Haberci
Üye
Dünyanın En Mütevazı Imparatorları
“Picasso İstanbul’da” sergisi kapsamında düzenlenen “İki Üstad Bir Sohbet” başlıklı söyleşide, gazeteci Doğan Hızlan ve fotoğraf sanatçısı Ara Güler bir araya geldi.
<div align="center"></div>
İSTANBUL - Çok sayıda katılımcının yer aldığı söyleşide, Ara Güler, Pablo Picasso ile Vallauris’deki şatosunda geçirdiği 4 günü esprili bir dille anlattı: Picasso’ya “Sanat hakkında ne düşünüyorsun” diye sorarsan, “Ne düşünüyorsam düşünüyorum sana ne” der. “Sen gel resimlerimi gör ne anlarsan anlarsın bu da umurumda değil” der. Bu adamlar böyle adamlar. İmparatordur bunlar... Dünyanın en mütevazı imparatorları.
“Picasso İstanbul’da” sergisinin bulunduğu Emirgan’daki Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde, Doğan Hızlan’ın gerçekleştirdiği söyleşide Ara Güler, 1971’de, Cannes’daki evinde Picasso ile görüştüğünü ve burada ünlü sanatçının çok sayıda fotoğrafını çektiğini kaydetti.
Güler, bu fotoğraflardan birinin, Picasso eserlerine yer verilen “Metamorfoz” adlı kitabın kapağında kullanıldığını belirterek, “Görüşmeye gittiğim zaman kaldığım oteldeki barmen, Picasso ile görüşeceğimi duyunca güldü. Çünkü, Lenin nişanını kendisine vermek üzere gelen Rus Büyükelçisi bile görüşememişti” dedi.
PICASSO, ARA GÜLER’İN RESMİNİ ONA BAKMADAN YAPTI
Picasso’nun o dönemde önemli bir mal varlığına sahip olduğunu ve kendisine ait bir şatoda görüştüklerini ifade eden Güler, şöyle devam etti: “Ben sürekli fotoğraflarını çekiyordum. Bir ara bana, ‘ben de senin resmini çizeyim’ dedi. O sırada boş kağıt bulamadığım için odada elime geçen bir kitabı verdim ve o kitabın boş bir sayfasına, bana bakmadan resmimi çizmeye başladı. Bana, ‘Cesanne’a benziyorsun’ dedi. Sonra, resmin çizildiği kitabın da antika olduğunu öğrendim. Tabii o sayfayı kitaptan kopartamadığım için çizimin röprodüksiyonunu yaptırdım ve odama astım.
“PICASSO’DAN SONRA HAYATIMDA ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ”
Picasso ile tanıştıktan sonra hayatımda çok şey değişti. Onunla tanışmak benim için büyük bir olaydı. İlginç yönleri de vardı. Bir gün kendisine çok sayıda çek getirildi ve hepsini tek tek imzaladı. Ben de merak ettim, ‘neden bu kadar çek imzalıyor’ diye sordum. Evin tüm harcamaları için çek imzalıyormuş ve çekleri alanlar da ‘Picasso’ imzası var diye çekleri bozmuyorlarmış ...
PICASSO’NUN DOSTLUĞU, EVLERİNDEN ETTİ
Picasso, yakın arkadaşının düğününe gidemeyince bir sürpriz hazırlar ama sonuçta traji-komik bir hikaye ortaya çıkar ...
Picasso bütün evi boyuyor. Kendi imzasını atıyor her yere. Geliyorlar, her yer Picasso’nun yaptığı resimler; milyarlar var duvarlarda. Ama adam kirada oturuyor, kendi evi değil. Belediye evi istiyor, evsahibi Belediye’ye satıyor. Belediye adamı evden atıyor müze yapmak için.
“DÜNYANIN EN MÜTEVAZI İMPARATORLARIDIR BUNLAR”
Picasso’ya “Sanat hakkında ne düşünüyorsun” diye sorarsan, “Ne düşünüyorsam düşünüyorum sana ne” der. “Sen gel resimlerimi gör ne anlarsan anlarsın bu da umurumda değil” der. Bu adamlar böyle adamlar. İmparatordur bunlar ... Dünyanın en mütevazı imparatorları.
