Odysseus
Üye
Zincir Mesaj Saçmalığı
Arkadaşlar. Bana ulaşan sadece üç adet saçma mailin içerisinde zincir haline gelmiş 208 kişinin mail adresine gönderdiğim e-posta'yı ekliyorum. Umarım faydalı olur sıkılmadan okuyun lütfen. Yorumları bekliyorum. Bu arada birkaç satırını alıntı yaparak göndermiştim gerisi kendi emeğimdir.
------------
Merhaba
Bu mail listesindeki MSN adresleri yazılı birçok kişi beni tanımıyor. Nerden isimlerine ulaştığımı şimdi anlatacağım. Listede tam 50 kişi var. Bir defada 50den fazla kişiye mail gönderilemediği için kalan 158 kişiye bu maili ayrı ayrı göndereceğim Bu 50 kişi farkında olmadan kendilerine gönderilen zincir mailleri başkalarına ileterek adreslerinin yayılmasını sağlamaktalar. Adreslerinin yayılmasında ne kötülük var? Bu zinciri başlatan kişi genellikle spam, vaya ad-aware dediğimiz bilgi hırsızlığını yapabilmek için eline geçen mail adreslerine bu e-postaları ulaştırıp yayılmasını sağlayaran kişidir. Sadece bana gelen 3 e-posta ile 50 isme ulaşmış bulunuyorum. Düşünün ben kötü niyetli birisi olsam 50 kişi risk altında olabilir. SADECE 3 MAİL ile 50 kişinin msn kodlarini çalabilir, maili okuduğunuzda veya ekli dosyadaki resmi, yazıyı, animasyonu açtığınızda bilgisayarınıza bir virüs gönderip kayıtlı kodlarinize, banka online giriş kodlarinize hatta çok özel ve gizli bilgilerinize ulaşabiliirim. Amacım tabi ki bu değil. Amacım bu zincir mesajlara son vermenizin ne gibi faydalar sağlayacağı konusunda sizleri bilgilendirmektir.
Şimdi size gelen içeriklerdeki saçmalıklarla ilgili bilgiler vereceğim
　
1. Msn ücretleniyor 1 agustosta unutmayın
Böyle bir saçmalık olduğunda size bilgi vermeye yetkili tek kaynak Microsoft'tur. Düşünün ki siz o e-postayı sisteminizde kayıtlı herkese gönderdiniz. Microsoft neden böyle bir duyuru yapmak ihtiyacı duysun, kendisi bilgi vermekten aciz bir firma mı?. Siz bu e postayı 12 kişiye gönderdiğinizde neden MSN sitesindeki simge mavi olsun. En önemlisi neden MSN ücretli olsun. Siz zeten Windows yazılımına yüzlerce dolar öderken, size sunulan servislerden yararlanma hakkına da sahip oluyorsunuz. Bana bu mail geçen yıl ağustos ayında geldiğinde kasım da msn ücretli olacak bu maili 9 kişiye gönderirsen seninki olmayacak diyordu. Şimdi ağustos a ertelenmiş. Neden Microsoft size bu maili ilettiğiniz için böyle bir güzellik yapsın. Bu saçmalığa lütfen itibar etmeyin ve bu maili ileterek sizin mail adresinizin de bu tehlikeli kervana katılmasına yardımcı olarak istemeden ve farkında olmadan bu hırsızlara yardımcı olmayın.
2. Ben Türk değilim diyen okumadan silsin!!! (bu hbr kesinlikle doğrudur)
Çok etkileyici bir başlık. Bu mailin ulaştığı her Türk "ben Türk'üm okurum" diyerek gaza geliyor ve maili açıp bir güzel okuduktan sonra songörevini yerine getiriyor, kendini ve arkadaşlarını da bu kervana katarak mailin yoluna devam etmesini sağlıyor. Eurovision şarkı yarışması uluslararası bir yarışmadır ve değerli insanlardan seçilmiş bir jürisi ve şarkıları ayıklayan ve onay veren bir ön jürisi mevcuttur. Bir ülkenin milli duygularına hakaret edilen bir şarkıya izin verebilirler mi? Hadi verdiler diyelim. Bizim ülkemiz başıboş mu? Bunu görüp, duyup itiraz edebilecek devlet adamı yok mu? Hadi yok diyelim biz bu maili ileterek neye hizmet edeceğiz. Bu mailin ulaştığı kişi 9 tane Ermeni'mi katletsin yani. Hiçbir çıkarımız yok bu işten. Tekrar ediyorum. Bu saçmalığa lütfen itibar etmeyin ve bu maili ileterek sizin mail adresinizin de bu tehlikeli kervana katılmasına yardımcı olarak istemeden ve farkında olmadan bu hırsızlara yardımcı olmayın.
3. Kayıp!!!
Bu da duygularımızı okşayan bir başlık. Bir çocuk kaybolmuş. 4 yaşında. Ne kadar da tatlı. Ayy kaybolmuş. Siz görmemiş olsanızda belki maili ilettiğinizde başkaları görüp orada verilen numarayı arar çocuk bulunur ve maili ileten yüzlerce kişi kahraman olur. İyi de numaralar yanlış!!! Aradığınızda karşınıza çıkan kişi "dalgamı geçiyon lan benle ver lan adresini gelcem yanına sen bu numarayı nerden buldun bu karımın numarası" diyebilir. Buna hazırlıklı olun. Çocuğu kaybolan bir kişi bu maili hazırlamayı akıl edebilir mi. Polise gitmek daha mantıklı değil mi. Yine söylüyorum. Bu saçmalığa lütfen itibar etmeyin ve bu maili ileterek sizin mail adresinizin de bu tehlikeli kervana katılmasına yardımcı olarak istemeden ve farkında olmadan bu hırsızlara yardımcı olmayın.
