En Sevgiliye..!

Sponsorlu Bağlantılar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

kovboy_18

Üye
    Konu Sahibi
En Sevgiliye..!
ASHÂB-I MUHAMMED

Ne zaman saadet asrını düşünsek,
Arkadaşlarından,
O güzîde ashabından biri ağlar gönlümüzde.
Önce sen ağlarsın.
Abdullah bin mesud’a
“ Bana kuran oku” demiştin.
“Ya Rasulallah! Kur’an sana indirilmişken
Sana mı kur’an okuyayım” demişti.
“O’nu başkasından dinlemeyi de severim” buyurmuştun
İbn’i mesut nisa suresini okumuş,
Bir ayete gelmişti:
“Her ümmetten birer şahit,
Onların üzerine de Habibim
Seni bir şahit olarak getirdiğimiz zaman
Onların hali nice olur”
“Şimdi yeter” demiştin.
İbn-i mesud gözlerini kaldırıp bakmıştı sana,
Gözyaşların mübarek sakalına inmişti.

Hani bir defasında ashabına kuran okuyordun;
“ Sakının o ateşten ki
Onun yakıtı insanlar ve taşlardır” diyordun.
Önünde oturan siyahi bir adam,
yüksek sesle ağlamaya başlamıştı.
O ağlayışa Cibril inmişti semadan.
“ Ya rasulallah, huzurunda ağlayan bu zat kimdir?” demişti
Sen de
“ Habeşli biri” demiş ve onu övmüştün.
Cebrail’se şu müjdeyi vermişti;
“Allah buyuruyor ki:
İzzet ve celâlime, arş üzerindeki hakimiyetime yemin ederim ki
Dünyada benim korkumdan ağlayan bir kulun gözünü
Cennette çok güldüreceğim.”

Ne zaman saadet asrını düşünsek,
Arkadaşlarından,
O güzîde ashabından biri
Hesap gününden korkar gönlümüzde.

Şeddat bin evs korkar yatağına girdiğinde
Sağına soluna döner durur, uyuyamaz.
“Allah’ ım!” der,
“ Cehennem ateşi uykumu kaçırdı”
Sonra kalkar sabaha kadar namaz kılar.
Ebu derdâ düşer gönlümüze:
“Keşke ailemin koçları olaydım da
Kendilerine misafir geldiğinde beni yedirselerdi.” der.
Imran bin husayn’ düşer gönlümüze;
“Keşke bir tepede kül olaydım da
Fırtınalı bir günde rüzgâr savursaydı.” der.

Ne zaman saadet asrını düşünsek,
Arkadaşlarından,
O güzîde ashabından biri
Peygamber sevgisini öğretir bize.

Ashabından biri sana gelmişti;
Hidayetincileri.Com -
“Ya Rasulallah” demişti
“Seni o kadar çok seviyorum ki
Aklıma geldiğinde gelip seni görmesem
Canım çıkacak gibi oluyor.
Sonra ahireti düşünüyorum.
Cennete girsem bile
Seninle birlikte olamayacağım
Aşağı mevkilerde kalacağım
Bu da zoruma gidiyor.
İstiyorum ki ahirette de yanında olayım.”
Sen de;
“Kişi sevdiğiyle beraberdir” buyurmuştun.

Abdurrahman bin Sad anlatıyor Ya Rasulallah!
Diyor ki;
“Bir gün Ömer’in oğlu Abdullah’la otururken ayağı kasılıp kaldı.
Ayağına ne oldu? dedim
Şuradan itibaren sinir toplandı, dedi
Ben de dedim ki,
En çok sevdiğin insanın adını an da iyileşsin.
“Ya Muhammed!” dedi ve hemen ayağını uzattı.”

Ya rasulallah,
Sen abdest aldığında
Ashâb-ı Güzîn efendilerimiz koşarak
Abdest suyunu alır yüzlerine sürermiş.
Bir defasında sormuşsun;
“Niçin böyle yapıyorsunuz?”
“Bereket ve hayır umuyoruz” demişler
Sen de buyurmuşsun ki;
“Allah ve Rasulünün sevgilisi olmak isteyen,
Doğru söylesin, emanete riayet etsin,
Komşusunu incitmesin.

Ne zaman saadet asrını düşünsek,
Arkadaşlarından,
O güzîde ashabından biri
Hamd eder Allah’a, şükrü öğretir bize.

Eba Eyyûb-el Ensâri ona öğrettiğin kelimeleri söyler;
“Allah’tan başka ilâh yoktur. Mülk ve saltanat O’nundur.
Hamd O’nun hakkıdır, O’nun ortağı yoktur

