arslansem
Üye
Ciddiye Al ama Korkma...
Ciddiye Al ama Korkma...
Sınav ciddiye alınması gereken bir konudur ancak bazen gereksiz korkular da oluşabilir. buna çok dikkat etmek lazım.
Yüksek öğrenim yapmak isteyen kimi genç, ekonomik durumunun yetersizliği sebebiyle burslu veya parasız öğretim kurumlarına alâka gösterir. Veya kısa yoldan para kazanmak, ekonomik durumunu düzeltmek amacıyla, önüne gelen bir fırsattan yararlanarak çalışma yaşamına atılır.
Kimi genç sadece bir süre askerliğini ertelemek veya askerde daha rahat olmak için yüksek öğrenime girmek ister. Kimi genç kız, evin ve ailenin baskısından kurtulmak, daha hür ve bağımsız olmak için iş hayatına girer veya yüksek öğrenime başlamak ister. Zaman zaman moda olan meslekler de mevcuttur. Bunlar kişiye sağladıkları toplumsal rol, saygınlık, yer ve kazanç bakımından, belirli zamanlarda gence ve ailesine çekici görünür. Bu sebeple de, kimi aile genci moda olan mesleğe girmesi için zorlar.
SEVECEĞİNİZ İŞİ YAPIN
Gencin yüksek öğrenime girmesi, bir mesleğe başlaması, kuşkusuz yalnız çevreden ve aileden gelen etkilerin altında gerçekleşmez. Yüksek öğrenimde sınav aşamasından geçmek, ekseriyetle işe girmeden önce yeniden sınav kazanmak ve karşılıklı mülakatlarda iyi etki bırakmak da gereklidir. Gençten, aileden veya yüksek öğrenim ya da mesleğe girişte uygulanan seçim sisteminden kaynaklanan bütün bu etkenler sonucunda, genç istemediği bir dalda yüksek tahsile başlar veya istemediği bir mesleğe girerse, bireysel ve toplumsal sorunların da tohumları ekilmiş olur.
Genç, gayesine ulaşamamanın, hayalini gerçekleştirememenin üzüntüsü içinde yaşar. Ezik, umutsuz, küskün olur. Girdiği mesleğe ya da yüksek öğrenim branşına zaman içinde alışsa da coşkuyla, istekle çalışmaz. Çalışma gücü, başarısı, verimi istenen seviyede olmaz.
Gençler, yanlış bir seçim neticesinde ya da sadece puanları tuttuğu için girdikleri mesleğin gerektirdiği başarı ve çabayı gösteremediklerinden sürekli sıkıntı ve kaygı içinde olurlar. Bu kaygı çaba ve çalışmayı daha da azaltır. Okulda, işyerinde tatsızlıklar, çatışmalar başlar. Bu durum sırf gence ve ailesini tedirgin etmekle kalmaz, verim ve başarıyı da düşürdüğü için toplumun çalışma düzenini, geleceğini de menfi yönde etkiler.
KAYGININ AZI FAYDALIDIR
Ruhbilim açısından sınav, engelin aşılması, sorunun çözülmesi olarak yorumlanır. Sınav esnasında zuhûr eden kaygı, anlık, durumluk veya belirli bir zaman ile sınırlı değildir. Sınanma kaygısı, başlangıcı ve sonu olan bir süreçtir. Sınav öncesi, başka bir deyişle ısınma evresi; sınavın yaşandığı evre; sınav sonrası ya da durulma evresi vardır.
Sınava hazırlanan ve girenlerin çok iyi bildiği gibi, sınav öncesinde kaygı seviyesi yavaş yavaş yükselir. Sınav yaklaştıkça yükseliş artar. Sınav başlangıcında zirveye çıkar. Sınav süreci esnasında düşüş gösterir. Sınav sonunda kişinin beklenti ve başarısıyla değişen durulma evresi başlar. Bu evre dahilinde de sınavın neticesi alınıncaya kadar belirli bir kaygı seviyesi söz konusudur.
Fazla kaygı başarısızlığı getirir
Araştırmalar, engel aşma, sorun çözme, sınav ve sınanma esnasında durumluk kaygı seviyesinin yükselmesine bağlı olarak başarısız olan insanlarda aşağıdaki özelliklerin mevcut bulunduğunu göstermiştir.
* Sürekli başarılı olma, kazanma, yenme, üstünlük taslama çabası içinde olmak.
* Sınav ve sınanmayı bir kişilik ve saygınlık sorunu olarak düşünmek.
* Geçmiş hataları, başarısızlıkları bir türlü unutamamak.
* Geçmiş hata ve başarısızlığı yanlış şekilde yorumlamak, genelleştirmek, geleceğe ilişkin menfi çıkarımlar yapmak.
* Başarısızlığın sevgi ve değer kaybına sebep olacağı endişesi.
* Sınavı, sınanmayı facia haline götürmek.
