Cochineal Böceği (Kolaya Rengini Veren Böcek)

Sponsorlu Bağlantılar

goygoy

Üye
Yaa bu kola hakkında ne iğrenç şeyler duyuyoruz ama hala daha içmeye devam ediyoruz. Eee müstahap bize.
 


cousin

cousin

Üye
yav yok böle bi şey inannmayın!
 

karides

Üye
yav yok böle bi şey inannmayın!


"Konu dışı"nda var olan ve aynı konulu bir topiğe verdim cevabı, aynen aktarıyorum:

Cochineal adlı böceğin kolaya renk vermekte kullanıldığı doğrudur. Ancak, burada bir yanlış anlaşılma ve eksik bilgilendirme var. Şöyle ki, "bir böceği yemenin" dinen sakıncası olup olmadığı tartışması bir kenara dursun, bahsi geçen böceğin insan vücuduna (aşırı dozda tüketilse bile) hiç bir zararı yoktur. Çünkü tümüyle organiktir. BU BÖCEK TEKSTİLDEN, GIDAYA KADAR TÜKETTİĞİMİZ TÜM ÜRÜNLERDEKİ ORGANİK KIRMIZI RENGİ SAĞLAYAN TEK UNSURDUR. Dolayısıyla, çiğnediğimiz (kırmızı renkli) sakızdan tutun da, dondurmaya kadar her gıda maddesine kırmızı rengi verebilmesi amacıyla konulmaktadır. Öyle ki, hanımların kullandığı RUJ'ların en önemli hammaddesidir. Hem de yüzlerce yıldır. Bu nedenle, korkmanıza-iğrenmenize gerek yok arkadaşlar.
 
Doğuş Pertez

Doğuş Pertez

Admin
Koladan Tiksindim bir anda.
 
Mustafa Furkan

Mustafa Furkan

Üye
Aslında bu böceğe ve renge yabancı sayılmayız.Pek aşinayız...Susadıkça aç bir cola...İster coca cola ister cola turka..

Kolanın Hammaddesi "Meyan" Diye Biliyorum Ben.. Hatta Kolaya Rengi Veren de Budur.. Memleketimde "Meyan Şerbeti" Satılır Her Mahalle, Sokakta.. Rengi Kolayla Aynı.. Hem Adana, Balıkesir, İzmir, Denizli Gibi Kentlerimizde Adı Duyulmamış Çeşitli Markalarda Kolalarımıza da mı Bu Böcekler Renk Veriyor ??
 
teomaxi

teomaxi

Üye
iğrenç
 

karides

Üye
Kolanın Hammaddesi "Meyan" Diye Biliyorum Ben.. Hatta Kolaya Rengi Veren de Budur.. Memleketimde "Meyan Şerbeti" Satılır Her Mahalle, Sokakta.. Rengi Kolayla Aynı.. Hem Adana, Balıkesir, İzmir, Denizli Gibi Kentlerimizde Adı Duyulmamış Çeşitli Markalarda Kolalarımıza da mı Bu Böcekler Renk Veriyor ??


Kolanın hammadesi içerisinde meyan ile birlikte bu böcek de bulunmaktadır. Ayrıca tahmin edilenin üzerinde bir ticari hacmi vardır bu böceğin. Daha önce de belirttiğim gibi, sınırsız kullanım alanı mevcuttur. Teksitilden gıda sektörüne kadar. Bu nedenle, buradaki yerel üretici de ya kimyasal kullanacak ya da (kolayca elde edebileceği) bu böceği satın alacak. Bir de sanıldığının aksine, bir çok gıda maddesinde böcek ve örümcekgiller (özellikle yumurtaları) kullanılmaktadır. Tümüyle organik oldukları için vücuda hiçbir zarar vermemeleri üreticinin de rahatlıkla kullanabilmesine olanak tanımaktadır. Misalen, 1950'lerden bu yana ABD'de üretilen bir çok sakız böcek yumurtalarından yapılmaktadır.


Sözün özü, rahat olun. Kulağa her ne kadar iğrenç gelse de, aslında yemek yediğiniz alelade bir restoranda çok daha fazla risk altına giriyorsunuz. (misalen dizanteri,tifo, hepatit-b/c, bağırsak düğümlenmesi v.s. v.s.)
 
