Türk-Batı İlişkilerinin Geleceği: Stratejik Bir Plana Doğru ( Kitap Özeti )

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
HeiLmasTer®

HeiLmasTer®

Üye
    Konu Sahibi
Türk-Batı İlişkilerinin Geleceği: Stratejik Bir Plana Doğru ( Kitap Özeti )
Kitabın Adı Türk-Batı İlişkilerinin Geleceği: Stratejik Bir Plana Doğru
Kitabın Yazarı Z.K. HALİLZAD, Ian O. LESSER, F. Stephen LARABBE
Yayınevi ve Adresi Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayınları, Ankara
Basım Yılı 2001

KİTABIN ÖZETİ

Kitap, RAND, Ulusal Güvenlik Araştırma Merkezi ve Uluslararası Güvenlik ve Savunma Politikaları Merkezinde hazırlanan "The Future of Türkish-Western Relations: Toward a Strategic Plan" adlı bir rapordan oluşmaktadır ve Işık KUŞÇU tarafından dilimize çevrilmiştir.

Türk toplumundaki, siyasi ve ekonomik gelişmelerin ve değişimlerin Türk siyasetine ve batı ile olan ilişkilere etkilerinin Türk dış politikasına getirdiği yeni tanımlar, fırsatlar ve seçeneklerin ortaya konulması kitabın hedefi olmuştur. Yazarların değişik alanlarda ortaya koyduğu fikirler dört ana temel üzerinde bütünleşerek Türkiye'nin milli çıkarlarının korunması konusunda ortaya çıkan seçeneklerde dış ilişkilerinin merkezinde Batı'nın olacağı kitaptan çıkartılan diğer bir sonuçtur.

Yirminci yüzyılın sonlarına doğru, Türkiye'de toplumsal, siyasi ve ekonomik gelişmeler çok süratli olmuş ve özellikle son on yılda bu değişim dış politika ve güvenlik politikası alanlarında daha kapsamlı ve etkin olmuştur. Siyasi politika alanlarında yeni politik görüşlerin ortaya çıkması Türk siyasetinde ve batı ilişkilerinde yeni etkileşimlere neden olmuştur. Bu bağlamda bu etkileşim, Türk milliyetçiliğinin yükselişinde ve bağımsızlık konularında daha büyük bir hassasiyete, Türk toplumundaki geleneksel ve modern unsurların karşılıklı etkileşimine, ABD ve Avrupa ilişkilerinde yeni etkileşim alanları yaratmaya aday aktif bir özel sektörün ortaya çıkması gibi konularda yeni gelişmeleri ortaya koymuştur.

Türkiye'nin iç politikası, bölgesel sorunlar ve fırsatlar açısından yeniden tanımlanmakta; ABD ile ikili ilişkilerde dahil olmak üzere, dış politikada Avrupa, Avrasya, Orta Doğu'ya yönelik seçeneklerle birlikte çok boyutlu bir yaklaşım seçenekleri üzerinde durulmaktadır. Bu seçeneklerden, Türkiye'nin milli çıkarları açısından çok boyutlu bir yaklaşım benimsenmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir. Batı ile ilişkiler merkezi konumda yer almaya devam edecek ancak, her zaman olmasa bile genellikle çok boyutlu bir çerçevede, başka bölgelerle etkin ilişkiler de kurulması mümkün olabilecektir.

Türkiye, Avrupa'nın ve ABD'nin ilgi alanı içinde eksen devlet olarak ilişkilerinde söz konusu olmaya devam etmektedir. İstikrarlı ve demokratik bir Türkiye, bölgesel güç olarak ABD ve BATI çıkarları açısından önem kazanmaktadır. Gelecekle ilgili senaryolar Türkiye ve Batı arasında ortak stratejik amaçlar doğrultusunda şekilleneceği ve bu anlamda soğuk savaş döneminde de olduğu gibi Türk-BATI ve ABD ilişkileri ittifakla devam edeceği değerlendirmeler arasındadır.

Ancak soğuk savaş sonrası jeopolitik çevre ve stratejik önceliklerde değişiklikler meydana gelmiştir. Son dönemlerde Türkiye'nin, ABD'nin ve Avrupa'nın güvenlik anlayışında neye karşı olduklarında belirsizlikler mevcuttu. ABD ve Avrupa'nın güvenlik tartışmalarında, sonuçta, Türkiye'nin jeopolitik önemi ve ilişkilerin canlandırılması yönünde olumlu adımlar atılması gerektiği anlaşılmıştır. Bu görüşle birlikte Türk-BATI stratejik işbirliği oluşturulmasında çok az bir ilerleme kaydedilmiştir.

Rapor Türk-BATI ilişkilerinin dört ana alanda oluşturulması gerektiği yönündedir. Bunlar, çıkarların ortak olduğu bölgeler ve konuları, Türkiye-Avrupa-ABD'nin güvenlik ve refahı için önemli olan işbirliği alanlarını ve Türkiye'nin rol üstleneceği önemli alanları içermektedir.

Bunlardan gündemi teşkil eden ilk alan enerji güvenliğidir. Türkiye, İran Körfezi, Kafkasya ve Orta Asya'daki önemli petrol ve gaz kaynaklarına yakınlığı ve ulaştırma açısından bulunduğu konum itibarı ile kritik bir bölgededir. Bu da Türkiye'nin önemini artırmaktadır.

İkinci olarak Türkiye ve Batı için balistik füzelerin ve kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesi önem kazanmaktadır. Türkiye'nin bölgesel ve NATO'nun bir üyesi olarak tehdide açık olması ortak olarak Avrupa ve ABD ile birlikte hareket etmesi gerektiği yönündedir.

Üçüncü ortak alan ise ileride Rusya'ya karşı benimsenecek ortak politikaların üretilmesidir. Bölgede Moskova'yı da kapsayabilecek Balkanlar, Doğu Akdeniz, Kafkasya, Orta Asya ve Körfez bölgelerindeki muhtemel sürtüşmelerde Türkiye etkilenecek , özellikle mülteci hareketleri, uluslar ötesi suç, Karadeniz çevresindeki etnik çalışma gibi konularda olumsuzluklara maruz kalabilecektir. Bu açıdan güvenlik açısından Batı'nın desteğine ve katkısına ihtiyacı olacaktır. Bunun yanında ekonomik ve siyasi yönden güçlü bir Türkiye, batı ile ortak olarak, Rusya'ya karşı ortak bir strateji oluşturulmasında etkili olabilecektir.

Son olarak; Avrupa gibi ABD'de, Avrupayla bütünleşme yolunun açık olduğunu Türkiye'ye garanti etmesidir ki; bu ABD - Türkiye ilişkileri açısından önem kazanmaktadır. Türkiye'nin AB yoluyla bütünleşmesinin gerçekleştirilmesi ABD'nin "gelişmekte olan büyük pazar" vurgulamasını haklı çıkaracaktır.

Sonuç olarak Türkiye-Avrupa-ABD üçgeninde uluslararası ilişkilerde değişken parametrelerde stratejik işbirliği yönünde önemli gelişmeler olmuştur. Bu işbirliği ülke çıkarlarında ne ölçüde gerçekleşeceği, bu değişkenlerin dönem içerisinde ülkelerin ne kadarını stratejik bir plan içerisinde uluslararası platformda kendi lehine yönlendirdiği ve sonucunu aldığına bağlıdır. Bu açıdan kitap, vurgulanan esaslar dahilinde, konuya çok yönlü bir bakışla değerlendirme yaptığından ilgi çekici bir eser olduğu değerlendirilmektedir.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer Konular



Üst Alt