4. Maillerin altındaki yazılara dikkat edin. İşte örnek...
Bu mailde ve eklerinde verilen bilgiler, kişiye özel ve gizli olup yalnızca mesajda belirtilen alıcı ile ilgilidir. Size yanlışlıkla ulaşmışsa lütfen göndericiye bilgi veriniz. Bu mesaj aksi belirtilmedikçe herhangi bir finansal işlem teklifi, alım, satımı, havale onayı gibi bankacılık işlemi yapılması amacını taşımamaktadır. Vs.vs ve işte son... Bu mesajın içeriği bankamızın resmi görüşlerini yansıtmayabileceğinden Akbank T.A.Ş. hiçbir hukuki sorumluluğu kabul etmez.
Şimdi bu mail muhtemelen bir Akbank çalışanının iş arasında boş vakit bulup şirket bilgisayarıyla hazırladığı bir mail olabilir düşüncesi aklınıza gelebilir. Birincisi hiçbir banka çalışanı kolay kolay boş vakit bulup bunu hazırlamaz veya okuyup iletmez. ikincisi bu mesajda "DİJİTAL İMZA" yok. Dijital imza dışında banka logosunun yer aldığı bir yer de yok. Saçmalık üstüne saçmalık. İnanılmaz bir dolandırıcılık yöntemi.
5. Dikkat en önemlisi!! Din bu işlere alet ediliyor..
Mesaj başlıkları genelde Allah rızası için gönderin diye başlar. Tamam da niye ben bunu 12 kişiye gönderirsem Allah dua mı kabul etsin, ya da niye göndermezsem babamın başına birşey gelsin. Babamın ne alakası var konuyla
)). Dahası Allah dualarımızı sadece ibadet karşılığı bekleyerek kabul etmez mi. Allah bize ulaştıracaklarını neden birinin rüyasına girip bu söyleyeceklerimi bilmem kaç kişiye mail at der mi. Şu gün kıyamet kopacak amanınn herşeyi bırakın secde edin der mi. Buna aldanacak kadar inançsız mısınız. İşin komik yanı da şu. Mesajın sonunda Allah rızası dendiği için gönderdim yazıyor. İşte bakın duygularınızı nereden okşayarak sizi bu işe alet ediyorlar. En hassas olduğumuz nokta "Allah Rızasını Kazanmak".. Allah bize ileteceklerini Kuran-ı Kerim aracılığıyla iletmiş ve bu kitaptan sonra hiçbir kimseye Allah tarafından bilgi gelmemiştir. Kıyamet tarihini kimse bilemez. Nedense ilk internet olan ArpaNET'ten beri bir kıyamet kopacak furyasıdır devam ediyor.
　
Bütün bunlar bilgi hırsızlığı amacı güdmeyebilir. Bazıları bu işi egosunu tatmin etmek için, bazıları da ortaya çıkacak kargaşadan zevk almak için yayıyor. Hiç dikkat ettiniz mi. Bu maili sevdiklerinize iletin beni seviyorsanız bana da iletin. İletin ki ben kaç kişiye ulaştığınızı göreyim. O kişilerin adreslerini ele geçireyim. Ya da bakalım kaç tane enayi bu işi ciddiye alıp telaşa kapılacak, deprem olacak diye kimler evini arabasını satıp başka memlekete kaçacak, kimler bu maili iletmezseniz babanız sepici hastalığa yakalanacak yalanına inanıp babasını hasta olmadan doğrayacak. Kimler dini sömürenlere yardımcı olacak.
Okumuş, gün görmüş, bilgili ve akıllı insanların bu oyuna nasıl geldiğine hiç aklım ermiyor. Bakın örneklere devam ediyorum.
