SANCAR
Üye
al sana baska fıkra..
İhale
Meclis Genel Kurul Salonu'nun giriş kapısının tamiri gerekiyormuş. Konuyla ilgili bürokrat, iki ayrı firmadan marangoz davet ederek kapıyı gösterip, ikisinden de fiyat istemiş.
Birinci marangoz:
- 500 milyon liraya olur bu iş, demiş. 200 milyon malzeme, 200 milyon
işçilik, 100 milyon da kâr. . .
Bürokrat, ikinci marangoza dönmüş:
- Siz aynı işi kaça yaparsınız?
- 2, 5 milyar lira.
- Nasıl olur bu kadar fiyat farkı ?
- 1 milyar bana, 1 milyar size, demiş ikinci marangoz, 500 milyonu da bu arkadaşa veririz kapıyı yapar
Avukat Temel
Temel şehrin en gözde semtinde bir büro tutmuş ve kapısına "Avukat Temel" yazılı bir tabela asmış. Yeni bürosunda ilk sabah otururken kapı çalınmış ve sekretere:
- Kapıyı aç kızım.
demiş. Sekreter kapıyı açıp büroya gelen adamı Temel'in odasına soktuğu anda Temel hemen telefona sarılmış konuşmaya başlamış:
-O iş tamam beyim. . . Benum aldiğum davada kötü bir netice çıkmaz, tabi hemen çikarıruz Osman'ı da ben kurtarmış idum Dursun'u da. Siz hiç merak etmeyun. Ankara'da çok tanıduk var.
Konuşma bu şekilde birkaç dakika daha devam ettikten sonra Temel sekreterin odaya getirdiği adama:
- Aman efendum kusura bakmayun ama görüyorsunuz ki işler çok yoğun sizin ne davanuz vardı ?
Adam :
- Hiiç. Benim davam filan yok ben telefonunuzu bağlamaya gelmiştim! demiş.
Tımarhaneden Kaçış
İki akıl hastası, tımarhaneden kaçmaya karar vermiş. Biri, diğerine
- Git bak bakalım, dikenli teller yüksek mi alçak mı, eğer yüksekse altından kaçarız, alçaksa üstünden atlarız, demiş. Diğeri gitmiş, bir süre sonra geri gelmiş ve şöyle demiş:
- Ne yazık ki kaçamayacağız, çünkü hiç dikenli tel yok.
İmamlar
Rizeli imamlar ve Trobzonlu imamlar her hafta halı sahada maç yapar, her hafta Rizeli imamlar Trabzonlu imamları yenip giderlermiş. Bu iş uzun zaman böyle devam etmiş. Trabzonlu imamlar bir formül arar dururlarmış. Bir gün birisinin aklına bir fikir gelmiş. Ya hocam Gökdeniz Karadeniz ve Fatih Tekke'yi getirelim Rizeli imamlara haçan bu Fatih Hoca bu da Gökdeniz Hoca der yutturur onları yeneriz demiş. Hemen imamlar bu işe el atmışlar. Gökdeniz ve Fatihi ayarlamışlar. Rizeli imamlar yeni oyuncuları görünce sormuşlar "Bunlar kim ?" diye. Trabzonlu hocalar aha bu Fatih Hoca bu da Gökdeniz Hocadır demişler. Maç başlamış. Fakat maç sonunda Rizeli imamlar yine maçı almış çekmiş gitmişler. Trabzonlu hocalardan biri sormuş:
- Ne oldu hocalar bu işe ne diyorsunuz. İçlerinden birisi çıkıp demiş ki:
- Hocam, Rizeli Ronaldinho Hoca ile Beckham Hoca olmasaydı bu sefer onları yenerdik demiş.
Polis
Polis, motosikletli serseriye ceza makbuzunu uzatınca, motosikletteki insan irisi:
- Ben bunu şimdi ne yapacağım?. . diye homurdanmış.
- Sakla, demiş polis, bunlardan 4 tane biriktirirsen bir bisikletin olacak
Dur!
Genç çocuk annesi ile uzun süren bir tartışmanın sonunda odasına dönüp bavulunu topladıktan sonra:
- Artık bu evde yaşayamam. Ben heyecan, eğlence, para ve güzel kadınlar istiyorum; sizden, bu evden sıkıldım, diye bağırdı.
Babası, kapıdan çıkan çocuğuna seslendi :
- Dur !!
- Hayır baba, sana, artık beni hiçbir gücün durduramayacağını söylemiştim.
Babası dışarı doğru bir hamle daha yaptı:
- Dur, beni de bekle. . .
