Lütfen, önce bayat ekmek!

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

FurkanBilge

Üye
    Konu Sahibi
Lütfen, önce bayat ekmek!
Lütfen, önce bayat ekmek!NERGİHAN ÇELEN
Ekmek, Türk mutfak kültürünün vazgeçilmez bir unsuru. Sadece sulu yemek ile değil, pilav, börek ve makarnanın yanında da sevilerek tüketilen ekmek, bu verilen önemine rağmen israf ediliyor. Yapılan araştırmalara göre, İstanbul’da günde ortalama 3 milyon adet ekmek çöpe gidiyor. Bütün ülkedeki günlük ekmek israfı ise 15 milyonu buluyor. Birçok insan bayatlayan ekmeği çöpe atmak istemese bile nasıl değerlendireceğini bilmediği için israf ediyor. Hâlbuki bayat ekmekle hazırlanabilecek o kadar çok yiyecek var ki. Basit tariflerle çok lezzetli ve güzel yemekler yapmak mümkün. Sadece bayat ekmeğin kullanım şartları veya değerlendirme noktalarının bilinmesi gerekiyor. Sefertası Hareketi adıyla kurulan bir sivil toplum kuruluşu bu israfın önüne geçebilmek için kampanyalar düzenliyor. Nadir Güllü ve Sefertası Hareketi Yürütme Kurulu Başkanı Sinan Topçuoğlu amaçlarının israfı önlemek olduğunu söylüyor. Ekmek israfının toplumsal bir sorun olduğuna dikkat çeken Nadir Güllü, bu sorunun mutlaka önüne geçilmesi gerektiğini belirtiyor. Çocukların bayat ekmek yemek istemediğini ifade eden Güllü, “Bayat ekmeği, başta çocuklar olmak üzere kimse yemek istemiyor. Bunun için ekmeğe değişik şekiller ve tatlar vererek sunum yapılmalı.” diye konuşuyor.

Ekmek tasarruf klavuzu

Soğumuş ekmek, bayatlamış demek değildir. Ekmek israfını önlemek için, her şeyden önce soğuk ekmeği bayat kabul etmemek gerek. Orta derecede bayat ekmek, taze ekmekten daha az lezzetli olmasına rağmen, daha az besleyici değildir.

Tüketebilecek kadar ekmek alınmalı

Her gün aynı miktarda ekmek alma alışkanlığı yanlıştır. Bazı günler, yemek türüne göre, ekmek ihtiyacı daha az olabilir. Örneğin, makarna veya börek ile birlikte daha az ekmek tüketilir. Ekmeği fırından yeni çıkmışken alıyorsanız, tazeliğin cazibesine kapılıp ihtiyaçtan fazla almamalıdır.

Ekmek uygun şartlarda saklanmalı

Uzmanlar, ekmeğin yeterince soğumasından sonra ambalajlanmasını ve derin dondurucuda saklanmasını öneriyorlar. Ekmek, -18 derecede görünür bir değişime uğramadan aylarca saklanabilir.

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Bülent Deniz:
Beyazlatılmış undan yapılan ekmekler alınmamalı

Türkiye’deki en önemli gıda maddelerinden biri olan ekmek, birçok yerde hijyen koşullarına riayet edilmeden üretiliyor. Yeterince pişmemiş, yanık, su ve tuz oranı dengesiz, mayalanma sürecine uyulmayan, yağda kızartılmış kadar yağlı ekmekler birçok yerde satılıyor. Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Bülent Deniz, tüketicilerin bu konuda çok dikkatli olması gerektiğini söylüyor. Deniz, özellikle “potasyum bromat” yani beyazlatıcı madde bulunan ekmeklerin alınmaması gerektiğini aktarıyor. Ayrıca dikkat edilmesi gereken bir diğer unsur ise kepekli ekmek. Çünkü satılan birçok kepekli ekmek gerçekten kepekli ekmek değil. Bu yüzden ekmek alınırken içerisinde kullanılan malzemelerin oranı bilinmeli.