　
Adının Hulusi olduğu tespit edilen bir ve hakkında arama emri bulunan bir bilgisayar faresi müthiş bir element keşfi yapmış. Elementin ismi en ilginci, HULUSIUM... Bu tarz kişilere HOAX adı veriliyor. Hulusium adını verdiği elementinin ergime derecesi güneşin yüzey sıcaklığı olan 6 bin derecenin iki katından da fazla 13 bin derece diyerek palavrasını da ele veriyor, ama nafile.. Kimse işin farkına varmıyor.. Üstelik herkes gayet ciddi bir şekilde inanarak bu haberi yaymaya devam ediyor.. Son zamanlarda sanal alemde güçlü bir hoax fırtınası esiyor. Büyük şirketleri ciddi ekonomik zararlara sokan ve ünlü kişilerin imajını zedeleyen hoax’lar, toplumu yanlış bilgilendirerek insanların günlük hayatlarını büyük ölçüde etkiliyor. Peki tüm dünyada ortalığı kasıp kavuran bu hoax sözcüğü ne anlama geliyor? Türkçede şaka, latife, hile, rivayet, oyun anlamlarına gelen hoax, bilgisayar kullanıcıları tarafından ciddiye alınan dedikodu olarak tanımlanıyor. Genellikle insanları korkutmak ya da insanlarla dalga geçip eğlenmek amacıyla yazılan hoax’lar aslında uydurma hikâyeler. Çoğunlukla yabancılar tarafından ortaya atılan hoax’lar, Türkçeye çevrilerek e-postalar aracılığıyla virüs gibi yayılıyor. Yalan, yanlış bilgileri içeren e-postalar okuyanlar için de tam bir zaman kaybı. Hızla yayılıyor Bir gün arkadaşınızdan bir e-posta alıyorsunuz. Ne olduğunu merak ediyorsunuz ve mektubu açıyorsunuz. Bir bakıyorsunuz ki, e-postada bir polisiye vakadan söz ediliyor: “Uyandığımda buz gibi bir küvetin içindeydim ve böbreğim yoktu, dikkat edin organ mafyası artık her türlü ortama giriyor…”
Bu içerikte yüzlerce mail dolaşıyor. Ancak adli tutanaklarda, polis kayıtlarında böyle bir olaya rastlanmıyor. Ya da diğerleri:
“Lütfen insanlık namına bu mesajı mümkün olduğunca çok kişiye yollayın ve acilde yatan küçük bir kızın hayatını kurtarın…” (Kim bu küçük kız?), “Yalnız başınıza kalp krizi geçirirseniz hemen bunları yapın…” “Microsoft uyarıyor Windows’unuzda virüs tespit edildi, hemen sulfnbk.exe dosyasini silin.” (Sakın silmeyin!) “Bu e-posta’yı 1000 kişiye gönderirseniz Disneyland’dan bedava bir tatil kazanacaksınız.” (Acaba Disneyland’ın haberi var mı?) “MSN paralı olacakmış hesabınızın aktif olarak kullandığınızı kanıtlamak için bu maili 18 kişiye yollayın, ekrandaki yeşil adam mavi olacak…” “Bu mektubu 10 dakika içinde yollamazsanız başınıza kötü şeyler gelir ya da yüzünüzde sivilceler çıkar…”
Kafanız biraz karışıyor, şaşırıyorsunuz. Ancak e-postayı yollamanın faydalı olacağını düşünerek adres defterinizdeki tüm alıcılara yönlendiriyorsunuz. Yalnız tam burada büyük bir hata yapıyorsunuz, çünkü bu şekilde hoax’ların yayılıp ünlenmesine farkında olmadan katkıda bulunuyorsunuz. En iyi kozları: Bilgisizlik Hızla yayılan hoax’lar alıcı kişilerin konu hakkındaki bilgisizliklerinden faydalanıyor. Gereksiz yere ağa yük getiriyor, sistem kaynaklarını israf ediyor, hatta insanları yanlış yönlendirdiğinden bazen çok tehlikeli bile olabiliyor. Hoax’ların tek işe yarar tarafıysa, hoax’ı yayan kişiyi tatmin etmek oluyor. Biraz incelediğinizde hoax’ları içeren e-postaların gerçekte asılsız olduğunu anlıyorsunuz. Örneğin; açtığınız bir e-postada; "bu mektup size bol şans getirmesi için gönderilmiştir" deniyor. Halbuki teknoloji ve batıl inancın bir arada olması akla uymuyor. Başka bir e-postada; “X adlı hastanede yatmakta olan, X adlı kanser hastası çocuğa e-posta gönderin, ameliyat parasını çıkarmasına katkıda bulunun” diyor. Galiba bu çocuk, hastanede 10 yılı aşkın yatıyor. Çünkü aynı e-posta yıllardır sanal ortamda dolaşıyor.
Bundan buyuk firmalar da payini aliyor iste ornek
Tavuğa benzeyen garip yaratıklar
Ünlü Amerikan fast-food zinciri Kentucky Fried Chicken (KFC)’ın başına gelenler de inanılır gibi değildi. Şirketin, tüysüz, garip tavuklar ürettiği konusundaki hoax geçtiğimiz yıl tüm dünyayı sarstı. Yayılan e-postalarda ABD’deki New Hampshire Üniversitesi’nin yaptığı araştırma kanıt olarak gösteriliyordu. Ayrıca dünyaca ün salmış firmanın kısa bir süredir marka açılımını kullanmadığı, yerine kısaltmasını tercih ettiği de hoax’ta belirtiliyordu. Buna neden olarak da kısaltmada tavuk sözcüğünün geçmemesi gösteriliyordu. Dahası KFC’nin gerçek tavuklar kullanmadığının, aksine mutasyona uğratılmış tavukları kullandığının altı çiziliyordu. Bu tavukların tüyü, ayağı ve gagasının olmadığına, tavukların vücutlarına enjekte edilen tüpler aracılığıyla yaşatıldığına, tavuklardan daha fazla et sağlayabilmek için tavukların kemik yapısının ciddi ölçülerde küçültüldüğüne de dikkat çekiliyordu. İddiaya göre, KFC böylece üretim maliyetlerini fazlasıyla düşürmeyi planlıyordu. Bu nedenle insanlık namına tüm tanıdıklarımızı bu flash haberle bilgilendirmemiz hoax’ta sık sık tembihleniyordu. Daha da inandırıcı olabilmek için e-postalarda tuhaf görünümlü tavukların resimlerine de yer veriliyordu. Hakkındaki bu uydurma hikaye yüzünden KFC tüm dünyada oldukça tepki aldı. Hoax tehlikeli bir etki yarattı, çünkü milyonlarca insan KFC’lerin önlerine yığılarak protestolar düzenledi. Sonuç olarak hem ünlü bir firma hem de tanınmış bir üniversite saygınlık kaybetti. KFC satışları düştü.
