ardaca
Üye
Atatürk Devlet Böyle Yönetilir
Izmir'deki yeni evinde Mustafa Kemal Pasa ilk gecesini calisarak gecirdi. Kendisi icin zengin bir sofra hazirlandigi halde hicbir yemegedokunmadan ufak tefekle karnini doyurdu ve gec vakitlere kadar calisti. Ertesi sabah erkenden uyanmistik. Hafif bir kahvaltidan sonra vilayet
konagina gittik ve dogruca Vali'nin odasina girdik. Vali, Ingiliz Konsolosu
ile konusuyordu. Biz gelince Vali ayaga kalkti ve Konsolos ile Mustafa
Kemal Pasa'yi tanistirdi. Konsolos, iyi Turkce biliyordu. Pasa Vali'ye
sordu:
-Konu nedir?
Vali anlatti:
-Sayin Konsolos, Ingiliz tebasindan olan vatandaslar ile Rum, Ermeni, Yahudi gibi azinliklarin guven altinda bulunduklarini belirtir bir "guvence" istiyorlar. Ben kendilerine herkesin esit bicimde guven altinda olduklarini bildirdim.
Mustafa Kemal Pasa, Konsolos'un Turkce bildigini biliyordu, oyle oldugu
halde ofkesini belirtmek icin sordu:
-Ee, peki daha ne istiyormus?
Bu soruya Konsolos Turkce cevap verdi.
-Tebamiz hakkinda hukumetinizden yazili teminat istiyorum!
Konsolos garip bir bicimde diklenmisti. .. Pasa'nin sesi havada kirbac gibi sakladi:
-Yunanlilar zamaninda kendi tebanizi daha emniyette mi goruyordunuz?
Konsolos gerisinde Ingiliz devletinin bulundugunu belli eden bir kasilma ile:
-Evet , dedi. Yunanlilar burada iken tebamizi emniyette goruyorduk.
-Oyleyse buyrun tebanizla birlikte Yunanistan'a gidin, efendim!
Konsolos kendisinden umulmayacak bir cesaret gosterdi:
-Yani majestelerimin hukumetine savas mi aciyorsunuz?
Mustafa Kemal iyice ofkelenmisti fakat ofkesini tuttu ve Konsolos'a:
-Siz kiminle ve ne ne konustugunuzu biliyor musunuz?.. Ben Turkiye
Buyuk Millet Meclisi Baskani ve Turk Ordulari Baskomutaniyim. Savas
acmaya, baris yapmaya hakkim var. Siz kimsiniz!.. Hukumetiniz adina savas ve baris gorusmeleri yapmaya yetkili misiniz? Boyle bir yetkiniz varsa goruselim. Yoksa (eliyle kapiyi gosterdi) buyurunuz efendim!..
O kasim kasim kasilan Konsolos, Mustafa Kemal Pasa'nin son cumlesi uzerine sapsari kesildi ve tek bir kelime soylemeden kapidan cikti gitti.
Mustafa Kemal Pasa arkasindan bir sure baktiktan sonra Vali'ye dondu:
-Yuz vermeyin Vali Bey! Bunlar karsilarinda hala Babaili Hukumeti var saniyorlar.
Bir zirhlisi onunde pisacak, bir blofu onunde yelkenleri suya indirecek
"devletcik" saniyorlar bizi!.. Kustahligin derecesine bakin, bana "Savas mi aciyorsunuz?" diye soruyor, barut kokan bir odada sorduguna bak!.. Savas halinde degil miyiz sanki!..
____________________________________________________________________
.....kolarinda ve omuzlarindaki isaretlerden amiral rutbesinde oldugu
anlasilan Ingiliz Donanmasi Komutani, Hukumet Konagi'nin kapisindan
girerek Mustafa Kemal Pasa'nin odasina dogruldu.Nazik, fakat ofkeli bir
hali vardi. Rusen Esref onune cikip ne istedigini sorunca:
-Baskomutan Mustafa Kemal Pasa ile gorusmek istiyorum!.. dedi.
......Birlikte odaya girdiler kapi kapandi. Amiral once:
-Cok guc kosullar altinda bir savas kazandiniz, sizi asker olarak ictenlikle kutlarim. Canakkale'deki basarinizi rastlantiya borclu olmadiginiz, kanitlanmis oldu.Buyuk bir askerle tanisdigim icin memnunum. Amiral bir sure sonra konuya girmis:
-Ulkenin kontrolunuz altinda bulunan bolumunde bizim tebamiz ve sizin
azinliklarinizdan Ermeniler, Rumlar var.Yeni askeri yonetim altinda bu
insanlarin statusu nedir? Guven de midirler?..