* Kendini başkaları ile karşılaştırmak.
Sınav ciddiye alınması gereken bir konudur ancak bazen gereksiz korkular da oluşabilir. buna çok dikkat etmek lazım.
Yüksek öğrenim yapmak isteyen kimi genç, ekonomik durumunun yetersizliği sebebiyle burslu veya parasız öğretim kurumlarına alâka gösterir. Veya kısa yoldan para kazanmak, ekonomik durumunu düzeltmek amacıyla, önüne gelen bir fırsattan yararlanarak çalışma yaşamına atılır.
Kimi genç sadece bir süre askerliğini ertelemek veya askerde daha rahat olmak için yüksek öğrenime girmek ister. Kimi genç kız, evin ve ailenin baskısından kurtulmak, daha hür ve bağımsız olmak için iş hayatına girer veya yüksek öğrenime başlamak ister. Zaman zaman moda olan meslekler de mevcuttur. Bunlar kişiye sağladıkları toplumsal rol, saygınlık, yer ve kazanç bakımından, belirli zamanlarda gence ve ailesine çekici görünür. Bu sebeple de, kimi aile genci moda olan mesleğe girmesi için zorlar.
SEVECEĞİNİZ İŞİ YAPIN
Gencin yüksek öğrenime girmesi, bir mesleğe başlaması, kuşkusuz yalnız çevreden ve aileden gelen etkilerin altında gerçekleşmez. Yüksek öğrenimde sınav aşamasından geçmek, ekseriyetle işe girmeden önce yeniden sınav kazanmak ve karşılıklı mülakatlarda iyi etki bırakmak da gereklidir. Gençten, aileden veya yüksek öğrenim ya da mesleğe girişte uygulanan seçim sisteminden kaynaklanan bütün bu etkenler sonucunda, genç istemediği bir dalda yüksek tahsile başlar veya istemediği bir mesleğe girerse, bireysel ve toplumsal sorunların da tohumları ekilmiş olur.
Genç, gayesine ulaşamamanın, hayalini gerçekleştirememenin üzüntüsü içinde yaşar. Ezik, umutsuz, küskün olur. Girdiği mesleğe ya da yüksek öğrenim branşına zaman içinde alışsa da coşkuyla, istekle çalışmaz. Çalışma gücü, başarısı, verimi istenen seviyede olmaz.
Gençler, yanlış bir seçim neticesinde ya da sadece puanları tuttuğu için girdikleri mesleğin gerektirdiği başarı ve çabayı gösteremediklerinden sürekli sıkıntı ve kaygı içinde olurlar. Bu kaygı çaba ve çalışmayı daha da azaltır. Okulda, işyerinde tatsızlıklar, çatışmalar başlar. Bu durum sırf gence ve ailesini tedirgin etmekle kalmaz, verim ve başarıyı da düşürdüğü için toplumun çalışma düzenini, geleceğini de menfi yönde etkiler.
KAYGININ AZI FAYDALIDIR
Ruhbilim açısından sınav, engelin aşılması, sorunun çözülmesi olarak yorumlanır. Sınav esnasında zuhûr eden kaygı, anlık, durumluk veya belirli bir zaman ile sınırlı değildir. Sınanma kaygısı, başlangıcı ve sonu olan bir süreçtir. Sınav öncesi, başka bir deyişle ısınma evresi; sınavın yaşandığı evre; sınav sonrası ya da durulma evresi vardır.
Sınava hazırlanan ve girenlerin çok iyi bildiği gibi, sınav öncesinde kaygı seviyesi yavaş yavaş yükselir. Sınav yaklaştıkça yükseliş artar. Sınav başlangıcında zirveye çıkar. Sınav süreci esnasında düşüş gösterir. Sınav sonunda kişinin beklenti ve başarısıyla değişen durulma evresi başlar. Bu evre dahilinde de sınavın neticesi alınıncaya kadar belirli bir kaygı seviyesi söz konusudur.
Fazla kaygı başarısızlığı getirir
Araştırmalar, engel aşma, sorun çözme, sınav ve sınanma esnasında durumluk kaygı seviyesinin yükselmesine bağlı olarak başarısız olan insanlarda aşağıdaki özelliklerin mevcut bulunduğunu göstermiştir.
* Sürekli başarılı olma, kazanma, yenme, üstünlük taslama çabası içinde olmak.
* Sınav ve sınanmayı bir kişilik ve saygınlık sorunu olarak düşünmek.
* Geçmiş hataları, başarısızlıkları bir türlü unutamamak.
* Geçmiş hata ve başarısızlığı yanlış şekilde yorumlamak, genelleştirmek, geleceğe ilişkin menfi çıkarımlar yapmak.
* Başarısızlığın sevgi ve değer kaybına sebep olacağı endişesi.
* Sınavı, sınanmayı facia haline götürmek.
* Kendini başkaları ile karşılaştırmak.