--------------- Ekleme ---------------

AY YÜZLÜM

Ay yüzlüm, apaçık sözlüm, ruhum sana kurban; Gönlüm sana hayran! Nergis bakışlarının tesiri ne de yaman! Sultanım el-aman! Bak sinemde bir ok var, derûnumda bir acı, Sendedir ilacı… Ey varlığı nûr, dünyası sürur, sözü kur’ân! Her derdime derman… Pür âteşim bırakma beni hicranda zinhâr! Rûhumda âh u zâr… Hem mahzun, hem de perişan dertlerle kıvrandım; Kapına dayandım! Bilmem başka kor, başka ateş, ben sana yandım; Seninle uyandım. Ey dünyaya arştan gelen nûr, ey meh-i tâbân! Aydınlattı ziyan… Baktım şemailine hep dîdârını andım; Aşkınla kıvrandım. Ey taptaze gül, kâkülü amber, saçı reyhan! Câziben ne yaman! Görmemiştir cihanda gözler, sen gibi dilber… Güneşlerden enver… Aç lütufla bağrını aç ki, kıtmir kölendir, Dergâhın uludur… Deryalara denk kereminden bir katre ihsân, Ey gönlüme sultan! Lutfeyle ne olur bildiğim başka kapı yok! Derdim herkesten çok. Nurdan çehrendeki bu nikâb da ne? Güneşlere taç giydiren ışıkken. Hep hicranla bunca yıl bunca sene, Geçmiş gidiyor…baharlar beklerken. Doğ ruhlara arştan gelen burhanla! İnlet dört bir yanı altın sadânla! Hayat üfle sihirli rayihanla! Hak adına üfül üfül eserken. Konuş ki hatipler haddini bilsin, İlahî nefhanla ruhlar dirilsin. Erilecek zirvelere erilsin. Başlamış gökler de bunu dilerken… Ey mukaddes kitâb, ey ezeli nûr, Ey iklimi ziyâ, etrafı huzûr; Son demde bir kere daha ne olur, Ağar, ışık karanlığı boğarken..! Bahar olmasa da sonbahar olsun. Cihanlar tekmil âvâzınla dolsun; Yeniden namın hen yanda duyulsun! Şu fâni ömürlerimiz biterken…

--------------- Ekleme ---------------

BİR GÜL

Mekke-i Mükerreme’de bir gül…
Yüzü dolunay gibi parlak.
Teni pembeye çalan beyaz renginde.
Saçları, hafif dalgalı…
Açık renkli ve hilâl kaşlı.
İki kaşının arasında bir damar.
Öfkelendiğinde şişen…

Mekke-i Mükerreme’de bir gül…
Saçları omzuna düşer.
Sakalı gür, gözleri kara üzüm gibi siyah…
O siyah gözleri daima yerde…
Gökten daha çok yere bakar.
Bakışları, düşünceli…
Boynu gümüş beyazlığında,
Fildişinden yapılmış bir suret gibi…
Ashabının ardından yürür
Ve; “benim arkamı meleklere bırakın.” der.
Birşeye hayret ettiğinde elini çevirir
Konuştuğunda ellerini biraraya getirir.
Öfkelendiğinde yüz çevirir.
Sevindiğinde hafifçe gözlerini kapar.
Gülmesi tebessüm.
O gülünce dişleri dolu taneleri.

Mekke-i Mükerreme’de bir gül…
Yüzünde azâmet ve hakimiyet.
Sözünde tatlılık.
Tane tane konuşan.
Sesi gür, teri gül…
Geçtiği sokaklarda gül kokusu bırakan..
Giyimi sâde…
Çoğunlukla sırtında bir ihram.
En çok sevdiği renk sarı ve beyaz.
Yediği yemek;
Ateşin üzerinde
Unla karıştırılan öğütülmüş yulaf
biraz zeytinyağı, biber, baharat…
sofrada oturuşu hamdle, şükürle…
bir gül…
ikinci yurdu Medine!

Medine-i Münevvere’de bir gül…
İnsanlık aleminin en şereflisi!
İman hakikatlerinin merkezi!
İhsâni tecellilerin turu!
Hidayetincileri.Com -
Rahmani sırların iniş yeri!
Memleket-i Rabbâniye’nin seması!
Peygamberler gerdanlığının ortasındaki en büyük mücevher!
Peygamberler kervanının öncüsü!
Bütün varlıkların en üstünü!
İzzet sancağının sancaktarı!
Ezel sırlarının şahidi!
İlmin, hilmin ve hikmetlerin kaynağı!
Yerle gök âlemlerinin göz bebeği!
İki cihanın ruhu!
Dünya ve ahiret hayatının gözü!

Medine-i Münevvere’de bir gül…
Aslın ve asaletin nurlu ağacı!
Yaratılışta insanların en üstünü!
Cismani suretlerin en mükemmeli!
Asıl mülk ve gerçek nimetin,
Göz kamaştırıcı güzelliğin
Ve yüce rütbenin sahibi!
Kalplerin tabibi ve ilacı,
Bedenlerin afiyet ve şifası,
Gözlerin nuru ve ışığı
Asırlarca sevilen,
Yeniden sevilen,
Taptaze duygularla sevilen,
En seçkin makamlara layık olan
En büyük dost!
En şerefli sevgili!
Abdülmuttalib’in torunu!
Abdullah oğlu efendimiz
Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellem

Medine-i Münevvere’de bir gül…
O’na sevdalı,
Her şeye rağmen,
O’na sevdalı
Milyarlarca bülbül!
Sevinç bayrak açmış her sinede
Çünkü O Gül, hâlâ Medine’de
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer Konular

Cevap
2
Görüntüleme
825
PALA.
Cevap
0
Görüntüleme
550
FatoŞ
Cevap
0
Görüntüleme
392
FatoŞ
Doğuş Pertez
Cevap
32
Görüntüleme
2K
kadikoy


Üst Alt