-Hic kuskunuz olmasin Amiral!..Turkiye'deki butun insanlar gibi
tebaniz ve sozunu ettiginiz azinliklar da TBMM Hukumeti'nin esit korumasi
altindadir. Suc islemeyenler, kendilerini bu memlekette benim kadar
guvende sayabilirler.
-Suc isleyenler?
-Suc isleyenler Sayin Amiral, dunyanin her yerinde oldugu gibi, ulkemizde de adaletin huzuruna cikarlar...Suclu iseler, cezalarini elbette
cekeceklerdir...
-Fakat Pasa Hazretleri,fevkalade gunler gecirdik. Yunan ordusundan cesaret alan Rumlarin bazilari, simarikliklar yapmis olabilir. Bugun bu insanlar yerli halkin dusmanligi ile yuzyuzedirler. Ermeniler icin de baska acidan ayni seyleri soyleyebilirim. Biliyorsunuz, arkadaslarinin buyuk bir bolumu goce zorlandi ve onemlice bir bolumu de hayatini kaybettiler. Bu ruh tedirginligi icinde Yunan ordusu ile isbirligi yapmis, bazi Turklere zor gunler gecirtmis olabilirler. Bunlar, fevkalade gunlerin olaylaridir. Bagislanmasi, hos gorulmesi gerekir. Eger bu kimseler, halkin husumetine birakilacak olursa, butun dunya aleyhinize kiyameti koparir!
Son cumleye kadar Amiral'i gulumseyerek dinleyen Mustfa Kemal
Pasa, dunyanin koparacagi gurultu ile kendini tehdide girisince,
sozunu bicak gibi kesmis:
-Su "Efendi Devlet" rolunu bir kenara koyunuz Amiral! Milletleri de tehdit etmekten vazgeciniz! Ingiltere ve muttefiklerinin kiyameti koparip koparmayacagini dusunmem! Bunlar memleketimin ic isleridir; kimsenin bu islere karismasina musaade etmem! Majestelerinin devleti memleketimizin azinliklari ile ugrasmaktan vazgecsinler! ..Kim bize
saygi beslemezse, bizden saygi beklemeye hakki olmaz!..
Amiralin benzi kul gibi olmus:
-Ingiltere Hukumeti'nin tebasini her yerde koruma hakki, devletler hukuku teminati altindadir. Avrupa devletleriyle birlikte arkaladigimiz Rum
ve Ermenilerin guven icinde bulundurulmasini sadece rica ettik. Yoksa
biz bu guvenligi saglayacak gucteyiz...
Iste o zaman Mustafa Kemal Pasa'nin tepesi iyice atmis:
-Arkaladiginiz Yunan ordusunun denizde yuzen leslerini herhalde gormus
olmalisiniz! Turk ordusu asayisi saglayacak gucte oldugu gibi, limani (o donemde Ingiliz donanmasi Izmir limaninda bulunmaktaydi) bosaltacak
guctedir de...Isterseniz, Turk'e ihanet eden tebanizin ve azinliklarinizin
adaletten kacan sefillerini geminize doldurabilirsiniz!.. Donanmanizin da en kisa zamanda limani terk etmesini istiyorum!
Mustafa Kemal Pasa'nin cumleleri, art arda Osmanli tokatlari gibi
Amiralin yuzunde sakladikca, Amiral ne yapacagini sasmis ve en
sonunda:
-Ingiltere'ye savas mi aciyorsunuz? demis.
Iste Pasa burada son sozunu soylemis:
- Savas acmak mi? Siz yoksa Sevr Antlasmasi'nin hala yururlukte
oldugunu mu saniyorsunuz? Biz onu coktan yirttik... Karsimda oturusunuzu, sizi konuk saymama borclusunuz! Fakat goruyorum ki, nezaketimizi kotuye kullanmak egiliminiz var... Buna musaade edemem. Bizim gozumuzde "Baris antlasmasi yapmamis" iki devletiz. Savas hukuku yururluktedir. Gemilerinizi derhal karasularimizdan cekmenizi size ihtar
ediyorum!
