Ladesci - Üstün Dökmen

Sponsorlu Bağlantılar

_ForMore_

Üye
    Konu Sahibi
Ladesci - Üstün Dökmen
Hava hanım ve Adem bey 1900’lü yılların ikinci yarısında evlenmişlerdi. Evlendikten yedi ay sonra bir çocukları oldu. Adını Cemil koydular. Onlar Cenntşehirde yaşıyorlardı. Burası küçük bir kasabaydı. Amüa daha sonra yetkililerden istediler ve burayı il yaptılar. Önce buraya bir üniversite ve havaalanı açtılar. Ama buralar işletilemedi çünkü burada çalışacak kimse yoktu. Daha sonra üniversiteye Cenntşehirde yaşayan okumuş insanlar öğretmenlik yapmaya başladı ve Cennetşehir üniversitesi gerçekten dışarıdan öğrencilerin bile gelebileceği bir üniversite oldu. Cemil altı yaşındayken ilk defa lades tutuşmayı gördü. Lades iki insan arasında oynanan bir oyundur. İki kişi lades kemiğinin üzerindeki etleri sıyırır ve kemiklerin birer ucundan tutarlar. Önce sözde bir anlaşma yaparlar ve kaybedenin kazanana ne alacağını karlaştırırlar. Sonra iki yana çekip kırarlar kemiği. Artık ikisi de ladeslidir ve birbirleri elinden aklımda demeden herhangi bir şeyi alamazlar. Cemil bu oyunu gördükten sonra sürekli bu oyunu oynamaya başladı. Böylece adı ladesçiye çıktı. Artık kimse onunla lades oynamak istemediği için o da artık bu oyunu içinden oynamaya başladı. Cemil abisi kadar olmasa da okulda çalışkandı. İlkokulu ve liseyi başarıyla bitirdi ve Cennetşehir üniversitesinde işletme okumaya başladı. Cemil(in üniversitede bir çok arkadaşı vardı. Bunlardan birinin adı Ayvaz’dı. Ayvaz arkeolog olmak istiyordu. Arkeolog olmaya küçükken okuduğu bir kitap sonrasında karar verdi. Cemil lisedeyken Aybahar adında bir kız görmüştü. Onu uzun süre unutamadı. Sonra annesine bu konuyu açtı ve annesi de Aybahar’ın annesiyle konuştu. Aybahar’ın annesi henüz kızlarını evlendirmeyi düşünmediklerini söyledi. Cemil çok üzüldü ama belli etmedi. Cemil ve Ayvaz üniversiteyi bitirdiler ama iş bulamadılar.
Askere gittikten sonra İstanbul’a gitmeye karar verdiler. Orada Ayvaz’ın arkadaşı Ramazan’ın yanına gittiler. Ramazan onlara bir iş önerdi. Bu iş aslında mafyalık gibi bir şeydi bu yüzden kabul etmediler. Daha sonra ikisi de ayrı ayrı mağazalarda tezgâhtarlık yapmaya başladılar. Fakat bu iş onlara göre fazla dürüst bir iş değildi bu yüzden ayrıldılar. Aslında buna kovulmak da denilebilir. Ayvaz sürekli Cemil’e hayali ihracat falan öneriyordu. Cemil bunların hiçbirisini kabul etmedi. Ayvaz daha sonra Satılmış Beyin bürosuna gitti. Satılmış Beye istediği işi söyledi. Satılmış Bey onun bu isteğini kabul etti ve ona ve Cemil’e bir iş verdi. Satılmış Beyde Ramazan’ın önerdiği iş gibi mafyalık öneriyordu ama bunu Cemil ve Ayvaz’a söylemedi. Ayvaz ve Cemil çok saf oldukları için bunu anlamadılar ve işi kabul ettiler. Daha sonra burada çalışmaya başladılar. Bu işte ters giden bir şeyin olduğunu anladıktan sonra bu işten ayrıldılar. Cemil ve Ayvaz hala İstanbul’da kalıyordu. Ama daha sonra İstanbul’da kalamayacaklarını anladılar ve Cennetşehire geri döndüler. Cemil burada Mustafa diye bir semerciyle tanıştı. Sonra o da semerci olmaya karar verdi. Semerci oldu ve işlerini büyüttü. Aybahar’la da evlendi. Ayvaz ise bir memurluk sınavına girdi ve kütüphanede çalışmaya başladı. Daha sonra orada tanıdığı birinin yardımıyla kütüphanede müdür oldu. O da evlendi artık her şey yoluna girmişti.
 


keremerson

keremerson

Üye
eyw for more ;)
 

McCozmo

Üye
:oke:çoooooooooooook güzeldi
 


Üst Alt