JaNbErG
Emekli Yönetici
Kupadaki gözyaşları
Eray Erdal
Kupadaki gözyaşları
29 Temmuz 2011 Cuma
"Gordon’u görüyorum, Metin – Ali – Feyyaz’ı duyuyorum, Tribünleri yıkan o sesler hala orada, Bir ki üç gol yetmez ,Dört beş altı olsun, Beşiktaş’ım şampiyon olsun…"
Bugün canım sıkkın
Vurup kapıyı çıkıyorum
Nereye gideceğimi bilmiyorum
Elbet diyorum varırız gideceğimiz yere
Biniyorum Üsküdar’dan bir motora
Geçiyordum Boğazı
Ama yok sanki o dünyanın incisi boğaz
Simit atıyorum
Gelip alan tek martı yok
Arada sırada motor ile yarışan yunuslar suyun altında
Hüzünlü bir bakış atıyorlar bana
Dalgaların o kar beyazı köpüğü bile yok bugün
Yanaşıyor motor Dolmabahçe’ye
O hep koşar adım yürüdüğüm yollar
Onların bile boynu bükük
Dönüp yüzüme bakamıyorlar
Normalde iki dakika vardığım İnönü’ye 1 saatte geliyorum sanki
Ağır bir hüzün var stadın etrafındaki havada
Buram buram sıkıntı kokuyor koridorlar
Bir anda kendimi müzede buluyorum
Buraya gelmek istememiştim aslında
Belki de bugün en son gelmek isteyeceğim yer burasıydı
Ama ordayım işte
90-91-92 kupaları yan yana
Gözümün içine bakıyorlar
Üzerleri ıslak ıslak
Nemden ıslanmış olsalar diye düşünüyorum
Hemen elime bir bez alıp siliyorum
Gordon’u görüyorum
Metin – Ali – Feyyaz’ı duyuyorum
Tribünleri yıkan o sesler hala orada
Bir ki üç gol yetmez
Dört beş altı olsun
Beşiktaş’ım şampiyon olsun…
Siler silmez iki damla daha yaş süzülüyor kupalardan
İnanamıyorum
Ama kupalar ağlıyor
100. yıl kupasına bakıyorum
Sırılsıklam olmuş
Neden diyor?
İrkiliyorum
Neden diye tekrarlıyor
Biz bunu hak etmedik diyor
Her bir gramımızda emek var, ter var
Hak etmedik biz muameleyi diyor
Biz burada mutluyduk
Neden aldılar son genç kupayı yanımızdan
O da bizim gibi hak ettiği yerdeydi
Kupaların en mutlu olduğu yerdeydi diye ekliyor
Cevap veremiyorum
Bir adım geriye kaçıyorum istemeden
Dönüp bir daha bakıyorum hepsine birden
Hepsinin başında o kupaları kaldıran kaptanları görüyorum
Onlar da ağlıyor
Ama başları dimdik
Kupaları olabildiğince yukarı kaldırıyorlar
Baba Hakkı’yı görüyorum
Hani o dağ gibi adam
Sesi yeri göğü inleten büyük kaptan
Ağlamıyor, belki de ağlıyor ama saklıyor
Gözleri nemli
Kimse Beşiktaş’a bunu yapamaz diyor
Hiçbir Beşiktaş’lı bunu yapmaz diyor
Buraya son damlasına kadar hak edilmemiş
Hiçbir kupa giremez diyor
O Federasyon kupası da buraya gelecek diyor
Onun yeri burası, diğerlerinin yanı
Dayanamıyorum daha fazla
Koşarak dışarı çıkıyorum
Vedat Okyar’ı görüyorum
Yanında Kazım Kanat
Boyunlarında siyah-beyaz kaşkollar
Gözlerinin içine bakamıyorum
Onları da ağlarken görmek istemiyorum
Tam kapıdan Cenk Koray çıkıyor karşıma
Tutuyor omuzumdan
Gözümün içine bakıyor
Ve diyor ki…
57-58 şampiyonlukları ben buraya getirdim
Sizden tek isteğimiz
O son kupanın da hemen buraya gelmesi
Ne olur onu buraya getirin…