<div align="center"></div>
İSTANBUL - Çok sayıda katılımcının yer aldığı söyleşide, Ara Güler, Pablo Picasso ile Vallauris’deki şatosunda geçirdiği 4 günü esprili bir dille anlattı: Picasso’ya “Sanat hakkında ne düşünüyorsun” diye sorarsan, “Ne düşünüyorsam düşünüyorum sana ne” der. “Sen gel resimlerimi gör ne anlarsan anlarsın bu da umurumda değil” der. Bu adamlar böyle adamlar. İmparatordur bunlar... Dünyanın en mütevazı imparatorları.
“Picasso İstanbul’da” sergisinin bulunduğu Emirgan’daki Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde, Doğan Hızlan’ın gerçekleştirdiği söyleşide Ara Güler, 1971’de, Cannes’daki evinde Picasso ile görüştüğünü ve burada ünlü sanatçının çok sayıda fotoğrafını çektiğini kaydetti.
Güler, bu fotoğraflardan birinin, Picasso eserlerine yer verilen “Metamorfoz” adlı kitabın kapağında kullanıldığını belirterek, “Görüşmeye gittiğim zaman kaldığım oteldeki barmen, Picasso ile görüşeceğimi duyunca güldü. Çünkü, Lenin nişanını kendisine vermek üzere gelen Rus Büyükelçisi bile görüşememişti” dedi.
PICASSO, ARA GÜLER’İN RESMİNİ ONA BAKMADAN YAPTI
Picasso’nun o dönemde önemli bir mal varlığına sahip olduğunu ve kendisine ait bir şatoda görüştüklerini ifade eden Güler, şöyle devam etti: “Ben sürekli fotoğraflarını çekiyordum. Bir ara bana, ‘ben de senin resmini çizeyim’ dedi. O sırada boş kağıt bulamadığım için odada elime geçen bir kitabı verdim ve o kitabın boş bir sayfasına, bana bakmadan resmimi çizmeye başladı. Bana, ‘Cesanne’a benziyorsun’ dedi. Sonra, resmin çizildiği kitabın da antika olduğunu öğrendim. Tabii o sayfayı kitaptan kopartamadığım için çizimin röprodüksiyonunu yaptırdım ve odama astım.
“PICASSO’DAN SONRA HAYATIMDA ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ”
Picasso ile tanıştıktan sonra hayatımda çok şey değişti. Onunla tanışmak benim için büyük bir olaydı. İlginç yönleri de vardı. Bir gün kendisine çok sayıda çek getirildi ve hepsini tek tek imzaladı. Ben de merak ettim, ‘neden bu kadar çek imzalıyor’ diye sordum. Evin tüm harcamaları için çek imzalıyormuş ve çekleri alanlar da ‘Picasso’ imzası var diye çekleri bozmuyorlarmış ...
PICASSO’NUN DOSTLUĞU, EVLERİNDEN ETTİ
Picasso, yakın arkadaşının düğününe gidemeyince bir sürpriz hazırlar ama sonuçta traji-komik bir hikaye ortaya çıkar ...
Picasso bütün evi boyuyor. Kendi imzasını atıyor her yere. Geliyorlar, her yer Picasso’nun yaptığı resimler; milyarlar var duvarlarda. Ama adam kirada oturuyor, kendi evi değil. Belediye evi istiyor, evsahibi Belediye’ye satıyor. Belediye adamı evden atıyor müze yapmak için.
“DÜNYANIN EN MÜTEVAZI İMPARATORLARIDIR BUNLAR”
Picasso’ya “Sanat hakkında ne düşünüyorsun” diye sorarsan, “Ne düşünüyorsam düşünüyorum sana ne” der. “Sen gel resimlerimi gör ne anlarsan anlarsın bu da umurumda değil” der. Bu adamlar böyle adamlar. İmparatordur bunlar ... Dünyanın en mütevazı imparatorları.