E-postayla cep telefonu
Nokia’nın dünya çapında bedava cep telefonu dağıttığı da bir zamanlar popüler olan hoax’lar arasındaydı. Rivayete göre, uluslararası komünikasyon şirketi Nokia, ürünlerini tüm dünyaya tanıtabilmek için bir promosyon dönemi başlattı. Böylece kamuoyunun nabzını tutacak ve yeni çıkardığı bazı modelleri piyasaya sürüp sürmeyeceğine karar verecekti. Bedava cep telefonu kazanmak için e-postayı alanların yapması gereken, hoax’ı içeren mesajı 8 kişiye yollamaktı. Daha sonrada yolladıkları mailin bir kopyasını [email protected]’a göndermekti. İşlem gerçekleştikten iki hafta sonra, Nokia yetkilileri onlarla irtibata geçecek ve hediye cep telefonlarını adreslerine yollayacaktı. Hediye cep telefonlarını alamayanlar bir süre sonra Nokia’ya şikayette bulunmaya başladılar. Firmayı sözünde durmamak ve insanları kandırmakla suçladılar. Telefonları kesilmeyen Nokia, çareyi bir bildiri yayınlamakta buldu. Gelişi güzel gönderilen e-postaların takip edilmesinin teknoloji açısından mümkün olmayacağının ve Nokia gibi saygın bir kuruluşun ürünlerini tanıtmak için böyle kontrolsüz bir yönteme başvurmayacağının altı çizildi.
NASA’da hoax paniği
Dünya çapında etki yaratan bir diğer hoax ise insanoğlunun büyük bir keşfi ile ilgili. Apollo adlı uzay aracını kullanan astronotların aslında Ay’a inmediği NASA’nın ve bu olayın içinde olan diğer kişilerin özel stüdyolarda çekilen fotoğraflar aracılığıyla insanları inandırdığı dolaşan hoax’lar arasındaydı. Hatta NASA’nın bu tarz komplo teorileri üretmeye devam edeceği dedikodusu da yayılıyor. 1999 yılında Gallup Araştırma Şirketi tarafından yapılan ankette, ABD halkının yüzde 89’unun bu hoax’u saçma bulduğu, bu yüzden inanmayı reddettiği ortaya çıkmıştı. Daha hızlı iletişim kurmamızı sağlayan internet asılsız dedikoduların yayılmasına da elverişli bir ortam hazırlıyor. Hayal gücü gelişmiş kişiler tarafından ortaya atılan hikayeler toplumda kargaşa yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda saygın şirketleri maddi ve manevi zararlara sokuyor. Gates’in servetine ortak olacağız
Microsoft’un sahibi Bill Gates’in servetini dağıttığı internette dolaşan haberlerden biri. Güya, Gates çok kapsamlı bir deney üzerinde çalışıyor. Ona ait olan e-postayı çevresindekilere yollayanlarsa Gates’in deneyine katkıda bulunmuş oluyor, çünkü Microsoft gönderdiğiniz tüm e-mailleri takip edebiliyor ve siz de ona ait olan bu maili başkalarına gönderdikçe size belli bir miktar para ödüyor. Oysaki e-mailleri sayabilecek bir teknoloji henüz dünyada mevcut değil. Bu yüzden Gates’in paraları nasıl vereceği büyük bir merak konusu.. Şimdi de, Türkiyenin bütün mali sorunlarını bir anda çözecek kadar dünyanın başka yerlerinde bulunmayan Neptünyum, Hulusyum gibi değerli maden yataklarından, Bilgisayarların radyasyonuna karşı kaktüs kullanımından bahsedilmektedir...
　
PEKİ NASIL BU OYUNA ALET OLMAYACAKSINIZ
　
Sizin için önemli olan bir mail geldi. Siz de bunu arkadaşlarınızın da bilmesini istiyorsunuz. Tabi ki iletin ancak bu tip mailleri iletirken,
size gönderen kişinin mail adresini ve eğer varsa altta birikmiş mail adreslerini işaretleyip silin. Ayrıca göndereceğiniz arkadaşlarınızın
mail adreslerini To (kime) bölümüne değil, Bcc (Gizli) bölümüne yazarak adreslerin görülmez olmasını sağlayın. Böylece size ve arkadaşlarınıza
virüslü maillerin gönderilmesini engellemiş ve adres toplayan spamcılara hizmet etmemiş olursunuz.
　
Bu mail tamamen bana aittir. Sadece bazı bölümleri alıntıdır. Maili hazırlamam 3 saatimi aldı. Sizden ricam 15 dakikanızı ayırarak bunu okuyun.
Başkalarına iletip iletmemek size kalmış. Madem kötü niyetli insanlar amaçlarına ulaşıyor. Bu bilgiyi iletip onlara da yardımcı olabilirsiniz.
Zamanınız yoksa da bana bir teşekkür iletirseniz bende emeğimin boşa çıkmadığını anlayıp çalışmalarıma devam ederim. Bu arada mailleri gönderirken
bir önceki paragrafta neye dikkat etmeniz gerektiğini yazdım dikkatli olun!!!