Mustafa Furkan

Mustafa Furkan

Üye
Kolanın hammadesi içerisinde meyan ile birlikte bu böcek de bulunmaktadır. Ayrıca tahmin edilenin üzerinde bir ticari hacmi vardır bu böceğin. Daha önce de belirttiğim gibi, sınırsız kullanım alanı mevcuttur. Teksitilden gıda sektörüne kadar. Bu nedenle, buradaki yerel üretici de ya kimyasal kullanacak ya da (kolayca elde edebileceği) bu böceği satın alacak. Bir de sanıldığının aksine, bir çok gıda maddesinde böcek ve örümcekgiller (özellikle yumurtaları) kullanılmaktadır. Tümüyle organik oldukları için vücuda hiçbir zarar vermemeleri üreticinin de rahatlıkla kullanabilmesine olanak tanımaktadır. Misalen, 1950'lerden bu yana ABD'de üretilen bir çok sakız böcek yumurtalarından yapılmaktadır.


Sözün özü, rahat olun. Kulağa her ne kadar iğrenç gelse de, aslında yemek yediğiniz alelade bir restoranda çok daha fazla risk altına giriyorsunuz. (misalen dizanteri,tifo, hepatit-b/c, bağırsak düğümlenmesi v.s. v.s.)


Hmm Bilgi İçin Teşekkürler..
 
dreamnurse

dreamnurse

Üye
ayran için ayran ohh mis gibii düşük taansiyonunuz varsa bir anda çıkıverir :ehe
NOT:yüksek tansiyonu olanlar içmesinn..:kop:
 
POWER

POWER

Üye
Ayran ve Şalgam varken kola da kimmiş ya :)
İçinde ne var ne yok bilmem ama içerdiği yüksek asitin yeterince zararı var :)
 
burak9400

burak9400

Üye
bir insan vücudu ne kadar zamanda çürür yani kemikleri kalır?bunu öğrenin bence arkadaşlar insan vücudu çürüyüp yok olur ama bu uzun bi zaman alır.insan vücudunda en geç çürüyen bölüm dişlerdir ama kola 7 günde çürütebiliyor arkadaşlar.
 
((( MSM )))

((( MSM )))

Üye
Kolanın rengi kırmızı mı ?

Bence değil.

Bahsi geçen böcekten elde edilen renk kırmızı.

Bu haberin düşündürücü bir yanı var. Bana pek inandırıcı gelmedi.
 
peace_for_fight

peace_for_fight

Üye
Kolanın hammadesi içerisinde meyan ile birlikte bu böcek de bulunmaktadır. Ayrıca tahmin edilenin üzerinde bir ticari hacmi vardır bu böceğin. Daha önce de belirttiğim gibi, sınırsız kullanım alanı mevcuttur. Teksitilden gıda sektörüne kadar. Bu nedenle, buradaki yerel üretici de ya kimyasal kullanacak ya da (kolayca elde edebileceği) bu böceği satın alacak. Bir de sanıldığının aksine, bir çok gıda maddesinde böcek ve örümcekgiller (özellikle yumurtaları) kullanılmaktadır. Tümüyle organik oldukları için vücuda hiçbir zarar vermemeleri üreticinin de rahatlıkla kullanabilmesine olanak tanımaktadır. Misalen, 1950'lerden bu yana ABD'de üretilen bir çok sakız böcek yumurtalarından yapılmaktadır.


Sözün özü, rahat olun. Kulağa her ne kadar iğrenç gelse de, aslında yemek yediğiniz alelade bir restoranda çok daha fazla risk altına giriyorsunuz. (misalen dizanteri,tifo, hepatit-b/c, bağırsak düğümlenmesi v.s. v.s.)


coca colanın içinde ne fare var ne böcek; böceğin birçok maddede kullanıldığı dogru ama coca colada yok. gerci eminsiniz verdiginiz bilgilerden ama bu bilgiler icin size gıda guvenliği derneginin sitesini onerebilirim; bi bakın bence:
 
POWER

POWER

Üye
coca colanın içinde ne fare var ne böcek; böceğin birçok maddede kullanıldığı dogru ama coca colada yok. gerci eminsiniz verdiginiz bilgilerden ama bu bilgiler icin size gıda guvenliği derneginin sitesini onerebilirim; bi bakın bence:

Verdiğiniz siteyi incelemekteyim. Güzel bir klavuz fakat her derneğe güvenilmesi mümkün değil zira bu araştırmalar bilgilendirmeler yönlendirilmiş olabilir.
 
peace_for_fight

peace_for_fight

Üye

Verdiğiniz siteyi incelemekteyim. Güzel bir klavuz fakat her derneğe güvenilmesi mümkün değil zira bu araştırmalar bilgilendirmeler yönlendirilmiş olabilir.

yani sizce forumlar daha mı guvenilir gıda guvenliği derneğinden?
 
