Yavuz Sultan Selim’in Sadrazamı Sinan Paşa’nın Kahramanlığı

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
eZeL634

eZeL634

Üye
    Konu Sahibi
Yavuz Sultan Selim’in Sadrazamı Sinan Paşa’nın Kahramanlığı
Ridaniye Meydan Muharebesinin en kızgın
ânıydı. Sultan Tumanbay’ın kumanda ettiği
Memlûk ağır süvarisi, bir an önce neticeye
gitmek için Yavuz Sultan Selim Han’ın
kumanda ettiği Osmanlı ordusunun
merkezine yüklenmişti. Ancak. Yavuz
hazırlıklı idi. Aniden topların önüne dizdiği
askerlerin iki yana açılmasını emretti. O anda
harp sahrasını inim inim inleten müthiş bir
gümbürtü yükseldi. Planını bizzat Yavuz’un
çizdiği ve dünyada ilk defa Osmanlılar
tarafından bu savaşta kullanılan yivli toplar
vazifelerini hakkıyle yapıyorlardı.
Memlûklüler perişan bir vaziyette geri
çekilmeğe başladılar.
Tumanbay’m çekildiğini gören, Memlûklü
ordusu kumandanlarından Cânbirdi Gazâlî
hezimeti önlemek için Osmanlı.sağ kanadına
doğru hücuma kalktı. O tarafta Vezir-i Âzam
Sinan Paşa kumandasında Anadolu tımarlı
sipahileri vardı. Bu âni Memlûklü hücumu
karşısında, şaşıran tımarlı sipahiler,
kendilerini toparlamağa bir türlü fırsat
bulamamışlardı. Mukavemet edemeyince
çekilmeğe başladılar. Bu nâzik anda, Sinan
Paşa’nın gür sesi duyuldu:
“Koman yiğitlerim, vurun arslanlarım” diyen’
Sinan Paşa, yalınkılıç ileri atılmış, en ön safa
geçmiş, kahramanca çarpışmağa başlamıştı.
Şanlı kumandanlarının ön saflarda
vuruştuğunu gören askerler geriye dönüp,
yıldırım gibi Memlûklü askerlerinin üzerine
atıldılar.
Sinan Paşa, genç bir yeniçeri gibi döne döne
savaşıyor, zaman zaman getirdiği
tekbirlerle, attığı naralarla askerleri
coşturuyordu. Bu arada birkaç yerinden
ağır bir şekilde yaralanmıştı. Fakat
yaralarına aldırış etmeden çarpışmağa
devam ediyordu. Yavuz, Sinan Paşanın
yaralandığını görmüştü, haber göndererek,
Sinan Paşa’nın geri çekilmesini emretti.
Haberci Padişahın emrini Sinan Paşa’ya
aktarınca. Paşa şöyle dedi:
“Bizim Cenâb-ı Zülcelâle ve Devlet-i ali-i
Osmaniyeye bir can borcumuz var. Bu can
tenden çıkıncaya ve elimiz kılıç tutmaz hale
gelinceye kadar burada sebat etmek ve
şehit olmak en büyük arzumuzdur. Ben
gerilere çekilmek değil, daima ileriye
atılmayı yeğ bulurum.”
Sinan Paşa bu sözleri söyledikten sonra, ‘Ya
Allah!” diyerek yeniden en ön saflara doğru
atıldı. Söylediği gibi, eli kılıç tutmaz hale
gelinceye kadar vuruştu. Aldığı pek çok
yaranın tesiriyle harb meydanında
şehidlerin arasında uzandı ve oracıkta
ruhunu Rahmân’a teslim etti. İ’la-yı
kelimetullah (Allah’ın adının ve din-i İslam’ın
yüceltilmesi) için, tefrikayı(ayrılığı)
kökünden halletmek ve İttihat-ı İslâm’ı
(İslam Birliğini) tesis etmek için yola çıkan
Padişahla ve ordusuyla aynı ideali paylaşan
Sinan Paşa, bu ideal uğruna seve seve canını
feda etmişti.
Mısır’ın Osmanlı topraklarına katılmasını
netice veren Ridaniye Zaferinde (22 Ocak
1517) Sinan Paşa’nın payı büyüktür.
Yavuz, zaferin ertesi günü harp meydanını
dolaşırken, Sinan Paşa’nın şehidler arasında
uzanmış yatan cesedini gördü. Bu değerli
vezirini kaybettiği için çok üzülmüştü. O gün
bütün şehitlerle birlikte Sinan Paşa’nın da
cenaze merasimi yapıldı. Cenaze namazları
oracıkta kılındı. Yavuz, bu merasim
esnasında teessürünü gizlemedi. Koca
Yavuz, gözyaşlarını saklamaya lüzum
görmeden ağlıyordu…
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer Konular



Üst Alt