Saygılarımla
Adem Altıntas
------------
Merhaba
Bu mail listesindeki MSN adresleri yazılı birçok kişi beni tanımıyor. Nerden isimlerine ulaştığımı şimdi anlatacağım. Listede tam 50 kişi var. Bir defada 50den fazla kişiye mail gönderilemediği için kalan 158 kişiye bu maili ayrı ayrı göndereceğim Bu 50 kişi farkında olmadan kendilerine gönderilen zincir mailleri başkalarına ileterek adreslerinin yayılmasını sağlamaktalar. Adreslerinin yayılmasında ne kötülük var? Bu zinciri başlatan kişi genellikle spam, vaya ad-aware dediğimiz bilgi hırsızlığını yapabilmek için eline geçen mail adreslerine bu e-postaları ulaştırıp yayılmasını sağlayaran kişidir. Sadece bana gelen 3 e-posta ile 50 isme ulaşmış bulunuyorum. Düşünün ben kötü niyetli birisi olsam 50 kişi risk altında olabilir. SADECE 3 MAİL ile 50 kişinin msn kodlarini çalabilir, maili okuduğunuzda veya ekli dosyadaki resmi, yazıyı, animasyonu açtığınızda bilgisayarınıza bir virüs gönderip kayıtlı kodlarinize, banka online giriş kodlarinize hatta çok özel ve gizli bilgilerinize ulaşabiliirim. Amacım tabi ki bu değil. Amacım bu zincir mesajlara son vermenizin ne gibi faydalar sağlayacağı konusunda sizleri bilgilendirmektir.
Şimdi size gelen içeriklerdeki saçmalıklarla ilgili bilgiler vereceğim
　
1. Msn ücretleniyor 1 agustosta unutmayın
Böyle bir saçmalık olduğunda size bilgi vermeye yetkili tek kaynak Microsoft'tur. Düşünün ki siz o e-postayı sisteminizde kayıtlı herkese gönderdiniz. Microsoft neden böyle bir duyuru yapmak ihtiyacı duysun, kendisi bilgi vermekten aciz bir firma mı?. Siz bu e postayı 12 kişiye gönderdiğinizde neden MSN sitesindeki simge mavi olsun. En önemlisi neden MSN ücretli olsun. Siz zeten Windows yazılımına yüzlerce dolar öderken, size sunulan servislerden yararlanma hakkına da sahip oluyorsunuz. Bana bu mail geçen yıl ağustos ayında geldiğinde kasım da msn ücretli olacak bu maili 9 kişiye gönderirsen seninki olmayacak diyordu. Şimdi ağustos a ertelenmiş. Neden Microsoft size bu maili ilettiğiniz için böyle bir güzellik yapsın. Bu saçmalığa lütfen itibar etmeyin ve bu maili ileterek sizin mail adresinizin de bu tehlikeli kervana katılmasına yardımcı olarak istemeden ve farkında olmadan bu hırsızlara yardımcı olmayın.
2. Ben Türk değilim diyen okumadan silsin!!! (bu hbr kesinlikle doğrudur)
Çok etkileyici bir başlık. Bu mailin ulaştığı her Türk "ben Türk'üm okurum" diyerek gaza geliyor ve maili açıp bir güzel okuduktan sonra songörevini yerine getiriyor, kendini ve arkadaşlarını da bu kervana katarak mailin yoluna devam etmesini sağlıyor. Eurovision şarkı yarışması uluslararası bir yarışmadır ve değerli insanlardan seçilmiş bir jürisi ve şarkıları ayıklayan ve onay veren bir ön jürisi mevcuttur. Bir ülkenin milli duygularına hakaret edilen bir şarkıya izin verebilirler mi? Hadi verdiler diyelim. Bizim ülkemiz başıboş mu? Bunu görüp, duyup itiraz edebilecek devlet adamı yok mu? Hadi yok diyelim biz bu maili ileterek neye hizmet edeceğiz. Bu mailin ulaştığı kişi 9 tane Ermeni'mi katletsin yani. Hiçbir çıkarımız yok bu işten. Tekrar ediyorum. Bu saçmalığa lütfen itibar etmeyin ve bu maili ileterek sizin mail adresinizin de bu tehlikeli kervana katılmasına yardımcı olarak istemeden ve farkında olmadan bu hırsızlara yardımcı olmayın.
3. Kayıp!!!
Bu da duygularımızı okşayan bir başlık. Bir çocuk kaybolmuş. 4 yaşında. Ne kadar da tatlı. Ayy kaybolmuş. Siz görmemiş olsanızda belki maili ilettiğinizde başkaları görüp orada verilen numarayı arar çocuk bulunur ve maili ileten yüzlerce kişi kahraman olur. İyi de numaralar yanlış!!! Aradığınızda karşınıza çıkan kişi "dalgamı geçiyon lan benle ver lan adresini gelcem yanına sen bu numarayı nerden buldun bu karımın numarası" diyebilir. Buna hazırlıklı olun. Çocuğu kaybolan bir kişi bu maili hazırlamayı akıl edebilir mi. Polise gitmek daha mantıklı değil mi. Yine söylüyorum. Bu saçmalığa lütfen itibar etmeyin ve bu maili ileterek sizin mail adresinizin de bu tehlikeli kervana katılmasına yardımcı olarak istemeden ve farkında olmadan bu hırsızlara yardımcı olmayın.
