Atatürk'ün Öğrenim Hayatı Ile Ilgili Anıları

Sponsorlu Bağlantılar

Doğuş Pertez

Doğuş Pertez

Admin
    Konu Sahibi
Atatürk'ün Öğrenim Hayatı Ile Ilgili Anıları
Atatürk’ün Öğrenim Hayatı İle ilgili Anıları ,
Atatürk’ ün Anıları ,
Atatürk’ün Öğrenim Anıları ,
Atatürk’ün Öğrenim Hayatı İle ilgili Bilgiler ,

Küçük Mustafa’nın öğrenim çağı geldiğinde anne ve babası arasında görüş ayrılığı belirdi. Zübeyde Hanım, oğlunun geleneklere uygun bir törenle mahalle mektebine verilmesinden yanaydı. Ali Rıza Efendi ise yeni yöntemlerle eğitim yapan Şemsi Efendi Okulu’na gitmesini istiyordu.

Ali Rıza Efendi, Zübeyde Hanım’ında isteğini dikkate alarak Mustafa’yı ilk önce mahalle mektebine, ardından da Şemsi Efendi Okulu’na gönderdi. Ali Rıza Efendi’nin 1888 yılında hayatını kaybetmesi üzerine, büyük sorunlarla karşı karşıya kalan Zübeyde Hanım, çocuklarını yanına alarak Selanik yakınlarında Langaza’daki Rabla Çiftliğinde çalışan ağabeyinin yanına gitti. Küçük Mustafa böylelikle öğrenimine bir süreliğine ara vermek zorunda kaldı.

Ancak Zübeyde Hanım, Mustafa’yı okulsuz bırakmak istemiyordu. Tekrar çocuklarıyla birlikte Selanik’te bulunan kız kardeşinin yanına döndü. Selanik’e dönüp okulunu bitiren Mustafa, Selânik Mülkiye Rüştiyesine kaydoldu.

İçindeki asker olma arzusuna karşı koyamayan Mustafa, annesinin askerlik mesleğine sıcak bakmamasına rağmen, gizlice girdiği Askeri Rüştiye sınavlarını kazanarak 1893’te Selanik Askeri Rüştiyesi’ne yazıldı. Bu okulu çok seven Mustafa, yazları dayısı Hüseyin Efendi’nin yanına giderek, okul zamanına kadar çiftlikte kalırdı.

Selanik Askeri Rüştiyesi’nde üstün zekası ile dikkati çeken Mustafa’ya bu okuldaki tüm öğretmenleri arkadaş muamelesi yapmaya başlamıştı. Bu okulda matematik öğretmenliği yapan Yüzbaşı Mustafa Efendi, genç öğrencisinin başarılarından dolayı, sınıftaki diğer Mustafalarla aralarındaki farkı belirtmek üzere öğrencisinin adının sonuna “Kemal” ismini ilâve etti. Böylece “Mustafa Kemal” adını almış oldu.

Rüştiye’yi bitirdikten sonra 1895 yılında Manastır Askeri İdadisi’ne girdi Mustafa Kemal’in fikir hayatının oluşmasında ve gelişmesinde Manastır Askeri İdadisi’nde okuduğu dönem oldukça etkili oldu. Burada ilerde ünlü bir hatip olarak tanınacak Ömer Naci ile arkadaşlık yaptı. Ömer Naci, Mustafa Kemal’in hitabet ve edebiyat sevgisinde etkin rol oynadı.

Mustafa Kemal, askeri öğreniminin yanı sıra yabancı dil öğrenimini de ihmal etmiyor yazları izinli olarak Selânik`e döndüğü zaman Fransızca dersleri alıyordu.

Makedonya’da bulunan Manastır Askeri İdadisi’ni başarı ile bitirdikten sonra 1899’da İstanbul Harp Okulu’nun piyade sınıfına yazıldı. Harp Okulu öğrencisiyken, idarenin siyaset alanındaki yanlışlarını ve aksaklıklarını belirtmek ve eleştirmek maksadıyla kendi el yazısı ile bir gazete çıkardı.

1902 yılında Harp Okulu’nu Teğmen rütbesiyle, 1905 yılında da Harp Akademisi’ni Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle bitiren Mustafa Kemal, Kurmay Yüzbaşı olarak ordu saflarına katıldı.


Mustafa, Şemsi Efendi Okulu 4. sınıfa giderken, beden eğitimi dersinde öğretmeni sınıfa koşu yarışması yaptırdı. Okul etrafında iki tur atılacak ve birinci olan okul çapında yapılacak koşuda sınıfını temsil edecekti. İlk turu önde geçen Mustafa ikinci turun ortalarında bitiş çizgisine doğru güçlü adımlarla koşarken, biraz ilerde uçamayan bir yavru kuşun peşinden koşan siyah, kocaman bir kediyi fark etti. Mustafa yön değiştirip hızla koşarak yavru kuşu kedinin pençesinden kurtardı. Yavru kuşu severek ve yürüyerek yarışı en sonda tamamlamasına karşın, olayı öğrenen öğretmeninden yavru kuşu kurtardığı için aferin alan Mustafa, yarışı birinci bitiren arkadaşının:

Hayır, ben birinci değilim. Yarışın birincisi Mustafadır. O benden daha hızlı, sınıfımızı benden daha iyi temsil eder demesi üzerine öğretmeni tarafından birinci gelmiş sayıldı. On beş gün sonra yapılan koşuda okul şampiyonu olan Mustafa, derslerindeki başarıyı koşuda da gösterecek ve Selanik Şampiyonu olarak bir kupa alacaktı.

Manastır Askeri Lisesi’ni bitirip Harp Okulu’na geçişi

Askeri ortaokulu bitirdiğim zaman merakım oldukça ileri gitmişti. Manastır Askeri Lisesi’nde matematik pek kolay geldi. Bununla uğraşmayı sürdürdüm. Ancak Fransızca’da geri idim. Öğretmen benimle çok uğraşmıyor, acı uyarılarda bulunuyordu. Bu uyarılar benim çok gücüme gitti. İlk ev izni zamanında çözüm aradım. İki, üç ay gizlice Frerler Okulu’nun özel sınıfına devam ettim. Böylece okul derslerine oranla fazla derecede Fransızca öğrendim.

O zamana kadar edebiyatla çok ilişkim yoktu. Merhum Ömer Naci, Bursa Lisesi’nden kovulmuş, bizim sınıfa gelmişti. Daha o zaman şairdi. Benden okuyacak kitap istedi. Bütün kitaplarımı gösterdim. Hiçbirini beğenmedi. Bir arkadaşın kitaplarımdan hiçbirini beğenmemesi gücüme gitti. Şiir ve edebiyat diye bir şey olduğunu o zaman öğrendim. Ona çalışmaya başladım. Şiir bana cazip göründü. Ancak ‘yazı öğretmeni’ diye yeni gelen bir kişi, bana şiirle uğraşmayı yasakladı. Bu meşgale biçimi seni askerlikten uzaklaştırır dedi. Bununla birlikte güzel yazı yazma isteği bende kalıcı oldu.

Lisede iken dirençle çalışıyorduk. Sınıfta birinci, ikinci olmak için hepimizde güçlü bir gayret vardı. Sonunda liseyi bitirdim. Harp Okulu’na geçtim.
 


Üst Alt