[SIZE=+1]Bayat ekmeği nasıl değerlendirelim?[/SIZE]

* Bayat ekmeği değerlendirmenin en basit ve en bilinen yolu, köfte harcının içine katmaktır.
* Ekmek fırında veya açıkta bekletilerek kıtırlaştırıldıktan sonra öğütülüp galeta unu haline getirilir. Galeta unu, köfte yaparken, ekmek yerine harca katılabilir.
* Bayat ekmeği küp küp kesip fırında kıtırlaştırdıktan sonra çorbaların içine atarak değerlendirebiliriz.
* Bayat ekmeği yumuşatmak istenirse ekmek dilimleri bir kevgire konulur; kevgir, su dolu bir tencerenin üzerine oturtulup kapatılır. Su kaynadıkça, ekmeği nemlendirip yumuşatır.

***
[SIZE=+1]||||| TARİFLER ||||||||||[/SIZE]

Ekmek çorbası

Malzemeler: 150 gr ekmek içi, 200 gr süzme yoğurt, 10 su bardağı et suyu, 1 çay kaşığı kırmızı biber, 1 çorba kaşığı tereyağı, 1/2 tatlı kaşığı tuz.

Yapılışı: Elde ufalanan ekmek içi akşamdan yoğurt ile bir kapta iyice karıştırılır. Ertesi gün yeniden iyice karıştırılır. Bir tencerede et suyu kaynatılır. Yoğurtlu ekmek içi, karıştırılarak et suyuna yedirilir. Tuzu da ekledikten sonra hafif ateşte 5 dakika daha kaynatılıp ocaktan alınır. Bir tavada kızdırılan tereyağına kırmızı biber katılarak karıştırılır. Sonra çorbaya ilâve edilir. Çorba sıcak sıcak içilir.

***
Peynirli bayat ekmek köftesi

Malzeme: 1 adet bayat ekmek, yarım kalıp sert beyaz peynir, 1 demet maydanoz, 2 yumurta, 1 adet orta boy soğan, köfte baharı, tuz ve pul biber, galeta unu.

Yapılışı: 1 adet bayat ekmek, üzerine su serpilerek nemlendirildikten sonra ufalanır. İçine yarım kalıp sert beyaz peynir rendelenir; 1 demet maydanoz doğranır; 2 yumurta kırılır; 1 adet orta boy soğan rendelenir; tuz, köfte baharı ve pul biber katılır. Karışım yoğurularak köfte şeklinde parçalara ayrılır. Köfteler önce una, sonra çırpılmış yumurtaya, daha sonra galeta ununa bulanıp kızgın yağda kızartılır. Üzerlerine kürdan batırılarak servise çıkarılır.

***
Bayat ekmek kanepesi

Bir kabın içinde 1 çorba kaşığı salça, yarım çay bardağı sıvı yağ, 1 tatlı kaşığı kekik, yarım çay bardağı süt, 200 gr ezilmiş beyaz peynir, 2 yumurta iyice karıştırılır. Bu karışım, kanepe şeklinde ve ince bayat ekmek dilimlerine sürülür. Dilimler, fırın tepsisine dizilir; hafif pembeleşinceye kadar kızartılır. Kızartılmış dilimlerin üzerine 1’er ince dilim domates; bunun üzerine de 2 ince dilim sosis yerleştirilir. Kanepeler, kürdanlı olarak servis tabağına alınıp, soğutmadan, kıvırcık marul yaprakları eşliğinde servise çıkarılır.

***
Vişneli ekmek tatlısı

Malzeme: 1 kilo toz şeker, 5 su bardağı su, 1 kilo vişne, 2 adet bayat ekmek, krema veya kaymak.