Meclis Genel Kurul Salonu'nun giriş kapısının tamiri gerekiyormuş. Konuyla ilgili bürokrat, iki ayrı firmadan marangoz davet ederek kapıyı gösterip, ikisinden de fiyat istemiş.
Birinci marangoz:
- 500 milyon liraya olur bu iş, demiş. 200 milyon malzeme, 200 milyon
işçilik, 100 milyon da kâr. . .
Bürokrat, ikinci marangoza dönmüş:
- Siz aynı işi kaça yaparsınız?
- 2, 5 milyar lira.
- Nasıl olur bu kadar fiyat farkı ?
- 1 milyar bana, 1 milyar size, demiş ikinci marangoz, 500 milyonu da bu arkadaşa veririz kapıyı yapar
Avukat Temel
Temel şehrin en gözde semtinde bir büro tutmuş ve kapısına "Avukat Temel" yazılı bir tabela asmış. Yeni bürosunda ilk sabah otururken kapı çalınmış ve sekretere:
- Kapıyı aç kızım.
demiş. Sekreter kapıyı açıp büroya gelen adamı Temel'in odasına soktuğu anda Temel hemen telefona sarılmış konuşmaya başlamış:
-O iş tamam beyim. . . Benum aldiğum davada kötü bir netice çıkmaz, tabi hemen çikarıruz Osman'ı da ben kurtarmış idum Dursun'u da. Siz hiç merak etmeyun. Ankara'da çok tanıduk var.
Konuşma bu şekilde birkaç dakika daha devam ettikten sonra Temel sekreterin odaya getirdiği adama:
- Aman efendum kusura bakmayun ama görüyorsunuz ki işler çok yoğun sizin ne davanuz vardı ?
Adam :
- Hiiç. Benim davam filan yok ben telefonunuzu bağlamaya gelmiştim! demiş.
Tımarhaneden Kaçış
İki akıl hastası, tımarhaneden kaçmaya karar vermiş. Biri, diğerine
- Git bak bakalım, dikenli teller yüksek mi alçak mı, eğer yüksekse altından kaçarız, alçaksa üstünden atlarız, demiş. Diğeri gitmiş, bir süre sonra geri gelmiş ve şöyle demiş:
- Ne yazık ki kaçamayacağız, çünkü hiç dikenli tel yok.
İmamlar
Rizeli imamlar ve Trobzonlu imamlar her hafta halı sahada maç yapar, her hafta Rizeli imamlar Trabzonlu imamları yenip giderlermiş. Bu iş uzun zaman böyle devam etmiş. Trabzonlu imamlar bir formül arar dururlarmış. Bir gün birisinin aklına bir fikir gelmiş. Ya hocam Gökdeniz Karadeniz ve Fatih Tekke'yi getirelim Rizeli imamlara haçan bu Fatih Hoca bu da Gökdeniz Hoca der yutturur onları yeneriz demiş. Hemen imamlar bu işe el atmışlar. Gökdeniz ve Fatihi ayarlamışlar. Rizeli imamlar yeni oyuncuları görünce sormuşlar "Bunlar kim ?" diye. Trabzonlu hocalar aha bu Fatih Hoca bu da Gökdeniz Hocadır demişler. Maç başlamış. Fakat maç sonunda Rizeli imamlar yine maçı almış çekmiş gitmişler. Trabzonlu hocalardan biri sormuş:
- Ne oldu hocalar bu işe ne diyorsunuz. İçlerinden birisi çıkıp demiş ki:
- Hocam, Rizeli Ronaldinho Hoca ile Beckham Hoca olmasaydı bu sefer onları yenerdik demiş.
Polis
Polis, motosikletli serseriye ceza makbuzunu uzatınca, motosikletteki insan irisi:
- Ben bunu şimdi ne yapacağım?. . diye homurdanmış.
- Sakla, demiş polis, bunlardan 4 tane biriktirirsen bir bisikletin olacak
Dur!
Genç çocuk annesi ile uzun süren bir tartışmanın sonunda odasına dönüp bavulunu topladıktan sonra:
- Artık bu evde yaşayamam. Ben heyecan, eğlence, para ve güzel kadınlar istiyorum; sizden, bu evden sıkıldım, diye bağırdı.
Babası, kapıdan çıkan çocuğuna seslendi :
- Dur !!
- Hayır baba, sana, artık beni hiçbir gücün durduramayacağını söylemiştim.
Babası dışarı doğru bir hamle daha yaptı:
- Dur, beni de bekle. . .
