Karın Ağrıları

Sponsorlu Bağlantılar

Burak

Üye
    Konu Sahibi
Karın Ağrıları
İnsanların karın bölgesinde duydukları ani ve şiddetli karın ağrıları (akut ağrılar) olduğu gibi yerleşmiş devamlı karın ağrıları (kronik ağrılar) da vardır. Doktorun karşılaştığı en zor durumlardan biri de bu ağrılar karşısında doğru bir karar verebilmek ve gereksiz yere hastayı ameliyata göndermemektır. Ayrıca geciktirilmiş bir operasyon kararı ile hastanın hayatını tehlikeye sokmaktan da kaçınmak zorundadır. Çok kere aşırı yemek, fazla baharatlı veya sindirimi zor besinler, barsaklarda biriken gaz, normal kimselerde bile fonksiyonel karın ağrılarına neden olur. Mide, barsak safra kesesi delinmeleri, ıleus denilen barsak tıkanmaları, akut apandisit, dış gebelik ve dalak yırtılması, över kisti torsiyonu gibi vakalarda karında ani ve şiddetli ağrılar, doktora cok kere bıçak saplanması şeklinde tarif edilir Bu gibi vakalar teşhis edildiğinde hastayı tedavi etmek için operasyon gereklidir. Bazen şiddetli karın ağrısına neden olan olay, karın dışı bir organa ait ağrının burada duyulması şeklindedir. (Akciğer ve miyokard infarktüsleri, akut romatizma, kurşun zehirlenmesi v.b.). İç organların kolik tarzındaki ağrıları çok kere operasyor gerekmeden tıbbi olarak ilaçla tedavi edilebilirler.
Kronik karın ağrıları, duyuldukları karın bölgesine göre teşhis edilirler. Gastrit, ülser, kronik pankreatit, safra kesesi gibi hastalıklarda ağrı epigastrium denilen karnın üst bölgesinde hissedilir. Kadın cinsel organlarına ve mesaneye ait ağrılar hipogastrium denen karnın alt bölgesinde yerleşir ve kasıklara doğru yayılırlar.








Karında Su Toplanması
Bazı hastalıklarda karında periton boşluğunda serbest su toplanır, buna tıp dilinde asit (ascite) denir. Sıvı ile dolmuş olan hastanın karnı şişliği ile belli olur, ayrıca parmak üzerine diğer elin parmaklarıyla vurmak suretiyle yapılan muayenede (perküsyon), matite denen değişik bir ses alınır. Halbuki karında normal olarak barsaklardaki gaz dolayısıyla timpanizm denen bir ses vardır. Karında toplanan asitlere yoğunluklarına ve içinde bulunan albumin miktarına göre isim verilir. Yoğunluğu 1,016′dan düşük % 3 gr. dan az albümin bulunan asitlere transüda, daha yoğun ve proteini çok olanlara ise eksüda denir. Asit sıvısı içinde kan, cerahat, yağ veya habis tümör hücreleri de bulunabilir. Parasentez denilen bir usul ile yani ponksiyon iğnesi ile karından alınan asit muayene edilir ve ona gere hastalık teşhis edilmeye çalışılır. Sağ kalp yetersizliğinde, perikarditlerde, nefrotik sendromda, karaciğer sirozunda karında transüda şeklinde asit meydana gelebilir. Peritonit tüberkülozda, peritonun kanser hücreleri ile buloştrğı tümör vakalarında, Meigs sendromunda karında eksüda şeklinde ve bazen de yağlı bir asit (asit şilö) bulunabilir.



(alıntıdır)
 
  • Beğen
Tepkiler: Samsunspor


Üst Alt