Bir balmumu heykeline donmus Amiral..... sise-gerine girdigi Mustafa Kemal Pasa'nin odasinda oturdugu sandalyede kuculdukce kuculmus ve sonunda kekeleyerek:
-Afedersiniz!.. demis ve yerlere kadar egilerek geri geri kapiya gidip disari cikmis.
________________________________________________________________________
....Rusen Esref hem dusunceli hem de guluyordu:
-Pasa, Amirali anasindan dogduguna pisman etti. Kendisinin
Turk topraklarinda bir savasci olarak bulundugunu Pasa'dan ogrendigi
zaman sapsari kesildi... Tutuklanacagini, tutsak edilecegini sandi. Ince
dudaklarini isiriyor, parmaklarini birbirine kenetlemis titriyordu. Karsisinda Babiali Pasasi bulacagini saniyordu herhalde...Ingiltere
devletini kendi devletine esit goren bir Pasa ile karsilastigi icin,
ihtiyatsizlik edip karaya ciktigina kim bilir nasil lanet etmistir...
Aradan bir saat gecti gecmedi... Ingiliz gemisinden bir mufreze
ve bir tegmen cikti. Amiralden - devleti adina- bir ultimatom
getiriyordu, Baskomutan'a kendi eliyle verecekti. Pasa'ya bildirdim;
"Gelsin"dedi. Tegmeni iceri aldim. Rusen Esref tecumanlik
yapiyordu.Ingiliz caki gibi bir tegmendi. Pasa'nin karsisinda
gosterisli bir selam verdi ve Rusen Esref araciligiyla ultimatomu Pasa'ya
ulastirdi.Pasa:
-Peki tegmen! Hukumetimiz ultimatomunuzu inceler ve hukumetinize gereken karsiligi verir.Siz geminize donebilirsiniz.........
...... Tegmen once disari cikacakmis gibi bir hareket yapti, sonra
da Rusen Esref'e donup:
-Baskomutan ellerini opmeme musaade buyururlar mi? Rusen Esref, tegmenin dilegini Pasa'ya soyledi, Pasa:
-Nereden icap etmis sor bakalim!.. dedi.
Tegmen:
-Asker olarak zaferlerine, insan olarak kendisine hayranim...
Lutfetsinler...
Tegmen Pasa'nin elini optu, Pasa da tegmenin yanagini oksadi.
Odayi bosalttik. Az sonra Rusen Esref'i cagirdi:
-Metni okudunuz mu? Ne istiyorlar?..
-Pasam Amiral ile gorustuklerinizin yazi ile de pekistirilmesi isteniyor. -Oyleyse Halide Hanim'i (Edip Adivar) bulunuz, hemen tercumesini yapsin ve metin olarak bana getirsin... Ote yandan bir kopyasini sifre ile
Disisleri Baknligina gonderin gerekeni yapsinlar... Durumu, ordu komutani
Nurettin Pasa'ya da bildiriniz. Gerekiyorsa benimle temas etsin........
Olay kisa bir sure icinde sehirde duyulmustu......
Ingiliz ve Fransizlar, kendi devletlerinin uyrugunda olanlari gemilere
bindirmeye baslamislardi. Nitekim birkac saat sonra da sessizce cekilip gittiler...
_____________________________________________________________________________
Kıbrıs'ı verelim de kurtulalım diyenlere Atatürk'ten bir anı:
Günlerden birgün İtalyan büyükelçisi Ata ile görüşmek ister ve huzura davet edilir. O günün muhtelif ekonomik-siyasi konuları hakkında konuşulduktan sonra büyükelçi: '' Ekselans dün Roma ile yaptığım bir görüşmede hükümetimizin Hatay'ı almak istediği kararını size iletmem söylendi.'' der. Odada bir an sessizlik olur. Ata büyükelçiye birşeyler daha ikram eder ve iki dakika odadakiler ile başbaşa bırakır. Döndüğünde ayağında çizmeleri, üzerinde mareşal üniforması ve belinde tabancası vardır. Doğru masasına gider, manyetolu telefondan Mareşal Fevzi Çakmak'ın bağlanmasını ister ve Çakmak'a:'' Paşa İtalyan dostlarımız Hatay'a gelmek istiyorlar hazır mıyız?'' der. Fevzi Çakmak durumu anlar ve '' Biz hazırız Paşam. '' diye yanıtlar. Ata büyükelçiye döner ve: '' Biz hazırmışız, hükümetinize söyleyin isterlerse Hatay'ı gelip alabilirler.''
fırsat bulursam eklemeye çalışacağım daha. umarım beğenirsiniz.
not: alıntıdır!
konagina gittik ve dogruca Vali'nin odasina girdik. Vali, Ingiliz Konsolosu
ile konusuyordu. Biz gelince Vali ayaga kalkti ve Konsolos ile Mustafa
Kemal Pasa'yi tanistirdi. Konsolos, iyi Turkce biliyordu. Pasa Vali'ye
sordu:
-Konu nedir?