Yapılışı: Bayat ekmekten 2 cm kalınlığında dilimler kesilir. Kabuklar düzgünce kesilerek çıkarılır. Daha sonra dilimler ortadan kesilerek iki parçaya ayrılır; fırın tepsisine dizilir. Orta ısıda hafif pembeleşinceye kadar kızartılır. 1 kg toz şeker, 5 su bardağı su, bir tencerede kaynatılıp şurup yapılır. Çekirdekleri çıkarılmış 1 kg vişne, şuruba katılır; 1-2 taşım kaynatılır. Vişne taneleri bir tabağa alınır. Ateşten alınan vişne şurubu, soğumadan, kızartılmış ekmek dilimlerinin üzerine kepçe ile gezdirilir. Sonra tepsi ağır ateşte tutularak, içindeki şurup, koyulaşana kadar kaynatılır. Ara sıra tepsi hafifçe sallanarak, ekmeklerin dibe yapışmaması ve şurubu iyice emmesi sağlanır. Şurup koyulaşınca, tepsi ateşten alınıp soğutulur. Ekmek dilimleri tabaklara yerleştirilir. Üzerine krema veya kaymak konulur. Bunun üzerine de vişne taneleri yerleştirilir.

******
[SIZE=+2]Sofrada hatırla, düşün ve şükret![/SIZE]

AHMED ŞAHİN

Gerçekten de bizim temel kültürümüzün içinde özel ve güzel bir sofra kültürümüz vardır. Bu kültür unutulmamalı, hatta yemek yiyip su içtiğimiz müddetçe bu kültür hayatımızda yaşamalı, yokmuş gibi bir ihmal ve ilgisizliğe de maruz kalmamalıdır... Böyle bir anlayış içinde baktığımızda görüyoruz ki, insanın yiyecek kadar iştiha duyması, bu iştihasını karşılayacak kadar da sofrasında nimet bulması her şeyden önce Allah’ın büyük bir lütuf ve ikramıdır. Çünkü yiyeceği var, ama iştihası yok. İştihası var, fakat bu defa da yiyeceği yok nice kimseler vardır bu âlemde. Öyle ise inanmış insanlar sofraya her oturuşta bu lütfu hatırlamalı, bu nimeti düşünmelidir. Yani yemek boyunca “zikir, fikir ve şükür” içinde olmalıdır. Sofrada böylesine bir zikir, fikir ve şükür içinde olunabilir mi? Alimlerimiz olunabileceğini şöyle anlatıyorlar. Diyorlar ki:
-Yemeğe “Bismillah” diyerek başlamak zikirdir. Bu iştihayı verip, bu yiyeceği nasip eden Yaratan’ı düşünmek ‘fikir’dir. Yemek sonunda “Elhamdülillah” diyerek kalkmak ise şükürdür.
Sofraya böyle zikirle başlayan, fikirle devam eden, şükürle de kalkan kimse, sofra kültürünü yaşayan ve de yaşatan kimsedir.

Böyle kimseler sofrasında bereket, kalbinde de hep mutluluk ve huzur hissederler...
Alimlerimiz sofra kültürümüzü anlatırken bazı sünnet ölçülerine de dikkat çekiyor ve diyorlar ki:
-Sofraya zikirle oturup, fikirle devam ederken şükürle kalkan kimseye layık olan, midesini aşırı yemekle doldurmamak, tıka basa yememek... İhtiyaçtan fazla yemeye alışmak hem sünnete aykırı hem de sıhhate...
Hem tıp hem de dini ilimlerde ihtisas yapmış bir alime sormuşlar:
-Kur’an-ı Kerim’de insan sağlığı ile ilgili bir ayet buldunuz mu? diye. Şöyle cevap vermiş:
-Kur’an-ı Kerim’de insan sağlığı ile ilgili çok ayet vardır. En başta geleni ise şu ayettir:
-Yiyiniz, içiniz ama çok yiyerek israf etmeyiniz. Allah israf edenleri sevmez!..
Alim şöyle devam etmiş sözlerine:
-Anlaşılıyor ki, helalinden yiyip içmek serbesttir. Ama çok yemek serbest değil, en azından mekruhtur!.. Çünkü çok yemekte israf vardır. Allah ise israf edenleri sevmez!..
Nitekim bu ayeti tefsir eden en eski tıp adamı meşhur İbn-i Sina da şu açıklamayı yapmıştır:
-Yediğinizde israf yapmayın, az yiyin. Yemekten sonra dört-beş saat bekleyin. Üst üste yiyip de mideyi yormayın!.. Şifa hazımdadır.

Aslında yemek konusunda en nihai ölçüyü Efendimiz (sas) Hazretleri vermiştir:
-Midenin üçte birini yemeğe, üçte birini suya, kalan üçte birini de rahat nefes almaya ayırın!..
İşte size sünnete uygun şekilde sofraya oturma ve sofradan kalkma kültürümüz...
Yani sofraya iştiha ile oturmalı, yine iştiha varken kalkmalı, midede suya, nefes almaya her zaman yer bırakmalıdır.
Sahabeden Semüre bin Cündeb’in oğlu yemekten sonra kusmuştu. Çok yedikten sonra kusmayı hayra alamet saymayan baba Semüre şöyle dedi:
-Şayet bu kusmadan dolayı ölmüş olsaydın, cenaze namazını kılmakta tereddüt ederdim!..
Demek ki, çok yemekten dolayı ölen insanı, namazı kılınamayacak derecede günahkar kimse gibi görüyordu sahabeler.
Hazreti Ömer Efendimiz (ra)’in ikazı da düşündürücüdür. Şöyle diyordu meşhur sözünde:
-Nefsin arzu ettiği her şeyi yemek israftandır. Allah ise israf edenleri sevmez!..
Şunu da ilave ediyordu sözüne:
-Unutmayınız ki yediğiniz helal ise hesabı, haramsa azabı vardır!.. Demek ki insan, iradesine sahip olmalı, aklına gelen her şeyi alıp yeme alışkanlığı gibi bir irade zaafına düşmemeli, hem sıhhatini, hem parasını, hem de sofra kültürünü korumasını bilmelidir!..

Helal kazanç kolay harcanmaz

Helal kazanç kolayca harcanamaz, birtakım gereksiz şeyler ihtiyaç olarak görülüp de müsrifçe para kullanma sorumsuzluğuna yönelinemez. Bilhassa böyle günlerde. Çünkü helal kazanç çok zor elde ediliyor. Asla kolayca ele geçirilemiyor. Elbette zor elde edilen şeyler zor harcanacak, elden çıkarılırken defalarca düşünülüp tartılarak sarf edilecektir.
Bu sebeple, hayatlarını helal rızıkla tamamlamak hedefinde olanlar, haram lokma yemekten, yılandan, akrepten korkar gibi korkanlar, israftan da korkacaklar, ihtiyaç olmayan gereksiz şeyleri ihtiyaç gibi görerek lüzumsuz şeylere para sarf etmekten çekineceklerdir.
Bu çok makul ve meşru bir titizliktir. Cimrilik sanılmamalıdır.
Hatta, yemeklerde bile şöyle bir düşünüp taşınma gereği duyarak, görenek belasıyla alışılan yemek çeşitlerinden de bir ölçüde kaçınacak, sünnet olan, en az çeşitte karar kılmaya gayret göstereceklerdir.
Yemeklerinde hep bol çeşide alışan, bu yüzden kazancından da hep şikâyette bulunan bir obur adama, Geylani Hazretleri şöyle ikazda bulunmuştur:
Sizi çok yemek öldürdü, bizi de az yemek diriltti!
Evet, israflı sofralarda midesini tıka basa dolduran kimsede manevi konulara karşı bir ölü ilgisizlik ve duyarsızlığı başlar. Onun bütün meselesi bitmek bilmeyen israflı ihtiyaçlarıdır. Bunu da helal kazançla temin edemediğinden felsefe değişir, malum şu tekerleme de gelişir:
Ver Allah’ım ver, kulun haram helal demez yer!
Böyle bir sonuç, sünnetten uzaklaşıp israfa dalmakla, ihtiyaç olmayan şeyleri ihtiyaç sanıp bol harcamakla meydana gelir. Bilmem yanılıyor muyum? İsterseniz bir de siz deneyin israfsız iktisatlı hayatı...

* Mevlana’dan öğütler

Ekmeğin zevkini, ancak aç kimse bilir; tok olan, o zevki, hiç bilmez! Ekmekçi dükkanındaki ekmeklerden dükkanın ne haberi vardır?
Ekmekçi aç olsaydı, ekmeği hiç satmazdı; seher rüzgârı gülün kıymetini bilseydi, onu saçıp dökmezdi!

