri hava girişini engellenmiş olur, hava ile temas etmedikçe herhangi bir etkileşim göstermez.
* zaman kavramı tehdit algılayışına göre değişebilir, örneğin 1-2 saniye süren bir araba kazası gibi tehlike atlattığınız an size dakikalarca sürmüş gibi gelebilir, bu bir yanılma değildir, vucut o anda kaçmanız veya herhangi bir harekette bulunabilmeniz için zaman algılayışınızı değiştirir. Ayni şekilde keyif alınan durumlarda bu ihtiyaç ortadan kalktığı için vucut zaman algılayışınızı değiştirip, zamanın sizin için daha hızlı geçmesini sağlayabilir. Dolayısı ile evli insanların, eğer mutlu olmama gibi bir durumları söz konusu ise böyle bir önerme doğru olabilir.(olur demiyorum olabilir)
* Uçağın karakutuları 3 kat sert alaşımlı metalden imal edilir, ancak çarpmaya dayanması bilakis küçük bir hedef olmasından da kaynaklanır. Eğer uçakların gövdesi bu tür yoğunlukta bir metal ile imal edilmiş olsaydı yapacağınız hiçbir motor onu havalandıramazdı. Böyle birşeyin yapıldığını farz etsek bile, muhtemel bir kazada gene kimse hayatta kalamazdı, uçağın yere düştüğünde tek parça kaldığını hayal etsek bile, çarpmanın yaratacağı yüksek rezonans içorganlarınızı parçalamaya fazlası ile yeter.. yani uçak düştüğünde o karakutuda bulunan bir canlının da hayatta kalması mümkün değildir.. (Fakat ben genede uçakların dayanıklı malzeme ve yeterli güvenlik ekipmanları taşıdığını söylemiyorum, hatta inanmıyorum. Eğer uçakta, kanatları taşıyan E kolonları kadar güçlü yapısı olan birkaç kolon daha olsa zannediyorum ki birçok yaşam kurtarılabilir.)
* Bu bağlamda, paraşüt de pek derde derman olmayacaktır. Uçak kazalarının çoğu iniş ve kalkışlarda meydana gelir ki bunlar paraşütle güvenle atlanabilecek kadar yüksek yerler değildir. Yüksekte yaşanan sorunlarda ise paraşütü güvenli bir şekilde yere indirebilmek için eğitim şarttır, ayrıca uçakların havada yaşanan sorunlarda 50 saniye gibi bir sürede düştükleri varsayılırsa bu tüm yolcuların kurtulması için yeterli değildir, ayrıca kimse motorun içine girip parçalanmayacağınızın veya buz gibi okyanusun dibini boylamayacağınızın garantisini veremez... ilerde belki ama şu anda paraşüt pek olanaklı değil
Aslında sormamız gereken soru şu olmalı, niçin hergün kullandığımız arabalarda güvenlik kafesi denilen ve takla atıldığında tavanın çökmesini engelleyen barlar yoktur. Veya niçin daha emniyetli bir yakıt deposu yoktur.. Bunların hepsi mümkün ancak yapılmıyor, bu da nedir; pazarlama.. ericsson 377 veya 388 in çıktığı zamanları düşünün, biz o dokmatriks ekranlara hayran hayran bakarken, daha o zaman palmların renkli lcd ekranları vardı. Herşeyin zamanla gelişmesi söz konusu değil sadece iyi pazarlanmış veya kötü pazarlanmış teknoloji vardır, herşey için ölçüt zaman :eksi: