Kaderin Varlığı ve Bilimsel Delilleri

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
fotonn

fotonn

Üye
    Konu Sahibi
Kaderin Varlığı ve Bilimsel Delilleri
Kaderin Varlığı ve Bilimsel Delilleri

Hiç şüphesiz, Biz her şeyi kader ile yarattık. (Kamer Suresi, 49)

Eğer tüm olaylar tek bir anda yaratılıyorsa ve bizler tüm bunları bir zaman algısı içinde yalnızca izliyorsak, bu durumda tüm bu olayların başını sonunu bilen, zamana tabi olmayan, biz yaşarken bunları gören ve dolayısıyla tüm bunları yaratan bir Yaratıcı'nın varlığı sonucuna ulaşırız. Bizim için görüntüyü, sesi, tadı, kısacası dış dünyayı ve zaman algısını yaratan bu Yaratıcı, tüm var ettiklerini, bunların varlıklarının tüm durumlarını ve her anını biliyor, onları her an izliyor olmalıdır. Tüm bunları yaratan, algılatan, zihinlerimize gösteren Ulu Yaratıcı, tüm bunları her an kontrolü altında tutuyor olmalıdır. Her şeyin yaratıcısı olan Üstün, Kudret sahibi Yüce Varlık, alemlerin Rabbi olan Allah'tır. Allah'ın tüm varlıkların her durumunu yaratması ve bilmesi ise, bizlere kader gerçeğini gösterir.

Bizim için milyarlarca yıl süren bir zaman dilimi, Allah Katında tek "bir an"dır. Bizim için gelecekte oluşacak bir şey, Allah Katında olup bitmiştir. Biz geleceği, algıladığımız zaman kavramı dahilinde seyrederiz. Oysa, bizim görmek için beklememiz gereken bir olay, Allah Katında zaten vardır. İleride gerçekleşecek dediğimiz olayların tümü, zamansızlık boyutunda zaten olup bitmiştir.


Allah Katında, evrenin yaratılış anından, evrenin son bulacağı kıyamet saatine kadar olan her olay yaşanmış ve bitmiştir. Allah, zamana ve mekana tabi değildir. Zamanı ve mekanı yaratandır. Tüm olaylar, O'nun Katında "tek bir an"dır. Geçmiş ve gelecek, hazır olarak daima Allah'ın karşısındadır ve O'nun belirlediği şekilde gelişir.
Allah Katında, evrenin yaratılış anından, evrenin son bulacağı kıyamete kadar olan her olay yaşanmış ve bitmiştir. İnsanların bir kısmının kader gerçeğini gereği gibi kavrayamamalarının en önemli nedeni, bu durumun farkında olmamalarıdır. Oysa, "yaşanmamış olaylar" yalnızca bizim algı dünyamız içinde yaşanmamışlardır. Allah ise, zamana ve mekana bağlı değildir. Zamanı ve mekanı yoktan yaratan Kendisi'dir. Allah, bir olayın sonucunu görmek için beklemeye ihtiyaç duymaz. Olayın başı da sonu da O'nun Katında tek bir an olarak yaşanır. Geçmiş ve gelecek, hazır olarak Allah'ın daima karşısındadır ve O'nun belirlediği şekilde gelişir.

BBC radyoda yayınlanan bir programda Dr. Jim Al-Khalili bu gerçeği şu şekilde açıklar:

Eğer bu dört boyutlu uzay/zamanı gerçek anlamında alırsanız, bu durumda özgür iradenizi terk etmeniz gerekir. Bu, yalnızca geleceğin önceden takdir edilmiş olduğunu değil, aynı zamanda geleceğin hazır bir şekilde orda olduğunu, olup bittiğini söylemektedir. Karar vermenin bir anlamı yoktur; ne yaparsanız yapın, o zaten çoktan olup bitmiştir. Eğer göle bir taş atmak istersem, bunu kendi özgür irademle yaptığımı düşünüyorum. Fakat elbette dört boyutlu uzay zamanda, o taşı göle atmaktan başka bir seçeneğim yok; suyun gelecekteki sesi zaten orada ve bizler özgür irademizi kaybetmiş durumdayız.145

Aynı programa konuk olan Roger Penrose ise verilen bu bilgileri şu şekilde sonuçlandırır:

Öyleyse bir bakıma, gelecek ve geçmiş oralarda bir yerlerdedir. Bu aynı zamanda bizlere deterministik bir dünya görüşü de kazandırmaktadır. Gelecekte olacaklar üzerinde bizim hiçbir şekilde bir kontrolümüz yoktur, çünkü hepsi bir plana göre çoktan belirlenmiştir.146

İnsan, yaşamı boyunca kendisi için belirlenmiş olan kadere tanık olur. Bugüne kadar yaşamış ve bugünden sonra yaşayacak olan tüm insanların hayatları, her anları ile Allah'ın Katında hazır ve yaşanmış olarak bulunmaktadır. Allah'ın sonsuz "hıfzı"nda, milyarlarca insanla birlikte tüm canlıların, gezegenlerin, bitkilerin, eşyaların kaderinde yazılı olaylar da hiç eksilmeden veya kaybolmadan durmaktadır. Kader gerçeği, Allah'ın Hafız (Muhafaza eden, Koruyan) sıfatının, sonsuz gücünün, kudretinin ve büyüklüğünün tecellilerinden biridir.

Fred Alan Wolf insanın geçmiş ve geleceğinin çoktan belirlenmiş olduğunu şu sözlerle ifade etmektedir:

Bir tarih, bir başlangıç bir de bitiş olayına bağımlı olmasına rağmen, tarihi, o gerçekleşirken sanki farkındaymışız gibi hatırlarız.

Bir başka deyişle, tarih gerçekleşirken, bunu yaşıyor gibi görünürüz. Bunu "canlı" bir hikaye haline dönüştürürüz. Kaynağının (geçmişimiz) ve bizim önümüzdeki son durağının (geleceğimiz) çoktan var olduğu bir nehir içinde yaşıyoruz.147

İnsan sürekli olarak kendisini yaratan Allah'ın kontrolündedir ve O'nun kendisi için belirlediklerini yapmaktadır. Allah, bu gerçeği ayetinde şu şekilde bildirir:

Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır. (Hadid Suresi, 22)
 
Nadir

Nadir

Emekli Yönetici
sağolasın kardeşim..
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...


Üst Alt