Vali anlatti:
-Sayin Konsolos, Ingiliz tebasindan olan vatandaslar ile Rum, Ermeni, Yahudi gibi azinliklarin guven altinda bulunduklarini belirtir bir "guvence" istiyorlar. Ben kendilerine herkesin esit bicimde guven altinda olduklarini bildirdim.
Mustafa Kemal Pasa, Konsolos'un Turkce bildigini biliyordu, oyle oldugu
halde ofkesini belirtmek icin sordu:
-Ee, peki daha ne istiyormus?
Bu soruya Konsolos Turkce cevap verdi.
-Tebamiz hakkinda hukumetinizden yazili teminat istiyorum!
Konsolos garip bir bicimde diklenmisti. .. Pasa'nin sesi havada kirbac gibi sakladi:
-Yunanlilar zamaninda kendi tebanizi daha emniyette mi goruyordunuz?
Konsolos gerisinde Ingiliz devletinin bulundugunu belli eden bir kasilma ile:
-Evet , dedi. Yunanlilar burada iken tebamizi emniyette goruyorduk.
-Oyleyse buyrun tebanizla birlikte Yunanistan'a gidin, efendim!
Konsolos kendisinden umulmayacak bir cesaret gosterdi:
-Yani majestelerimin hukumetine savas mi aciyorsunuz?
Mustafa Kemal iyice ofkelenmisti fakat ofkesini tuttu ve Konsolos'a:
-Siz kiminle ve ne ne konustugunuzu biliyor musunuz?.. Ben Turkiye
Buyuk Millet Meclisi Baskani ve Turk Ordulari Baskomutaniyim. Savas
acmaya, baris yapmaya hakkim var. Siz kimsiniz!.. Hukumetiniz adina savas ve baris gorusmeleri yapmaya yetkili misiniz? Boyle bir yetkiniz varsa goruselim. Yoksa (eliyle kapiyi gosterdi) buyurunuz efendim!..
O kasim kasim kasilan Konsolos, Mustafa Kemal Pasa'nin son cumlesi uzerine sapsari kesildi ve tek bir kelime soylemeden kapidan cikti gitti.
Mustafa Kemal Pasa arkasindan bir sure baktiktan sonra Vali'ye dondu:
-Yuz vermeyin Vali Bey! Bunlar karsilarinda hala Babaili Hukumeti var saniyorlar.
Bir zirhlisi onunde pisacak, bir blofu onunde yelkenleri suya indirecek
"devletcik" saniyorlar bizi!.. Kustahligin derecesine bakin, bana "Savas mi aciyorsunuz?" diye soruyor, barut kokan bir odada sorduguna bak!.. Savas halinde degil miyiz sanki!..
____________________________________________________________________
.....kolarinda ve omuzlarindaki isaretlerden amiral rutbesinde oldugu
anlasilan Ingiliz Donanmasi Komutani, Hukumet Konagi'nin kapisindan
girerek Mustafa Kemal Pasa'nin odasina dogruldu.Nazik, fakat ofkeli bir
hali vardi. Rusen Esref onune cikip ne istedigini sorunca:
-Baskomutan Mustafa Kemal Pasa ile gorusmek istiyorum!.. dedi.
......Birlikte odaya girdiler kapi kapandi. Amiral once:
-Cok guc kosullar altinda bir savas kazandiniz, sizi asker olarak ictenlikle kutlarim. Canakkale'deki basarinizi rastlantiya borclu olmadiginiz, kanitlanmis oldu.Buyuk bir askerle tanisdigim icin memnunum. Amiral bir sure sonra konuya girmis:
-Ulkenin kontrolunuz altinda bulunan bolumunde bizim tebamiz ve sizin
azinliklarinizdan Ermeniler, Rumlar var.Yeni askeri yonetim altinda bu
insanlarin statusu nedir? Guven de midirler?..
