Haydar
Emekli Yönetici
Böbrek Bozuklukları
Böbrek bozukluklarıyle ilgili tehlike belirtileri genellikle oldukça gizli olduklarından hasta, ağrıların üzerinde gereği kadar durmaz ve seyrek olarak ortaya çıkan böbrek sancılarını, aralarında hiç bir bağlantı olmamasına karşın, bel bölgesiyle ilgili romatizma ağrıları sanabilir.
Hasta başlangıçta vücut sıvılarında görülen bazı değişikliklere de gerekli ilgiyi göstermez. Zayıflama durumlarında çoğunlukla görülen su kayıplarına karsı da ilgisizdir. Bacaklarda ve bileklerde görülen sürekli şişkinlikler yani ödemler de pek önemsenmez.
Böbrekle ilgili hastalıklar belirtilerini sidikteki değişikliklerle gösterirler. Geçmişte teknik ilerlemeler bugünkü kadar yoğun olmadığından, hekimler “matula” diye adlandırılan özel bir kavanoza koydukları sidik için hastalarına “matula” içine bakıp, size bütün aksaklıkları söyleyeceğim” derlerdi. Çağın gravürlerinde doktorlar, bu konuda inceleme yaptıklarını göstermek için, ellerinde bir kavanozla çizilirlerdi. Sidik rengindeki değişiklikler hastalığın ilk belirtisidir.
Çoğunlukla açık renk olan sidik rengi süreğen böbrek yangılarında daha açık, ivegen böbrek hastalıklarında da koyu bir renk alır. Böbreklerde birinci durumda irin, ikinci durumda kan işeme görülür. Vücut dışına atılan sidik miktarının şeker hastalıklarında olduğu gibi çoğaldığı veya azaldığı görülür. Sidiğin hiç oluşmaması çok önemli bir belirtidir.
Sidiğin ayrıca vücut dışına atılış zamanlarına da dikkat etmelidir. Özellikle geceleri meydana gelen sık işemenin erkeklerde ve elli yaş üzerindeki kadınlarda ortaya çıkması normal sayılabilir. Bununla birlikte bu durum her zaman kuşkuyla karşılanmalıdır. Sık işeme kimi zaman gençlerde de görülür. Yatağa işeme genellikle ergenlik çağında ortaya çıkan bir aksaklıktır.
Psikolojik nedenleri olan bu boşaltım aygıtı düzensizliklerinin ergenlik çağı boyunca sürmesi olağandır. Bu nedenle çocuğun bir uzman tarafından incelenmesi gerekir. Sidiğin boşaltılması doğal olarak ağrısızdır. Bu arada duyulacak yanma ya da iğnelenme gibi bütün anormal duyumlardan kuşkulanmalıdır. Böbreklerde görülen olağandışı herhangi bir belirtiden hastalığa yolaçabileceği endişesiyle kuşkulanmalı ve uzman bir doktora başvurmalıdır.
Hasta başlangıçta vücut sıvılarında görülen bazı değişikliklere de gerekli ilgiyi göstermez. Zayıflama durumlarında çoğunlukla görülen su kayıplarına karsı da ilgisizdir. Bacaklarda ve bileklerde görülen sürekli şişkinlikler yani ödemler de pek önemsenmez.
Böbrekle ilgili hastalıklar belirtilerini sidikteki değişikliklerle gösterirler. Geçmişte teknik ilerlemeler bugünkü kadar yoğun olmadığından, hekimler “matula” diye adlandırılan özel bir kavanoza koydukları sidik için hastalarına “matula” içine bakıp, size bütün aksaklıkları söyleyeceğim” derlerdi. Çağın gravürlerinde doktorlar, bu konuda inceleme yaptıklarını göstermek için, ellerinde bir kavanozla çizilirlerdi. Sidik rengindeki değişiklikler hastalığın ilk belirtisidir.
Çoğunlukla açık renk olan sidik rengi süreğen böbrek yangılarında daha açık, ivegen böbrek hastalıklarında da koyu bir renk alır. Böbreklerde birinci durumda irin, ikinci durumda kan işeme görülür. Vücut dışına atılan sidik miktarının şeker hastalıklarında olduğu gibi çoğaldığı veya azaldığı görülür. Sidiğin hiç oluşmaması çok önemli bir belirtidir.
Sidiğin ayrıca vücut dışına atılış zamanlarına da dikkat etmelidir. Özellikle geceleri meydana gelen sık işemenin erkeklerde ve elli yaş üzerindeki kadınlarda ortaya çıkması normal sayılabilir. Bununla birlikte bu durum her zaman kuşkuyla karşılanmalıdır. Sık işeme kimi zaman gençlerde de görülür. Yatağa işeme genellikle ergenlik çağında ortaya çıkan bir aksaklıktır.
Psikolojik nedenleri olan bu boşaltım aygıtı düzensizliklerinin ergenlik çağı boyunca sürmesi olağandır. Bu nedenle çocuğun bir uzman tarafından incelenmesi gerekir. Sidiğin boşaltılması doğal olarak ağrısızdır. Bu arada duyulacak yanma ya da iğnelenme gibi bütün anormal duyumlardan kuşkulanmalıdır. Böbreklerde görülen olağandışı herhangi bir belirtiden hastalığa yolaçabileceği endişesiyle kuşkulanmalı ve uzman bir doktora başvurmalıdır.