Mustafa Furkan

Mustafa Furkan

Üye
yani sizce forumlar daha mı guvenilir gıda guvenliği derneğinden?

Forumlar Güvenilir Diye Bir İddia Ortaya Atılmadı..
Ki Forumda Herkes Kendi Düşüncesini Bağımsız Bir Şekilde Anlatıyor..

Ama Söz Konusu Derneğin Verdiği Bilgilerde de Kesin Bir Kanıt Yok..
 

karides

Üye
yani sizce forumlar daha mı guvenilir gıda guvenliği derneğinden?

Bu ülkede herkes, illegal olmayan her konuda dernek kurma hakkına sahiptir. Bu, kurulan her derneğin kesin ve net doğruları ortaya koyduğunu göstermez. Kaldı ki, senin bahsettiğin dernek sadece Türkiye için fikir üretiyor. Oysa ki, kola içeceğinin 9 yaşın altındaki çocuklara yasaklanması konusunda Avrupa ve ABD'de ciddi kanun çabaları var. Galiba senin dernek, onlardan daha iyi biliyor bu meseleyi.

Kaldı ki, benim verdiğim bilgiler seninki gibi ne idüğü belirsiz bir derneğin sitesinden alıntı değildir. Bu konuda araştırma zahmetine girersen Cochineal böceğinin nerede kullanaıldığını bir çok tıp sitesinden öğrenebilirsin ya da daha basiti bir ansiklopedi sitesi olana Wikipedia'da biraz dolaş bakalım.

Senin adresini verdiğin (ne idiğü belirsiz) derneğe gelince, bir de aşağıdaki haberi oku bakalım:



71 GIDA ÜRETİCİSİ FİRMA ŞAİBE UYANDIRACAK BİR DERNEK KURDU…..

Gıda Güvenliği Derneği ismi ile kurulmuş bu derneğin kuruluş yapısı ve yayın organı olan internet sitesi incelendiği zaman, birbirini denetlemek durumunda olan bir takım kuruluşların bu dernek çatısı altında biraraya geldiklerini hayretler içinde tesbit ediyorsunuz. Tüketicilere dönük hizmet edeceklerini belirttikleri halde tüketicilerin hayrına hiçbir çalışmalarını göremiyorsunuz.

İşverenlerin kurdurduğu işçi sendikaları nasıl şaibeli oldukları için sarı sendika diye yaftalanıyorsa, bu dernek de maalesef tüketiciler için şaibeli, yani “Sarı Dernek” damgası ile damgalanmaya mahkum olacaktır. Bizce bu manada çizgisini yürüttüğü müddetçe bu derneğin gerçek adı “GIDA ÜRETİCİLERİNİN TATLI TİCARETLERİNİN GÜVENLİĞİNİ KORUMA DERNEĞİ” olacaktır.

“Sağlıklı ve Helal Sertifikalı” ürün talebi bütün dünyada hızla artış gösterince, ülkemizde de bu konudaki çalışmaların ayak sesleri çoğalınca bazı büyük firmalar korunma içgüdüsü ile ayakları dolaşıp yanlış işler yapmaya başladılar.

Haber kaynaklarına göre Ülker bu derneğe üye olduğu gibi, 1.5 milyon YTL ile “Sağlıklı Ürün Araştırma Enstitüsü” adı ile bir vakıf kurdu. Bakacağız,ürünlerinin bir çoğunda kullandığı ve bağımsız bilim kurullarının ve bilim araştırmacıların zararlı olduklarını tesbit ettikleri onlarca katkı maddesini kullanmaya son verebilecek mi?. yoksa bu vakıf vasıtası ile ürünlerinin sağlıklı olduğunu kabul ettirmeye devam mı edecek?

Bu kuruluşları asla üreticiler kurmamalıdır. Ancak, Tüketiciler, bağımsız bilim kurumları ya da devlet kurumları kurmalıdır. Aksi halde şaibeden yakalarını kurtaramazlar.

Bu konuda TIMETURK çok isabetli bir haber yapmış. HABER10 da alıntı yaparak yayınlamış. Haberin baştan sona, kelimesi kelimesine bizim de görüşlerimizi yansıttığı için aynen yayınlamayı uygun gördük.