***
[SIZE=+1]||||| TARİFLER ||||||||||[/SIZE]

Bayat ekmek pizzası

Bayat ekmekler dilimlenip küp küp kesilir. Margarin ile yağlanmış ve un serpiştirilmiş fırın tepsisine yayılır. 4 yumurta çırpılır; içine 2 su bardağı süt, 1 paket kabartma tozu, yarım çay bardağı sıvı yağ katılır. Karışım tekrar çırpılıp ekmeklerin üzerine dökülür. Bayat ekmek pizzası bu durumda buzdolabında bir gün bekletilebileceği gibi hemen de pişirilebilir. Fırına verilmeden önce, üzerine dilimlenmiş sucuk, salam veya sosis yerleştirilir. Domates, biber dilimleri de yerleştirilebilir. Bunların üzerine de kaşar rendesi serpiştirilir.

***
Ekmek tatlısı

Malzeme: 2 adet ekmek, 6 adet yumurta, 1 fincan süt, bir tavalık ayçiçeği yağı, 2 kilo şeker.

Yapılışı: Ekmeklerin dış kabukları bıçakla sıyrılır, daha sonra düzgün bir şekilde doğranır, dilimlenir. Yumurtalar bir kaba kırılır, süt ile çırpılır, sıvı yağda sütlü yumurtalı karışıma dilimlenen ekmekler bandırılarak tavada kızartılır. Kızartılan ekmekler bir peçete üzerine çıkarılarak çektiği yağdan arındırılır. 2 kilo şekerden yapılan şerbetle kızaran ekmekler bir tepside altüst yapılarak 15 dakika kaynatılır. Soğuduktan sonra kaymak ile servis edilir.

***
Kalacuş

Bayat ekmek, küpler halinde kesilerek derin bir kaba konulur. Kıyılmış soğan, tavada kızdırılmış margarin ile pembeleşinceye kadar kavrulur. Çalkalanarak ayran kıvamına getirilen yoğurt ve su, yağ ve soğanın bulunduğu tavaya eklenir. Birkaç dakika kaynatıldıktan sonra, oluşan karışım derin kapta bulunan doğranmış bayat ekmeklerin üzerine dökülür. Kabın kapağı kapatılır. Bir süre ateşin üzerinde tutulduktan sonra hemen sofraya getirilir.

***
Ekmek oğması

Bayat ekmeklerin içi -istenirse, kabuğu ile birlikte- ufalanır; bir kapta eritilen tereyağına dökülerek kavrulur. Sonra üzerine bir yumurta kırılıp ekmek ufakları ile alt üst edilir. Ardından 1 bardak süt dökülüp yeniden karıştırılır. Çok hafif ateşte süt çekilinceye kadar bekletilir. Süt çekilince ateşten alınır; üzerine bir bez konularak demlendirilir. Ilıyınca yenilir.

***
Muhammara

Malzeme: 2 adet ekmek, 50 gr ceviz içi, 2 adet iri boy kuru soğan, 2 diş sarımsak, 1 bağ maydanoz, 250 gr beyaz peynir, 50 gr pul biber, 50 gr sıvı yağ, 1 yemek kaşığı tuz, 100 gr domates salçası. Yapılışı: 2 adet ekmek içi suyla ıslatılır ve suyu sıkılır. Bir karıştırma kabına alınır. 50 gr ceviz içi çekilir. İki adet kuru soğan, sarımsaklar ve maydanoz çok ince şekilde çekilir. İçine rende beyaz peynir, pul biber, tuz, sıvıyağ, salça konulur ve hepsi karıştırılır. Hazırlanan karışım kanepe şeklinde dilimlenmiş ekmekler üzerine sürülerek servis yapılır.
Sayı:178Bölüm:Beslenme
 
danger03

danger03

Üye
paylaşım adına çok teşekkürler
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer Konular

Cevap
0
Görüntüleme
745
Baydırman
Cevap
2
Görüntüleme
399
Baydırman
Baydırman
Cevap
0
Görüntüleme
377
Baydırman


Üst Alt