4. Maillerin altındaki yazılara dikkat edin. İşte örnek...
Bu mailde ve eklerinde verilen bilgiler, kişiye özel ve gizli olup yalnızca mesajda belirtilen alıcı ile ilgilidir. Size yanlışlıkla ulaşmışsa lütfen göndericiye bilgi veriniz. Bu mesaj aksi belirtilmedikçe herhangi bir finansal işlem teklifi, alım, satımı, havale onayı gibi bankacılık işlemi yapılması amacını taşımamaktadır. Vs.vs ve işte son... Bu mesajın içeriği bankamızın resmi görüşlerini yansıtmayabileceğinden Akbank T.A.Ş. hiçbir hukuki sorumluluğu kabul etmez.
Şimdi bu mail muhtemelen bir Akbank çalışanının iş arasında boş vakit bulup şirket bilgisayarıyla hazırladığı bir mail olabilir düşüncesi aklınıza gelebilir. Birincisi hiçbir banka çalışanı kolay kolay boş vakit bulup bunu hazırlamaz veya okuyup iletmez. ikincisi bu mesajda "DİJİTAL İMZA" yok. Dijital imza dışında banka logosunun yer aldığı bir yer de yok. Saçmalık üstüne saçmalık. İnanılmaz bir dolandırıcılık yöntemi.
5. Dikkat en önemlisi!! Din bu işlere alet ediliyor..
Mesaj başlıkları genelde Allah rızası için gönderin diye başlar. Tamam da niye ben bunu 12 kişiye gönderirsem Allah dua mı kabul etsin, ya da niye göndermezsem babamın başına birşey gelsin. Babamın ne alakası var konuyla
)). Dahası Allah dualarımızı sadece ibadet karşılığı bekleyerek kabul etmez mi. Allah bize ulaştıracaklarını neden birinin rüyasına girip bu söyleyeceklerimi bilmem kaç kişiye mail at der mi. Şu gün kıyamet kopacak amanınn herşeyi bırakın secde edin der mi. Buna aldanacak kadar inançsız mısınız. İşin komik yanı da şu. Mesajın sonunda Allah rızası dendiği için gönderdim yazıyor. İşte bakın duygularınızı nereden okşayarak sizi bu işe alet ediyorlar. En hassas olduğumuz nokta "Allah Rızasını Kazanmak".. Allah bize ileteceklerini Kuran-ı Kerim aracılığıyla iletmiş ve bu kitaptan sonra hiçbir kimseye Allah tarafından bilgi gelmemiştir. Kıyamet tarihini kimse bilemez. Nedense ilk internet olan ArpaNET'ten beri bir kıyamet kopacak furyasıdır devam ediyor. 　
Bütün bunlar bilgi hırsızlığı amacı güdmeyebilir. Bazıları bu işi egosunu tatmin etmek için, bazıları da ortaya çıkacak kargaşadan zevk almak için yayıyor. Hiç dikkat ettiniz mi. Bu maili sevdiklerinize iletin beni seviyorsanız bana da iletin. İletin ki ben kaç kişiye ulaştığınızı göreyim. O kişilerin adreslerini ele geçireyim. Ya da bakalım kaç tane enayi bu işi ciddiye alıp telaşa kapılacak, deprem olacak diye kimler evini arabasını satıp başka memlekete kaçacak, kimler bu maili iletmezseniz babanız sepici hastalığa yakalanacak yalanına inanıp babasını hasta olmadan doğrayacak. Kimler dini sömürenlere yardımcı olacak.
Okumuş, gün görmüş, bilgili ve akıllı insanların bu oyuna nasıl geldiğine hiç aklım ermiyor. Bakın örneklere devam ediyorum.