BİR GIDA DERNEĞİNİN ŞEHİR EFSANESİ BALONU

TÜKETİCİ YANLIŞ YÖNLENDİRİLİYOR

Coca-Cola'dan Migros ve Pınar'a kadar toplam 71 gıda devinin üyesi olduğu ‘Gıda Güvenliği’ adlı derneğin tüketicileri yanlış yönlendirdiği iddia edildi.

Cargill, Ülker, Coca-Cola, Eti, Aytaç, Banvit, Migros, Kraft, Pınar, Reis, Tat’ın da içinde olduğu 71 büyük gıda firmasının üyesi olduğu ‘Gıda Güvenliği’ adlı derneğin tüketicileri yanlış yönlendirdiği belirtiliyor.
Derneğin sitesinde yer alan bilgiye göre; derneği 71 üyeden Banvit, Bolpat, CocaCola, Diversey, East, Filiz, Frito Lay, İnoksan, Kalite Sistem Laboratuarı, Merko Gıda, Mc Donald's, Sardunya, Sodexho, Sofra Yemek, S & Q Mart, Uçak Servis, Unilever firmaları destekliyor.

DERNEK KURULUNDA PROFESÖRLER VAR
Danışma Kurulu üyeleri de dernek üyeleri gibi tam bir konsorsiyum. Bu kurul, on altı farklı üniversiteden birer profesör ile AB Genel Sekreterliği, Set-Bir, İhracatı Geliştirme Merkezi, Tarım Bakanlığı Koruma Kontrol Müdürlüğü, Yem Sanayicileri Birliği, Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi temsilcilerinden oluşuyor. Kurulda, Almanya Eurepgap, Fransa Anfor, İngiltere FSA’dan da birer üye yer alıyor kurulda.

TÜKETİCİ İÇİN ÇALIŞILIYORMUŞ(!)
Derneğin söylemlerine bakıldığında ilk bakışta, üretici, bilim adamları ve devlet organlarınca gerçekleştirilen tüketici amaçlı güzel bir çalışma varmış gibi görünüyor. Ancak derneğin yapısı incelendiğinde ortaya farklı bir durum çıkıyor. Derneğin başkanı, geçtiğimiz hafta bir kanalda ‘Ekonomi Gündemi’ programın konuğu oldu. Başkan derneklerinin üretici, tüketici ve bilim adamı ayaklarını bir araya getirdiği iddiasında. Ama derneklerinin sitesi bu iddiayı yalanlıyor. Üye listesinde tek bir tüketici dahi bulunmuyor ve olması da imkânsız gibi görünüyor.

2BİN YTL ÜYELİK AİDATI
Derneğin üyelik aidatları zenginler kulübü TÜSİAD’ın aidatlarıyla neredeyse aynı. Tüzel kişiler için 2 bin YTL gerçek kişiler için ise 750 YTL. Türkiye şartları göz önüne alındığında tüketicilerin her ay bu parayı ödeyerek derneğe üye olmaları neredeyse imkansız.

ŞEHİR EFSANESİ BALONU
Başkan konuşmasında sık sık ve altını çizerek ‘şehir efsanesi’ kelimesini kullanıyor. Sitelerine de ‘şehir efsaneleri’ başlıklı özel bir bölüm var. Üreticilerin uydurduğu ‘efsaneler’den bir kaçı şöyle;
Soru: Pastörize sütlerin yerine sokak sütünü kullanmam gerektiğine yönelik mail aldım, doğru mudur?
Derneğin cevabı ise ‘Hayır’ şeklinde.