Siyah Beyaz Aydınlık Günlerde Görüşmek Üzere
Eray Erdal
Kupadaki gözyaşları
29 Temmuz 2011 Cuma
"Gordon’u görüyorum, Metin – Ali – Feyyaz’ı duyuyorum, Tribünleri yıkan o sesler hala orada, Bir ki üç gol yetmez ,Dört beş altı olsun, Beşiktaş’ım şampiyon olsun…"
Bugün canım sıkkın
Vurup kapıyı çıkıyorum
Nereye gideceğimi bilmiyorum
Elbet diyorum varırız gideceğimiz yere
Biniyorum Üsküdar’dan bir motora
Geçiyordum Boğazı
Ama yok sanki o dünyanın incisi boğaz
Simit atıyorum
Gelip alan tek martı yok
Arada sırada motor ile yarışan yunuslar suyun altında
Hüzünlü bir bakış atıyorlar bana
Dalgaların o kar beyazı köpüğü bile yok bugün
Yanaşıyor motor Dolmabahçe’ye
O hep koşar adım yürüdüğüm yollar
Onların bile boynu bükük
Dönüp yüzüme bakamıyorlar
Normalde iki dakika vardığım İnönü’ye 1 saatte geliyorum sanki
Ağır bir hüzün var stadın etrafındaki havada
Buram buram sıkıntı kokuyor koridorlar
Bir anda kendimi müzede buluyorum
Buraya gelmek istememiştim aslında
Belki de bugün en son gelmek isteyeceğim yer burasıydı
Ama ordayım işte
90-91-92 kupaları yan yana
Gözümün içine bakıyorlar
Üzerleri ıslak ıslak
Nemden ıslanmış olsalar diye düşünüyorum
Hemen elime bir bez alıp siliyorum
Gordon’u görüyorum
Metin – Ali – Feyyaz’ı duyuyorum
Tribünleri yıkan o sesler hala orada
Bir ki üç gol yetmez
Dört beş altı olsun
Beşiktaş’ım şampiyon olsun…
Siler silmez iki damla daha yaş süzülüyor kupalardan
İnanamıyorum
Ama kupalar ağlıyor
100. yıl kupasına bakıyorum
Sırılsıklam olmuş
Neden diyor?
İrkiliyorum
Neden diye tekrarlıyor
Biz bunu hak etmedik diyor
Her bir gramımızda emek var, ter var
Hak etmedik biz muameleyi diyor
Biz burada mutluyduk
Neden aldılar son genç kupayı yanımızdan
O da bizim gibi hak ettiği yerdeydi
Kupaların en mutlu olduğu yerdeydi diye ekliyor
Cevap veremiyorum
Bir adım geriye kaçıyorum istemeden
Dönüp bir daha bakıyorum hepsine birden
Hepsinin başında o kupaları kaldıran kaptanları görüyorum
Onlar da ağlıyor
Ama başları dimdik
Kupaları olabildiğince yukarı kaldırıyorlar
Baba Hakkı’yı görüyorum
Hani o dağ gibi adam
Sesi yeri göğü inleten büyük kaptan
Ağlamıyor, belki de ağlıyor ama saklıyor
Gözleri nemli
Kimse Beşiktaş’a bunu yapamaz diyor
Hiçbir Beşiktaş’lı bunu yapmaz diyor
Buraya son damlasına kadar hak edilmemiş
Hiçbir kupa giremez diyor
O Federasyon kupası da buraya gelecek diyor
Onun yeri burası, diğerlerinin yanı
Dayanamıyorum daha fazla
Koşarak dışarı çıkıyorum
Vedat Okyar’ı görüyorum
Yanında Kazım Kanat
Boyunlarında siyah-beyaz kaşkollar
Gözlerinin içine bakamıyorum
Onları da ağlarken görmek istemiyorum
Tam kapıdan Cenk Koray çıkıyor karşıma
Tutuyor omuzumdan
Gözümün içine bakıyor
Ve diyor ki…
57-58 şampiyonlukları ben buraya getirdim
Sizden tek isteğimiz
O son kupanın da hemen buraya gelmesi
Ne olur onu buraya getirin…
Siyah Beyaz Aydınlık Günlerde Görüşmek Üzere