-Hic kuskunuz olmasin Amiral!..Turkiye'deki butun insanlar gibi
tebaniz ve sozunu ettiginiz azinliklar da TBMM Hukumeti'nin esit korumasi
altindadir. Suc islemeyenler, kendilerini bu memlekette benim kadar
guvende sayabilirler.
-Suc isleyenler?
-Suc isleyenler Sayin Amiral, dunyanin her yerinde oldugu gibi, ulkemizde de adaletin huzuruna cikarlar...Suclu iseler, cezalarini elbette
cekeceklerdir...
-Fakat Pasa Hazretleri,fevkalade gunler gecirdik. Yunan ordusundan cesaret alan Rumlarin bazilari, simarikliklar yapmis olabilir. Bugun bu insanlar yerli halkin dusmanligi ile yuzyuzedirler. Ermeniler icin de baska acidan ayni seyleri soyleyebilirim. Biliyorsunuz, arkadaslarinin buyuk bir bolumu goce zorlandi ve onemlice bir bolumu de hayatini kaybettiler. Bu ruh tedirginligi icinde Yunan ordusu ile isbirligi yapmis, bazi Turklere zor gunler gecirtmis olabilirler. Bunlar, fevkalade gunlerin olaylaridir. Bagislanmasi, hos gorulmesi gerekir. Eger bu kimseler, halkin husumetine birakilacak olursa, butun dunya aleyhinize kiyameti koparir!
Son cumleye kadar Amiral'i gulumseyerek dinleyen Mustfa Kemal
Pasa, dunyanin koparacagi gurultu ile kendini tehdide girisince,
sozunu bicak gibi kesmis:
-Su "Efendi Devlet" rolunu bir kenara koyunuz Amiral! Milletleri de tehdit etmekten vazgeciniz! Ingiltere ve muttefiklerinin kiyameti koparip koparmayacagini dusunmem! Bunlar memleketimin ic isleridir; kimsenin bu islere karismasina musaade etmem! Majestelerinin devleti memleketimizin azinliklari ile ugrasmaktan vazgecsinler! ..Kim bize
saygi beslemezse, bizden saygi beklemeye hakki olmaz!..
Amiralin benzi kul gibi olmus:
-Ingiltere Hukumeti'nin tebasini her yerde koruma hakki, devletler hukuku teminati altindadir. Avrupa devletleriyle birlikte arkaladigimiz Rum
ve Ermenilerin guven icinde bulundurulmasini sadece rica ettik. Yoksa
biz bu guvenligi saglayacak gucteyiz...
Iste o zaman Mustafa Kemal Pasa'nin tepesi iyice atmis:
-Arkaladiginiz Yunan ordusunun denizde yuzen leslerini herhalde gormus
olmalisiniz! Turk ordusu asayisi saglayacak gucte oldugu gibi, limani (o donemde Ingiliz donanmasi Izmir limaninda bulunmaktaydi) bosaltacak
guctedir de...Isterseniz, Turk'e ihanet eden tebanizin ve azinliklarinizin
adaletten kacan sefillerini geminize doldurabilirsiniz!.. Donanmanizin da en kisa zamanda limani terk etmesini istiyorum!
Mustafa Kemal Pasa'nin cumleleri, art arda Osmanli tokatlari gibi
Amiralin yuzunde sakladikca, Amiral ne yapacagini sasmis ve en
sonunda:
-Ingiltere'ye savas mi aciyorsunuz? demis.
Iste Pasa burada son sozunu soylemis:
- Savas acmak mi? Siz yoksa Sevr Antlasmasi'nin hala yururlukte
oldugunu mu saniyorsunuz? Biz onu coktan yirttik... Karsimda oturusunuzu, sizi konuk saymama borclusunuz! Fakat goruyorum ki, nezaketimizi kotuye kullanmak egiliminiz var... Buna musaade edemem. Bizim gozumuzde "Baris antlasmasi yapmamis" iki devletiz. Savas hukuku yururluktedir. Gemilerinizi derhal karasularimizdan cekmenizi size ihtar
ediyorum!
Bir balmumu heykeline donmus Amiral..... sise-gerine girdigi Mustafa Kemal Pasa'nin odasinda oturdugu sandalyede kuculdukce kuculmus ve sonunda kekeleyerek:
-Afedersiniz!.. demis ve yerlere kadar egilerek geri geri kapiya gidip disari cikmis.