　
Adının Hulusi olduğu tespit edilen bir ve hakkında arama emri bulunan bir bilgisayar faresi müthiş bir element keşfi yapmış. Elementin ismi en ilginci, HULUSIUM... Bu tarz kişilere HOAX adı veriliyor. Hulusium adını verdiği elementinin ergime derecesi güneşin yüzey sıcaklığı olan 6 bin derecenin iki katından da fazla 13 bin derece diyerek palavrasını da ele veriyor, ama nafile.. Kimse işin farkına varmıyor.. Üstelik herkes gayet ciddi bir şekilde inanarak bu haberi yaymaya devam ediyor.. Son zamanlarda sanal alemde güçlü bir hoax fırtınası esiyor. Büyük şirketleri ciddi ekonomik zararlara sokan ve ünlü kişilerin imajını zedeleyen hoax’lar, toplumu yanlış bilgilendirerek insanların günlük hayatlarını büyük ölçüde etkiliyor. Peki tüm dünyada ortalığı kasıp kavuran bu hoax sözcüğü ne anlama geliyor? Türkçede şaka, latife, hile, rivayet, oyun anlamlarına gelen hoax, bilgisayar kullanıcıları tarafından ciddiye alınan dedikodu olarak tanımlanıyor. Genellikle insanları korkutmak ya da insanlarla dalga geçip eğlenmek amacıyla yazılan hoax’lar aslında uydurma hikâyeler. Çoğunlukla yabancılar tarafından ortaya atılan hoax’lar, Türkçeye çevrilerek e-postalar aracılığıyla virüs gibi yayılıyor. Yalan, yanlış bilgileri içeren e-postalar okuyanlar için de tam bir zaman kaybı. Hızla yayılıyor Bir gün arkadaşınızdan bir e-posta alıyorsunuz. Ne olduğunu merak ediyorsunuz ve mektubu açıyorsunuz. Bir bakıyorsunuz ki, e-postada bir polisiye vakadan söz ediliyor: “Uyandığımda buz gibi bir küvetin içindeydim ve böbreğim yoktu, dikkat edin organ mafyası artık her türlü ortama giriyor…”
Bu içerikte yüzlerce mail dolaşıyor. Ancak adli tutanaklarda, polis kayıtlarında böyle bir olaya rastlanmıyor. Ya da diğerleri:
“Lütfen insanlık namına bu mesajı mümkün olduğunca çok kişiye yollayın ve acilde yatan küçük bir kızın hayatını kurtarın…” (Kim bu küçük kız?), “Yalnız başınıza kalp krizi geçirirseniz hemen bunları yapın…” “Microsoft uyarıyor Windows’unuzda virüs tespit edildi, hemen sulfnbk.exe dosyasini silin.” (Sakın silmeyin!) “Bu e-posta’yı 1000 kişiye gönderirseniz Disneyland’dan bedava bir tatil kazanacaksınız.” (Acaba Disneyland’ın haberi var mı?) “MSN paralı olacakmış hesabınızın aktif olarak kullandığınızı kanıtlamak için bu maili 18 kişiye yollayın, ekrandaki yeşil adam mavi olacak…” “Bu mektubu 10 dakika içinde yollamazsanız başınıza kötü şeyler gelir ya da yüzünüzde sivilceler çıkar…”
Kafanız biraz karışıyor, şaşırıyorsunuz. Ancak e-postayı yollamanın faydalı olacağını düşünerek adres defterinizdeki tüm alıcılara yönlendiriyorsunuz. Yalnız tam burada büyük bir hata yapıyorsunuz, çünkü bu şekilde hoax’ların yayılıp ünlenmesine farkında olmadan katkıda bulunuyorsunuz. En iyi kozları: Bilgisizlik Hızla yayılan hoax’lar alıcı kişilerin konu hakkındaki bilgisizliklerinden faydalanıyor. Gereksiz yere ağa yük getiriyor, sistem kaynaklarını israf ediyor, hatta insanları yanlış yönlendirdiğinden bazen çok tehlikeli bile olabiliyor. Hoax’ların tek işe yarar tarafıysa, hoax’ı yayan kişiyi tatmin etmek oluyor. Biraz incelediğinizde hoax’ları içeren e-postaların gerçekte asılsız olduğunu anlıyorsunuz. Örneğin; açtığınız bir e-postada; "bu mektup size bol şans getirmesi için gönderilmiştir" deniyor. Halbuki teknoloji ve batıl inancın bir arada olması akla uymuyor. Başka bir e-postada; “X adlı hastanede yatmakta olan, X adlı kanser hastası çocuğa e-posta gönderin, ameliyat parasını çıkarmasına katkıda bulunun” diyor. Galiba bu çocuk, hastanede 10 yılı aşkın yatıyor. Çünkü aynı e-posta yıllardır sanal ortamda dolaşıyor.
Bundan buyuk firmalar da payini aliyor iste ornek
Tavuğa benzeyen garip yaratıklar
Ünlü Amerikan fast-food zinciri Kentucky Fried Chicken (KFC)’ın başına gelenler de inanılır gibi değildi. Şirketin, tüysüz, garip tavuklar ürettiği konusundaki hoax geçtiğimiz yıl tüm dünyayı sarstı. Yayılan e-postalarda ABD’deki New Hampshire Üniversitesi’nin yaptığı araştırma kanıt olarak gösteriliyordu. Ayrıca dünyaca ün salmış firmanın kısa bir süredir marka açılımını kullanmadığı, yerine kısaltmasını tercih ettiği de hoax’ta belirtiliyordu. Buna neden olarak da kısaltmada tavuk sözcüğünün geçmemesi gösteriliyordu. Dahası KFC’nin gerçek tavuklar kullanmadığının, aksine mutasyona uğratılmış tavukları kullandığının altı çiziliyordu. Bu tavukların tüyü, ayağı ve gagasının olmadığına, tavukların vücutlarına enjekte edilen tüpler aracılığıyla yaşatıldığına, tavuklardan daha fazla et sağlayabilmek için tavukların kemik yapısının ciddi ölçülerde küçültüldüğüne de dikkat çekiliyordu. İddiaya göre, KFC böylece üretim maliyetlerini fazlasıyla düşürmeyi planlıyordu. Bu nedenle insanlık namına tüm tanıdıklarımızı bu flash haberle bilgilendirmemiz hoax’ta sık sık tembihleniyordu. Daha da inandırıcı olabilmek için e-postalarda tuhaf görünümlü tavukların resimlerine de yer veriliyordu. Hakkındaki bu uydurma hikaye yüzünden KFC tüm dünyada oldukça tepki aldı. Hoax tehlikeli bir etki yarattı, çünkü milyonlarca insan KFC’lerin önlerine yığılarak protestolar düzenledi. Sonuç olarak hem ünlü bir firma hem de tanınmış bir üniversite saygınlık kaybetti. KFC satışları düştü.