Hemen herkes paket süte pastörize süt diyor. Halbuki pastörize süt ile UHT süt arasında çok büyük farklar var. Bu üretici efsanesine Star’dan Prof Dr Ahmet R. Küçükusta bir yazısında şöyle değiniyor; “Günümüzde büyük şehirlerde artık açık süt veya çiğ süt bulmak neredeyse imkânsız. Satılsa da alan da olmaz herhâlde, çünkü bunların ‘hastalık yapan mikrop saçtıklarına’ dair müthiş bir negatif propaganda var.
Sütün içilmeden ve değişik şekillerde kullanılmadan önce yüksek ısılara tabi tutulmasının sebebi, içinde bulunabilecek zararlı mikropların öldürülmesi; başka bir deyişle sütün ‘kesilmesinin’ önlenmesidir. İşin püf noktası da burada zaten. Sütte hastalık yapabilen mikroplar bulunabildiği gibi, probiyotikler de denen vücut için faydalı ‘dost mikroplar’ da bulunuyor. Bunlar, bırakın hastalık yapmayı, tam aksine sağlıklı yaşayabilmemiz için mutlaka gerekli olan mikroplar. Bağırsaklarımızdaki mikropların yüzde 85’inin bu dost mikroplardan oluştuğunu ve bunların hastalık yapıcı olanlarının üremelerini önlediklerini de belirtelim ki mesele daha iyi anlaşılsın.
İşte, bu ısıtma işlemi sırasında da zararlı mikroplarla beraber ‘sütü süt yapan’, onu asıl faydalı kılan probiyotikler ve bunların ürettikleri enzimler ve vitaminler de istenmeden tahrip oluyor.
Isıtma yöntemleri içinde sağlığımız açısından en iyisi bizim çocukken yaptığımız ‘süt pişirme’ işlemi, yani sütün bir taşım kaynatılması. Pastörizasyon ve özellikle de UHT denilen yöntem ise ‘iyi-kötü-çirkin tüm mikropları’ öldürdüğü için sütü süt olmaktan çıkarıyor. Çünkü, süt içinde bulunan probiyotikler sebebiyle çok faydalı bir içecek, onları yok ettiniz mi inek sütünün sinek sütünden bir farkı kalmıyor.
Tıbbi... teknik... bilimsel bilgiler veriyorum: Varsa ve güveniyorsanız daima açık sütü tercih edin, yoksa şişe sütü, o da yoksa kutu sütü alın”

TÜKETİCİ YANLIŞ YÖNLENDİRİLİYOR
Sitedeki diğer bir soru “Gıda katkı maddelerinin zararları ile ilgili bir mail aldım, doğru mudur?”
Derneğin cevabı: “E kodu alan katkı maddesi, düzenleyici makamca kullanılmasına izin verilmeden önce bilimsel olarak detaylı bir şekilde incelenmiş ve insani tüketim için kesinlikle güvenli olduğu kanıtlanmış demektir. İzin verilen miktarlarda kullanılan katkı maddelerinin sağlık üzerinde olumsuz bir sonuç doğurması mümkün değildir.”


Derneğin bu cevabındaki cümleler de gerçeği yansıtmıyor. Bu efsanenin yanlışlığı konusunda, hiçbir kuruma danışmanlık ve hizmet sunmayan, herhangi bir ticari müesseseden ücret almayan bağımsız bilim adamlarınca yapılan sayısız araştırma yayınlandı. Bu bağımsız bilimsel çalışmalarda, insanların sağlığını ve geleceğini tehdit eden katkı maddelerinin birçoğunun zararsız olduğunu iddia etmenin yanlış olduğu belirtiliyor.

KONUNUN UZMANLARI UYARIYOR
Objektif yayınları ve bilimsel içeriği ile dikkat çeken ve birçok dilde Wageningen University tarafından yayınlanan Food-info sitesi, katkı maddeleri için “Yan etkileri hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir. Toksisite ve güvenlik bilgileri için ayrı ayrı E-numaralarına bakınız” diyerek tüketicileri uyarıyor.
E kodlu katkı maddelerinin yarıya yakın kısmı ABD, İngiltere, Rusya, Danimarka, Almanya, Fransa, Norveç, Brezilya vb birçok ülkede kanserojen yahut başkaca hastalıklara neden oldukları veya tetiklemeleri için yasaklanmış durumda. Türkiye gibi ‘gıda güvenliği’ne önem verilmeyen bir ülkede, üreticiler tarafından kurulmuş olan bir derneğin, üyelerinin ürünlerle ilgili sorunları dile getirmesi ve bunlarla mücadele etmesi de oldukça zor görünüyor.

DERNEK KENDİNİ TEKZİP EDİYOR
Derneğin sitesinde katkı maddelerine yönelik bir soruya verielen cevapta; ‘Katkı maddesi, düzenleyici makamca kullanılmasına izin verilmeden önce bilimsel olarak detaylı bir şekilde incelenmiş ve insani tüketim için kesinlikle güvenli olduğu kanıtlanmış demektir’ denirken, “Monosodyum Glutamat zararlı mıdır?” sorusuna verilen cevapta ise ‘Bir maddenin zararlı olup olmaması alınan dozuyla ilişkilidir’ deniliyor ve böylece dernek kendi kendini tekzip etmiş oluyor.
Ayrıca ‘Türk Gıda Kodeksi gereğince MSG maddesinin işlenmemiş gıda maddeleri, bal, bitkisel veya hayvansal kaynaklı emülsifiye edilmemiş katı ve sıvı yağlar, tereyağı, süt, krema, kaymak, çözünebilir kahve, aromasız siyah çay, şeker, sade makarnalar gibi gıdalarda kullanımı ise yasaktır’ derken. Food-info ise MSG için “Glutamatlar, 12 haftadan küçük bebekler için hazırlanmış gıda ürünlerinde kullanılmamalıdır.” diyor. Burada da metin içindeki çelişki göze çarpıyor.