________________________________________________________________________
....Rusen Esref hem dusunceli hem de guluyordu:
-Pasa, Amirali anasindan dogduguna pisman etti. Kendisinin
Turk topraklarinda bir savasci olarak bulundugunu Pasa'dan ogrendigi
zaman sapsari kesildi... Tutuklanacagini, tutsak edilecegini sandi. Ince
dudaklarini isiriyor, parmaklarini birbirine kenetlemis titriyordu. Karsisinda Babiali Pasasi bulacagini saniyordu herhalde...Ingiltere
devletini kendi devletine esit goren bir Pasa ile karsilastigi icin,
ihtiyatsizlik edip karaya ciktigina kim bilir nasil lanet etmistir...
Aradan bir saat gecti gecmedi... Ingiliz gemisinden bir mufreze
ve bir tegmen cikti. Amiralden - devleti adina- bir ultimatom
getiriyordu, Baskomutan'a kendi eliyle verecekti. Pasa'ya bildirdim;
"Gelsin"dedi. Tegmeni iceri aldim. Rusen Esref tecumanlik
yapiyordu.Ingiliz caki gibi bir tegmendi. Pasa'nin karsisinda
gosterisli bir selam verdi ve Rusen Esref araciligiyla ultimatomu Pasa'ya
ulastirdi.Pasa:
-Peki tegmen! Hukumetimiz ultimatomunuzu inceler ve hukumetinize gereken karsiligi verir.Siz geminize donebilirsiniz.........
...... Tegmen once disari cikacakmis gibi bir hareket yapti, sonra
da Rusen Esref'e donup:
-Baskomutan ellerini opmeme musaade buyururlar mi? Rusen Esref, tegmenin dilegini Pasa'ya soyledi, Pasa:
-Nereden icap etmis sor bakalim!.. dedi.
Tegmen:
-Asker olarak zaferlerine, insan olarak kendisine hayranim...
Lutfetsinler...
Tegmen Pasa'nin elini optu, Pasa da tegmenin yanagini oksadi.
Odayi bosalttik. Az sonra Rusen Esref'i cagirdi:
-Metni okudunuz mu? Ne istiyorlar?..
-Pasam Amiral ile gorustuklerinizin yazi ile de pekistirilmesi isteniyor. -Oyleyse Halide Hanim'i (Edip Adivar) bulunuz, hemen tercumesini yapsin ve metin olarak bana getirsin... Ote yandan bir kopyasini sifre ile
Disisleri Baknligina gonderin gerekeni yapsinlar... Durumu, ordu komutani
Nurettin Pasa'ya da bildiriniz. Gerekiyorsa benimle temas etsin........
Olay kisa bir sure icinde sehirde duyulmustu......
Ingiliz ve Fransizlar, kendi devletlerinin uyrugunda olanlari gemilere
bindirmeye baslamislardi. Nitekim birkac saat sonra da sessizce cekilip gittiler...
_____________________________________________________________________________
Kıbrıs'ı verelim de kurtulalım diyenlere Atatürk'ten bir anı:
Günlerden birgün İtalyan büyükelçisi Ata ile görüşmek ister ve huzura davet edilir. O günün muhtelif ekonomik-siyasi konuları hakkında konuşulduktan sonra büyükelçi: '' Ekselans dün Roma ile yaptığım bir görüşmede hükümetimizin Hatay'ı almak istediği kararını size iletmem söylendi.'' der. Odada bir an sessizlik olur. Ata büyükelçiye birşeyler daha ikram eder ve iki dakika odadakiler ile başbaşa bırakır. Döndüğünde ayağında çizmeleri, üzerinde mareşal üniforması ve belinde tabancası vardır. Doğru masasına gider, manyetolu telefondan Mareşal Fevzi Çakmak'ın bağlanmasını ister ve Çakmak'a:'' Paşa İtalyan dostlarımız Hatay'a gelmek istiyorlar hazır mıyız?'' der. Fevzi Çakmak durumu anlar ve '' Biz hazırız Paşam. '' diye yanıtlar. Ata büyükelçiye döner ve: '' Biz hazırmışız, hükümetinize söyleyin isterlerse Hatay'ı gelip alabilirler.''
fırsat bulursam eklemeye çalışacağım daha. umarım beğenirsiniz.
not: alıntıdır!