scarface006
Üye
Kötü Ama Etkili
Bireysel performanslarını tartacak olursak, ikiye bölünmüş bir Beşiktaş vardı Eskişehir'de: Mevcutlar ve namevcutlar... Gerçi hepsi de sahadaydı ama, bazıları bildik ve tanıdık oyuncular değildi. Tolga, Sivok, Escude, Atiba, Gökhan ve Eneramo gayretli, sorumlu ve istekliydiler... Her türlü sonuca ortak olacak bir sorumluluk duygusuyla oynuyorlardı. Serdar, Veli, Necip, Olcay ve takımın lider oyuncusu Fernandes, varlıkları ile yoklukları tartışılan adamlardı. Onların bu kadar kısa sürede beklenmeyen gerilemelerine, değer kayıplarına şaşırdık kaldık.
Beşiktaş zor günler geçiriyor. Hem kulüp cezalı, hem de teknik direktör. Böyle bir ortamda tüm futbolcuların işlerini yaparken özveride bulunmalarını, onur mücadelesi vermelerini beklerdik, hayal kırıklığına uğradık.
Eskişehirspor da Beşiktaş da anormal top kayıplarıyla akıcılığı olmayan, fauller ve beceriksiz tercihlerle sık sık duran oyun yüzünden sıkıcı bir görüntünün ortakları oldular. Soğuk havada tribüne koşan futbolseverlere karşı ayıp ettiler, borçlu kaldılar. Yine de Beşiktaş'ın oyunun kontrolunu daha özenle elde tutmaya çalıştığını söylemeliyiz. Hücumda da göründüler. Ne var ki iyi niyetli gayretlerine ve koşularına rağmen Eneramo istediği golü bir türlü atamadı. Bunda takım arkadaşları tarafından yalnız bırakılmasının önemli etkisi vardı. Uzun deparların sonunda topla buluşan Nijeryalı, rakip savunma kalabalığı içinde duvar pası yapacak arkadaş aradı, bulamadı.
Eskişehirspor da iyi değildi. Bienvenu ve sonradan oyuna gire Necati, takım arkadaşlarının desteğine ve katkısına rağmen Tolga ve Beşiktaş savunmasını avlayacak beceriyi gösteremediler. Sezonun parlayan yıldızı Erkan da verimsiz bir günündeydi.
Bu maçta Tolga Özkalfa'nın kararları da tartışmalı... Olcay'ın cezaalanı içinde göz göre göre kolundan çekilnmesi penaltı kararı gerektiren bir pozisyondu. Özkalfa devam ettirdi. Veli'nin kale çizgisi üzerinde kısa mesafeden koluna çarpan top için de penaltı bekleyenler yanıldılar. Kolları açık değildi, kollarının izdüşümü kendi vücudu üzerindeydi.
Maç boyunca her hatasında hayalkırıklığı yaratan Fernandes, yine de Ömer Şişmanoğlu'na yaptığı asist ortayla sonucu belirleyen adam oldu. İşte büyük oyuncu özelliklerinden biri: Kötüyken bile etkin!
Atilla Gökçe / Milliyet
Beşiktaş zor günler geçiriyor. Hem kulüp cezalı, hem de teknik direktör. Böyle bir ortamda tüm futbolcuların işlerini yaparken özveride bulunmalarını, onur mücadelesi vermelerini beklerdik, hayal kırıklığına uğradık.
Eskişehirspor da Beşiktaş da anormal top kayıplarıyla akıcılığı olmayan, fauller ve beceriksiz tercihlerle sık sık duran oyun yüzünden sıkıcı bir görüntünün ortakları oldular. Soğuk havada tribüne koşan futbolseverlere karşı ayıp ettiler, borçlu kaldılar. Yine de Beşiktaş'ın oyunun kontrolunu daha özenle elde tutmaya çalıştığını söylemeliyiz. Hücumda da göründüler. Ne var ki iyi niyetli gayretlerine ve koşularına rağmen Eneramo istediği golü bir türlü atamadı. Bunda takım arkadaşları tarafından yalnız bırakılmasının önemli etkisi vardı. Uzun deparların sonunda topla buluşan Nijeryalı, rakip savunma kalabalığı içinde duvar pası yapacak arkadaş aradı, bulamadı.
Eskişehirspor da iyi değildi. Bienvenu ve sonradan oyuna gire Necati, takım arkadaşlarının desteğine ve katkısına rağmen Tolga ve Beşiktaş savunmasını avlayacak beceriyi gösteremediler. Sezonun parlayan yıldızı Erkan da verimsiz bir günündeydi.
Bu maçta Tolga Özkalfa'nın kararları da tartışmalı... Olcay'ın cezaalanı içinde göz göre göre kolundan çekilnmesi penaltı kararı gerektiren bir pozisyondu. Özkalfa devam ettirdi. Veli'nin kale çizgisi üzerinde kısa mesafeden koluna çarpan top için de penaltı bekleyenler yanıldılar. Kolları açık değildi, kollarının izdüşümü kendi vücudu üzerindeydi.
Maç boyunca her hatasında hayalkırıklığı yaratan Fernandes, yine de Ömer Şişmanoğlu'na yaptığı asist ortayla sonucu belirleyen adam oldu. İşte büyük oyuncu özelliklerinden biri: Kötüyken bile etkin!
Atilla Gökçe / Milliyet