EFSANELİK YANLIŞLAR
Site’nin ‘sıkça sorulan sorular’ bölümünde ise düzeltilmesi gereken ‘efsane’ (!) bilgiler yer alıyor.
‘Bira’ tanıtımının yapıldığı bölümde biranın faydaları sıralanıyor. Tüm dünya zararlarından korunmak için eğitim kurumlarında yasaklarken ve tüketicilere bu tür ürünleri içmemeleri için uyarıda bulunurken,
‘Gıda Güvenliği Derneği’ Meşrubat tüketimi gerekli midir? sorusuna verdiği şu cevapla kendini açıkça deşifre ediyor; “Meşrubatlar dengeli beslenmenin bir parçasıdır. Meşrubatlar vücudun sıvı gereksinimlerini karşılama konusunda yardımcı ürünlerdir.” Derneğin sitesinde tüketici lehinde övgüye değer cümleye rastlanmıyor. Bu durum, derneğe olan güveni de tartışılır hale getiriyor.
Derneğin gerçekten tüketici lehine çalışan bir dernek olabilmesi için şu önerilerde bulunuluyor;
Üyelerinin ürettiği tüm ürünlerde;
a) Bilimsel olarak zararı ispat edilmiş katkıların ürünlerinde kullanılmamasını,
b) Şüphe barındıran katkıların ürünlerinde kullanılmamasını,
c) Farklı inanç sahiplerinin inançlarına saygı duyarak bu inançlara aykırı katkı maddeleri ve yöntemlerin kullanılmamasını,
d) Ürün etiketlerine ürün içeriğinin tüm ayrıntısının (içeriğin tüm miktar ve oranını, katkı ve diğer maddelerin menşeini, ürünün E kodunu) yazılmasını,
e) Ürün etiketinde ‘laksatif etki yapar’ gibi tüketicinin anlamadığı bir dil yerine dürüstçe ‘aşırı tüketimi ishale neden olur’ şeklinde tüketicinin bilgilendirilmesini sağlayarak başlayabilir. Çok şey istemiyoruz. Sadece insan, toplum ve çevre sağlığı, bilgi edinme hakkı ile inançlara saygıdan söz ediyoruz. Bunu yapmadan ‘güvenli gıda’dan söz etmek güvenin anlamını erozyona uğratırsa o zaman iş çoban kurt hikâyesine döner.

DEVLETLE İLİŞKİLİ SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ
Bir sivil toplum örgütünün (üreticilerce kurulan her türlü örgütlenme modeli ‘menfaat’ örgütlenmesi olarak nitelendiriliyor) devletle açık ya da gizli bağı olmaması, sivil toplum örgütü olabilmesi açısından büyük önem taşıyor. Ancak bu derneğin Danışma Kurulu’ndan dernek üyelerinin üretimlerini belgelemekten ve üretimlerini denetlemekten sorumlu Tarım Bakanlığı görevlisinin üye olması göze çarpıyor. Dünya görüşleri birbirinden çok farklı, üstelik birbirlerine rakip, bu kadar üreticinin üstelik ‘gıda güvenliği’ için bir araya gelmeleri ise dikkat çekici bulunuyor. ‘Gıda güvenliği’ kavramın henüz tam oturmadığı bir ülke olan Türkiye’de böyle bir derneğin bu alanda yürütülen diğer çalışmaları da gölgeleyeceği belirtiliyor.


KAYNAK :

Sevgili arkadaşım, peki sence neden aidat 2.000 ve 750 YTL? Çünkü tüketicinin üye olunması istenmiyor. Peki niye? Çünkü, kendileri çalıp, kendileri dinlesinler diye.

Anladın di mi şimdi gerçeği. İsim afilli duruyor ama insanı aldatıyor.

Hadi iyi geceler.
 
Mustafa Furkan

Mustafa Furkan

Üye
Sanırım Gerekli Cevabı Almışsınızdır..

Teşekkürler Karides.. :oke:
 

herobesta

Üye
valla ben seviyorum:)tadıda güzel o yüzden sorun yok
 
SON KRAL65

SON KRAL65

Üye
tşkler bilgi için
 


Üst Alt