Haydar
Emekli Yönetici
Özgün
19 Ekim 1979’da Eskişehir’de dünyaya geldim. Çalışan bir anne- babanın tek evladı olarak büyüdüm. Eğitimci ve yazar olan dedem İlyas Küçükcan hayatımdaki en önemli kişilerden biriydi. Yaratıcılığımı ondan almışım.
8 yaşında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Çocuk Korosu’na girdim. Daha o yaşta bile tek hayalim konservatuvara gidebilmekti. Ailemin itirazlarına rağmen sınavlara girdim. Viyola bölümünü kazandım. 11 yaşımda Ankara Devlet Konservatuvarı’nda yatılı okumaya başladım. 16 yaşımda hem gitar çalıp hem de şarkı söyleyerek para kazanmaya başladım. Önce cafelerde daha sonra barlarda sahne alarak gençler arasında popülarite kazandım. Geceleri geç yattığım için viyola çalışmalarım etkilenmeye başlamıştı.
Mezuniyet dönemim gelip çattığında, her şeyden elimi eteğimi çektim ve kendimi okulun çalışma odasına kapatıp sabahlara kadar viyola çalıştım. 100 üzerinden 99 gibi müthiş bir sonuçla mezun oldum. Okulda kalmam için iyi bir teklif geldi. Kabul ettim ancak bir yandan da bar çalışmalarına devam ettim. Bu arada Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda çalmaya başladım. Araya bir de master sıkıştırdım ve Polonya’ya gidip master class çalışması yaptım.
Polonya dönüşü yoğun tempo devam etti; senfoni orkestrası, oda orkestrası ve bar çalışmaları…İtiraf etmeliyim klasik müzik ve pop müzik arasında kendimi kıstırılmış hissettiğim zor bir dönemdi. Yaşadığım duygu yoğunluğu, beste ve söz yazarlığı yönümü ortaya çıkarttı. Başta “Elveda” olmak üzere şarkılarımın çoğu beğenildi. Bunun üzerine ben de şarkılarımı geniş kitlelere ulaştırabilmek için albüm yapmaya karar verdim.
2004’te ilk albümüm Elveda’nın prodüktörü Ender Çabuker’le çıktı karşıma ve yola beraber devam ettik. Şans eseri tanıştığım ve 2005’te beraber MOM Müzik şirketimizi kurduğumuz Tolga Tezsevin’le ilk albümümüzü çıkardık.
Çıkış şarkımız ‘Elveda’ kısa sürede hem şarkı, hem de klip olarak Türkiye’nin en önemli slow hitleri arasına girdi. Elveda’nın ardından, ‘Şeytan’, ‘Yanarım’, ‘Kandırman Lazım’, ‘Günahkar’ ve ‘Aşk Çiçeği’ ilk büyük çıkışımı yakaladım.
Bu güzel dönem bana Altın Kelebek, Powerturk Müzik Ödülleri ve İstanbul fm ödülü olmak üzere 40’ın üstünde ödül kazandırdı.
İkinci albüm, ‘Nöbetçi Aşık’ 2007 Temmuz’unda Seyhan Müzik etiketiyle Türkiye’nin en değerli müzisyenlerinden İskender Paydaş’ın prodüktörlüğünde piyasaya çıktı. Bu albümdeki ‘Kıvırır’, ‘Acıyı Çeken Anlar’, ‘Yalnızlık’ ve ‘Kıpır Kıpır’ adlı şarkılarım da uzun süre listelerden inmedi. ‘Nöbetçi Aşık’ bana Müyap Gold ödülünü kazandırdı, hem de çıkış yapan değil, en iyi erkek sanatçı dalında.
Yaşam felsefem her zaman kendimi kendimle kıyaslamaktır. Eskisinden bir adım daha öne gittiğimde mutluyumdur.
Bende iz bırakıp, şarkılarıma ilham kaynağı olmuş tüm aşklarıma ve çok değerli aileme sonsuz sevgilerimle...
8 yaşında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Çocuk Korosu’na girdim. Daha o yaşta bile tek hayalim konservatuvara gidebilmekti. Ailemin itirazlarına rağmen sınavlara girdim. Viyola bölümünü kazandım. 11 yaşımda Ankara Devlet Konservatuvarı’nda yatılı okumaya başladım. 16 yaşımda hem gitar çalıp hem de şarkı söyleyerek para kazanmaya başladım. Önce cafelerde daha sonra barlarda sahne alarak gençler arasında popülarite kazandım. Geceleri geç yattığım için viyola çalışmalarım etkilenmeye başlamıştı.
Mezuniyet dönemim gelip çattığında, her şeyden elimi eteğimi çektim ve kendimi okulun çalışma odasına kapatıp sabahlara kadar viyola çalıştım. 100 üzerinden 99 gibi müthiş bir sonuçla mezun oldum. Okulda kalmam için iyi bir teklif geldi. Kabul ettim ancak bir yandan da bar çalışmalarına devam ettim. Bu arada Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda çalmaya başladım. Araya bir de master sıkıştırdım ve Polonya’ya gidip master class çalışması yaptım.
Polonya dönüşü yoğun tempo devam etti; senfoni orkestrası, oda orkestrası ve bar çalışmaları…İtiraf etmeliyim klasik müzik ve pop müzik arasında kendimi kıstırılmış hissettiğim zor bir dönemdi. Yaşadığım duygu yoğunluğu, beste ve söz yazarlığı yönümü ortaya çıkarttı. Başta “Elveda” olmak üzere şarkılarımın çoğu beğenildi. Bunun üzerine ben de şarkılarımı geniş kitlelere ulaştırabilmek için albüm yapmaya karar verdim.
2004’te ilk albümüm Elveda’nın prodüktörü Ender Çabuker’le çıktı karşıma ve yola beraber devam ettik. Şans eseri tanıştığım ve 2005’te beraber MOM Müzik şirketimizi kurduğumuz Tolga Tezsevin’le ilk albümümüzü çıkardık.
Çıkış şarkımız ‘Elveda’ kısa sürede hem şarkı, hem de klip olarak Türkiye’nin en önemli slow hitleri arasına girdi. Elveda’nın ardından, ‘Şeytan’, ‘Yanarım’, ‘Kandırman Lazım’, ‘Günahkar’ ve ‘Aşk Çiçeği’ ilk büyük çıkışımı yakaladım.
Bu güzel dönem bana Altın Kelebek, Powerturk Müzik Ödülleri ve İstanbul fm ödülü olmak üzere 40’ın üstünde ödül kazandırdı.
İkinci albüm, ‘Nöbetçi Aşık’ 2007 Temmuz’unda Seyhan Müzik etiketiyle Türkiye’nin en değerli müzisyenlerinden İskender Paydaş’ın prodüktörlüğünde piyasaya çıktı. Bu albümdeki ‘Kıvırır’, ‘Acıyı Çeken Anlar’, ‘Yalnızlık’ ve ‘Kıpır Kıpır’ adlı şarkılarım da uzun süre listelerden inmedi. ‘Nöbetçi Aşık’ bana Müyap Gold ödülünü kazandırdı, hem de çıkış yapan değil, en iyi erkek sanatçı dalında.
Yaşam felsefem her zaman kendimi kendimle kıyaslamaktır. Eskisinden bir adım daha öne gittiğimde mutluyumdur.
Bende iz bırakıp, şarkılarıma ilham kaynağı olmuş tüm aşklarıma ve çok değerli aileme sonsuz sevgilerimle...