E-postayla cep telefonu
Nokia’nın dünya çapında bedava cep telefonu dağıttığı da bir zamanlar popüler olan hoax’lar arasındaydı. Rivayete göre, uluslararası komünikasyon şirketi Nokia, ürünlerini tüm dünyaya tanıtabilmek için bir promosyon dönemi başlattı. Böylece kamuoyunun nabzını tutacak ve yeni çıkardığı bazı modelleri piyasaya sürüp sürmeyeceğine karar verecekti. Bedava cep telefonu kazanmak için e-postayı alanların yapması gereken, hoax’ı içeren mesajı 8 kişiye yollamaktı. Daha sonrada yolladıkları mailin bir kopyasını [email protected]’a göndermekti. İşlem gerçekleştikten iki hafta sonra, Nokia yetkilileri onlarla irtibata geçecek ve hediye cep telefonlarını adreslerine yollayacaktı. Hediye cep telefonlarını alamayanlar bir süre sonra Nokia’ya şikayette bulunmaya başladılar. Firmayı sözünde durmamak ve insanları kandırmakla suçladılar. Telefonları kesilmeyen Nokia, çareyi bir bildiri yayınlamakta buldu. Gelişi güzel gönderilen e-postaların takip edilmesinin teknoloji açısından mümkün olmayacağının ve Nokia gibi saygın bir kuruluşun ürünlerini tanıtmak için böyle kontrolsüz bir yönteme başvurmayacağının altı çizildi.
NASA’da hoax paniği
Dünya çapında etki yaratan bir diğer hoax ise insanoğlunun büyük bir keşfi ile ilgili. Apollo adlı uzay aracını kullanan astronotların aslında Ay’a inmediği NASA’nın ve bu olayın içinde olan diğer kişilerin özel stüdyolarda çekilen fotoğraflar aracılığıyla insanları inandırdığı dolaşan hoax’lar arasındaydı. Hatta NASA’nın bu tarz komplo teorileri üretmeye devam edeceği dedikodusu da yayılıyor. 1999 yılında Gallup Araştırma Şirketi tarafından yapılan ankette, ABD halkının yüzde 89’unun bu hoax’u saçma bulduğu, bu yüzden inanmayı reddettiği ortaya çıkmıştı. Daha hızlı iletişim kurmamızı sağlayan internet asılsız dedikoduların yayılmasına da elverişli bir ortam hazırlıyor. Hayal gücü gelişmiş kişiler tarafından ortaya atılan hikayeler toplumda kargaşa yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda saygın şirketleri maddi ve manevi zararlara sokuyor. Gates’in servetine ortak olacağız
Microsoft’un sahibi Bill Gates’in servetini dağıttığı internette dolaşan haberlerden biri. Güya, Gates çok kapsamlı bir deney üzerinde çalışıyor. Ona ait olan e-postayı çevresindekilere yollayanlarsa Gates’in deneyine katkıda bulunmuş oluyor, çünkü Microsoft gönderdiğiniz tüm e-mailleri takip edebiliyor ve siz de ona ait olan bu maili başkalarına gönderdikçe size belli bir miktar para ödüyor. Oysaki e-mailleri sayabilecek bir teknoloji henüz dünyada mevcut değil. Bu yüzden Gates’in paraları nasıl vereceği büyük bir merak konusu.. Şimdi de, Türkiyenin bütün mali sorunlarını bir anda çözecek kadar dünyanın başka yerlerinde bulunmayan Neptünyum, Hulusyum gibi değerli maden yataklarından, Bilgisayarların radyasyonuna karşı kaktüs kullanımından bahsedilmektedir...
　
PEKİ NASIL BU OYUNA ALET OLMAYACAKSINIZ
　
Sizin için önemli olan bir mail geldi. Siz de bunu arkadaşlarınızın da bilmesini istiyorsunuz. Tabi ki iletin ancak bu tip mailleri iletirken,
size gönderen kişinin mail adresini ve eğer varsa altta birikmiş mail adreslerini işaretleyip silin. Ayrıca göndereceğiniz arkadaşlarınızın
mail adreslerini To (kime) bölümüne değil, Bcc (Gizli) bölümüne yazarak adreslerin görülmez olmasını sağlayın. Böylece size ve arkadaşlarınıza
virüslü maillerin gönderilmesini engellemiş ve adres toplayan spamcılara hizmet etmemiş olursunuz.
　
Bu mail tamamen bana aittir. Sadece bazı bölümleri alıntıdır. Maili hazırlamam 3 saatimi aldı. Sizden ricam 15 dakikanızı ayırarak bunu okuyun.
Başkalarına iletip iletmemek size kalmış. Madem kötü niyetli insanlar amaçlarına ulaşıyor. Bu bilgiyi iletip onlara da yardımcı olabilirsiniz.
Zamanınız yoksa da bana bir teşekkür iletirseniz bende emeğimin boşa çıkmadığını anlayıp çalışmalarıma devam ederim. Bu arada mailleri gönderirken
bir önceki paragrafta neye dikkat etmeniz gerektiğini yazdım dikkatli olun!!!
Saygılarımla
Adem Altıntas
Yok canım ne takacağım. Maksat birileri egosunu tatmin etmesin. Bilinçlenelim. 
